BThaber- Sektörün kaderi ve geleceği 2008’de çizilecek

Tüm haberlere geri dön...

Haber Kaynağı: BThaber, 19 Kasım - 25 Kasım 2007, Sayı: 646, BThaber

sektorunkaderi.jpgSektörün kaderi ve geleceği 2008’de çizilecek

Son olarak yaşanan Türk Telekom grevi açıkça gösterdi ki, telekom sektörü hem ülkenin ekonomisi, güvenliği, gelişimi açısından hem de tüm diğer sektörlerin ivme kazanabilmesi için kilit ve destekleyici bir role sahip. Böylesine önemli bir sektörde son yıllarda yaşanan telekomünikasyon sektörünün içinde bulunduğu serbestleşme süreci, alternatif operatörlerin sektöre girişi, Türk Telekom’un özelleştirilmesi, Vodafone gibi bir dünya devinin pazara girişi gibi gelişmeler sektörün gidişatını değiştirmiş ve telekom sektörüne büyük bir canlanma getirmişti. 2007 yılında bu büyüme eğilimi etkisini azaltıp sürdürse de diğer yandan da geçtiğimiz yıl sektörde hiç olmadığı kadar tartışmalara sahne oldu. Bir yandan tarife tartışmaları bir yandan da serbestleşme tartışmaları sadece telekomun değil tüm bilişim sektörünün ve ekonominin gündemine damga vurdu. Pazarın genel görünüşüne baktığımızda altyapı kurma ve işletme konusundaki lisanslar ve geçiş hakkı gibi düzenlemeler daha yeni yayınlandığı için, bu konuda büyük gelişmeler olmadığını görüyoruz. Diğer yandan fiber optik altyapının gelişmesi ve genişbant internetin yaygınlaşmasının sektörü çok daha dinamik bir hale getireceği ve büyüteceği yorumları yapılıyor. Türkiye’de 20 milyar doları aşan pazar büyüklüğüne sahip olduğu söylenen sektörün gelecek 5 yıl zarfında ise 30 milyar dolarlık bir hacme ulaşacağı öngörüleri yapılıyor. Küresel çapta ise, 2011'e kadar pazarın büyüklüğünün 1.9 trilyon dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. Türkiye'de telekom sektöründeki gelişmeler, diğer sektörlerin ve ülke ekonomisinin gelişimine de doğrudan katkıda bulunacak. Kritik sektörün kritik yılı da 2008 olacağa benziyor. Sektörde özellikle düzenlemeler tarafında büyük beklentiler bulunuyor. 2008’de yaşanacak gelişmeler sektörün kaderini ve gelecek rotasını çizecek. Grev mi? Görmedim, duymadım, konuşmuyorum! Telekom sektörünün içinde bulunduğumuz dönemin gündemini Türk Telekom grevi belirliyor. Bu dosyayı yayına hazırladığımız sırada Türk Telekom grevi neredeyse birinci ayını dolduruyordu ve henüz grevin bittiğine dair bir açıklama gelmedi grevde karşı karşıya olan iki taraftan da. Türk Telekom ve Haber-İş Sendikası arasındaki görüşmeler uzlaşmayla sonuçlanamamış, sendika 16 Ekim’de grev kararı almıştı. Grevin başlamasının üstünden bir ay geçmesine rağmen, toplum genelinde ve hükümet tarafında adeta grev yokmuşçasına davranıldığını ve “görmedim, duymadım, konuşmuyorum” tavrının benimsendiği gözlemleniyor. Hükümet kanadında da sessiz kalınıyor, inisiyatif alınmıyor havası koklanıyor. Hükümet dışında muhalefet partilerinde bile suskunluk hakim. Etkileri önümüzdeki dönem daha fazla ortaya çıkacak Belki etkileri henüz çok da yoğun bir şekilde ortaya çıkmayan grevin etkilerinin önümüzdeki dönemde daha fazla hissedileceği söyleniyor. Ortaya çıkacak olası arızaların kesinlikle onarılmayacağı belirtilirken, bunun da telekomünikasyon sistemine ve TT'nin altyasını kullanan birçok sektöre daha kritik darbeler vuracağına değiniliyor. "Sabit telefonlar olmazsa cep telefonu üzerinden konuşuruz" diyenlerin yanılacağı çünkü Türk Telekom'un altyapısını kullanan GSM şirketlerinin de olası bir grevden etkilenmeye başladığı belirtiliyor.
 

Grev iş planlarını bozuyor
Grevle ilgili görüşlerini açıklayan isimlerden biri olan Doğan Telekom Genel Müdürü Fazıl Esen, şu yorumları yaptı: "Türk Telekom, bizimle yaptığı sözleşmelerde grevi 'mücbir sebep' (irade dışı) saydı. Grev, iş planlamamızı, maliyetlerimizi, her şeyimizi etkiledi. Grev, abone aktivasyonlarımızın uzamasına neden oluyor. Önceden bir günde aktive olan talepler artık on günü buluyor. Grev nedeniyle yapacağımız kampanyayı bekletiyoruz. Grevde, her iki taraf da rahat davranıyor. Ama grevin 15 gün içinde bitmesini bekliyoruz, grevin uzaması durumunda bakım sürelerimiz de uzuyor."

Satırbaşlarıyla Türk Telekom grevi
-Türk Telekom 11 yıl önce PTT’den ayrılarak kurulmuştu. Kurulduğu günden itibaren Türkiye Haber-İş Sendikası ile iki yılda bir toplu iş sözleşmesi görüşmeleri yapıyor.
- Toplu sözleşme görüşmelerinin bu yıl yedincisi yapıldı, ilk kez bu yıl uzlaşılamadı. Grevden bir gün önce Ulaştırma Bakanı devreye girmesine rağmen uzlaşma sağlanamadı.
-Grev başladıktan sonra 400’den fazla fiber optik kablo kesilme vakası olduğu ve 200 milyon YTL’ye yaklaşan zarar oluştuğu belirtiliyor.
-Türk Telekom’un 27 binden fazla çalışanı var.İlginç bir nokta, Türk Telekom 2006 yılı başında Oger Telecom’a devredildiğinde devlete geçmek için başvuran personel sayısının 23 bin olması. Grevden en fazla etkilenen alanlar Türk Telekom'daki grev normal telekomünikasyon akışını fazla engellemedi belki ama özellikle ortaya çıkan ve de çıkacak arızaların onarılmasında sorunlar yaşanıyor.

Grevden doğrudan veya dolaylı etkilenen alanlar şunlar:
- Sabit telefon kullanımı
- İnternet kullanımı
- GSM şebekeleri
- Bankacılık işlemleri
- Borsa işlemleri
- Hastane hizmetleri

Türk Telekom işçilerinin başlıca şikayetleri;

- En büyük sıkıntılardan biri çalışma saatleri konusunda.
-İşçiler esnek saatli çalışma sistemini kabul etmek istemiyor.
-Bayram haklarının kaldırılması tepki topluyor.
-Mesailerin kalkması diğer bir şikayet. Ayrıca haftada bir gün izin verilmek isteniyor deniyor.
- Çalışanlar sadece işverenden dert yanmıyor. Sendikanın da haklılıklarını yeterince anlatamadığını söylüyorlar.

France Telecom’da da grev başlıyor

Son dönemde telekom sektöründe sıkıntı sadece Türkiye’de yaşanmıyor, benzer bir grevin Fransa’da da telekom sektöründe yaşanması yakın gibi gözüküyor. Tüm dünyada özellikle sektörde dışkaynak kullanımının artmasının, haberleşme sendikalarını grev kararı almaya ittiği söyleniyor. Fransa’da France Telekom ve La Poste işçileri, satın alma güçlerinin son yıllarda iyice düşmesi, çalışma koşullarının ağırlaşması ve şirket bünyesinde yapılan düzenlemelerin hep çalışan kesimi vurması gibi nedenlerle 20 Kasım’dan başlayarak greve çıkacaklarını duyurmuşlardı.

Sektörde serbestleşme süreci yavaş ilerliyor

Telekom sektörü, Türkiye ölçeğinde değerlendirildiğinde bir cazibe alanı olma özelliğini sürdürüyor. Bu görüşte olan isimlerden Aktif Telekom İş Geliştirme Koordinatörü Yaşar Bayındır, bunda genişbant, 3N gibi servisler ve yeni kuşak teknolojilerden umulan kar beklentisinin etkin rol oynadığını söyledi. Bayındır, şu yorumları yaptı: “Bu durum özellikle yapılan yanlış yatırımlar sonucu hüsrana da dönüşebilir. GSM operatörleri tarafında ciddi bir rekabetin olduğu görülüyor. Tüketicinin yararına görünen bu durum, geldiğimiz noktada 'tarife bilmecesi' şeklini aldı. Numara taşınabilirliği ve 3N konusundaki gelişmeler ve Wi-Max ile ortaya çıkacak yeni iletişim olanakları mobil hizmetlerin gideceği yön açısından belirleyici olacak. Sabit hat operatörleri ise hala tekel konumunu sürdüren Türk Telekom ile olan sorunlarını çözebilmiş durumda değil. Altyapı kurma ve işletme konusunda Türk Telekom’un bu konudaki tekeli fiilen devam ediyor.

Aktif oyuncu sayısı onun altına düştü

Telekomünikasyon serbestleşme sürecinin 2004 yılından bu yana devam ettiğini, başlangıçta sektörde 70 kadar aktif oyuncunun olduğunu anımsatan Borusan Telekom Operasyon Direktörü Mehmet Başer, yaşanan ciddi konsolidasyon sürecinin ardından şimdi bu sayının onun altına düştüğünü anlattı. Başer, “Serbestleşme süreci yavaş ilerliyor. Alternatif operatörler üç yıldır yoğun çalışıyor ama pazar payları hala yüzde 4 civarında. Şehiriçi gibi bazı alanların rekabete açılmasında geç kalınmış olması bu durumda önemli rol oynuyor. Sabit Telekomünikasyon Hizmeti Yetkilendirilmesi ile ilgili düzenleme hiç kuşkusuz olumlu bir adım, ancak hızla arkasının getirilmesi ve lisans bedellerinin açıklanması gerekiyor” dedi. Bircom Genel Müdürü Burçin Bircanoğlu, sektörün karşı karşıya bulunduğu yüksek vergilendirme sorunu çözümlenirse çok ciddi bir atılım kaydedebileceğini düşünüyor. Bircanoğlu, “Fiber optik altyapının gelişmesi ve genişbant internetin yaygınlaşması sektörü daha dinamik hale getirecek ve katma değerli hizmetlerde büyük bir potansiyel yaratacak. Tekrarlanacak olan 3N ihalesinin sonuçlanması da sektöre önemli bir hareketlilik kazandıracak. Telekom sektörünün büyümesi ve gelişmesi için bu sektördeki oyuncuların teknolojiye mutlak hakimiyeti büyük önem taşıyor. Telekomünikasyonun ve teknolojinin hızla gelişiyor olması, mutlak bir bilgi güncellemesi gereksinimini de beraberinde getiriyor. Bu yapılamadığı zaman sıkıntı yaşanıyor” dedi.

En yüksek vergi bizde

Telekomünikasyon sektörünü dünyada ve Türkiye’de geleceğin parlayan yıldızı olarak gösteren C5 Mobile Genel Müdürü Serhat Özeren, pazarla ilgili tahminlerini ve görüşlerini şöyle paylaştı: “Sektör dünyada 1.3 trilyon dolar, ülkemizde ise 20 milyar doları aşan pazar büyüklüğüne sahip. Önümüzdeki 5 yıl içerisinde sektörün büyüme eğiliminin devam edeceğini ve 30 milyar dolarlık bir hacime sahip olacağını düşünüyorum. Telekomünikasyon sektöründe ödenen vergiler çok yüksek. Dünyada en fazla vergi bizde. Bu kadar yüksek vergi olmasa şu an yüzde 75’i bulan penetrasyon oranını yüzde 120’lere çıkarabiliriz. Ülkemizde sabit veya mobil telekomünikasyon hizmetlerinden faydalanmakta olan aboneler yüksek vergi yükü sebebiyle neredeyse cezalandırılmaktadırlar. En büyük vergi yükü ise mobil hizmetlerde. Ülkemizde yüzde 56 oranında uygulanmakta olan vergilerde AB ortalaması yüzde 20 seviyesinde."

En çok büyüyecek sektörlerden biri telekom

Gantek Teknoloji İş Çözümleri Koordinatörü Ertuğrul Ağar, sektörün teknolojik gelişmelerin, yeni ürünler ve servislerin sunulduğu, rekabetin yüksek olduğu bir dönemde olduğunu söyledi. Sektörün gelişiminin bu ortamda, üretim, finans, turizm, sağlık, kamu hizmetleri, eğitim, eğlence gibi tüm sektörlerde rekabet avantajı sağlamak için de kilit rolde olacağını belirten Ağar, “Bu nedenle telekomünikasyon sektörünün gelişme döneminin başında olduğunu düşünüyoruz. Önümüzdeki süreçte en yüksek büyümeyi sağlayacak sektörlerden biri telekom olacak. Bu görüşün altında dünya standartlarındaki yeni teknoloji altyapısına henüz ulaşılamaması ve yüksek genç nüfus oranının da desteklediği potansiyel ekonomik ve toplumsal gelişim ihtiyacı yer almakta” şeklinde konuştu. Telekom pazarında serbestleşmenin diğer ülkelere göre daha geç başladığını ve henüz bu konuda çok yol katedilemediğini düşünen Global İletişim Genel Müdür Yardımcısı Sevgi Üstündağ, serbestleşmenin önündeki en önemli engel olarak bazı telekomünikasyon mevzuatlarının uygulamaya geçirilmesinin gecikmesini gösterdi. Üstündağ, “Bu gecikmelerin sonucu olarak Türkiye’de alternatif telekom operatörlerinin geliri toplam telekomünikasyon gelirlerinin henüz yüzde 2-3’sü civarında. Sektöre hareket getirecek düzenleyici çalışmaların daha hızlı sonuçlanması, sektörün önünü açacak” dedi.

Bütünleştirme çalışmaları ivme kazanacak

Güvercin İletişim Genel Müdürü Ferhan Köksal, Türkiye’de telekom sektörünün şu ana kadar daha çok ses teknolojilerine odaklı bir şekilde ilerlediğini oysa şimdilerde sektörde farklı çözümlerin katma değerli hizmetlerini sunmak isteyen şirketler olduğunu ifade etti. Bu alanda yıllardır sözü edilen yakınsama kavramının şu aralar farklı şirketler tarafından başka isimlerle tanıtıldığını söyleyen Köksal, “Gartner'in yaptığı araştırmaya göre önümüzdeki 10 yılda da bu bütünleştirme çalışmalarının pazarda hızlı bir ivme kazanacağı konusunda net bir sonuç bulunuyor. Türkiye özelinde, özelikle Türk Telekom ve belli büyüklükteki ISS’lerin bu modele ağırlık vermeleri gerektiğini düşünüyorum" dedi. 2007 yılını Türkiye'de yapılanma yılı olarak planladıklarını ve beklenenin üzerinde büyüme gerçekleştirerek Türkiye telekomünikasyon pazarında yerlerini aldıklarını anlatan T-Systems Telekomünikasyon Türkiye Genel Müdürü Sinan Kılıçoğlu, aynı şekilde 2007 yılında Türkiye telekomünikasyon pazarında da büyüme gözlemlediklerine değindi. Kılıçoğlu, “Özellikle yabancı şirketlerin Türkiye’ye yatırımları ve diğer ülkelerin ülkemizde artan iş hacimleri iletişim ihtiyaçlarındaki artışları da beraberinde getirdi. Diğer yandan, şehiriçi görüşmelerin tam anlamıyla rekabete açılması, yerel ağın paylaşımının tam anlamıyla uygulanması ve 3N gibi önemli konularda telekom sektörünün genel beklentileri devam ediyor. 2008'de bu konuların netleşmesi bekleniyor” dedi.

Kullanım hacmi yükseldi

Teknolojik gelişimin sektörde sınırları ortadan kaldırırken, serbestleşme ve özelleştirme dalgasının da yüksek hacimli şirket evliliklerine yol açtığını anlatan Leadcom Satış ve Pazarlama Müdürü Gamze Olgun Parıldamış, “Teknolojik gelişmeler ayrıca, sayısallaşma, rekabet ve mevcut elverişli bant genişliği doğrultusunda yeni hizmetlerin talebi yükseltmesine ve yükselen taleple birlikte fiyatların daha da düşmesine, sonuç olarak da kullanım hacminin yükselmesine katkıda bulundu. Hem ses (özellikle uluslararası trafik), hem de veri iletiminde hacim artışı görülüyor. Türkiye açısından bakıldığında, tüm bu teknolojik altyapıları hayata geçirme potansiyelinin var olduğu, ancak yaşanan engeller nedeniyle bu potansiyelin açığa çıkarılamadığı görülüyor” şeklinde konuştu.

Şehiriçi görüşmeler kritik

Telefon görüşmelerinin yüzde 80’den fazlasını oluşturan şehiriçi görüşmelerin rekabete açık olmadığını anımsatan Tellcom Pazarlama Müdürü Murat Erim, ayrıca bu koşulların üstüne rekabetin olmadığı şehiriçi aramalara yapılan zamlar ve rekabetin olduğu şehirlerarası, milletlerarası ve GSM görüşmelere yüzde 60’a varan indirim uygulamalarının sektörün serbestleşmesini derinden etkilediğini dile getirdi. Erim, “Uzun zamandır beklenen şehiriçinin rekabete açılması, sektörün gelişimi için bir an önce yürürlüğe girmesi gereken önemli bir konu. Bu adımla birlikte, genişbant hizmetlerde açılımı sağlayacak yerel ağın paylaşıma açılımı ve altyapı olanaklarının paylaşımı ile ilgili düzenlemelerin de hızla yapılması gerektiğini düşünüyoruz" dedi. Telekom sektörü büyümeye devam ediyor, mobil iletişimde 60 milyon aboneye ulaşıldı, ADSL hatlarına olan talep artarak devam ediyor diyen Tunç Telekomünikasyon Genel Müdürü Bülent Recepoğlu, diğer yandan da “Bu olumlu gelişmelerle birlikte, 3N lisans ihalesinin iptal edilmesi, numara taşınabilirliği sürecinin belirsiz olması ve Türk Telekom'daki grev sektörün gündemini oluşturuyor. Bu belirsizlikler sektörün daha da büyümesini ve gelişmesini en azından geciktiriyor” dedi.

Dünyayla paralel gelişme

Karel Elektronik Pazarlama Direktörü Nurşen Yıldırım, Türkiye’nin telekom alanında dünyayla paralel bir gelişme gösterdiğini söylerken, “Gelişen teknolojiler kısa zaman içinde ülkemizde de uygulama alanları bulabiliyor ve insanlarımız teknolojiyi çok yakından takip edebiliyor. Ama bunun karşılığında önemli de bir bedel ödeniyor. Telekom çok geniş bir alanı kapsıyor, bunun içinde değişik teknolojilerde çeşitli altyapı ürünleri ve çok çeşitli uç birimler bulunuyor. Konuya bir bütün olarak baktığımızda karşımıza çıkan görüntü ise, büyük bir potansiyele sahip olmasına rağmen önemli bir kısmı ithalata dayalı bir sektör olduğu şeklinde" diyerek sözlerini bitirdi. Sayısal birleşmenin de etkisiyle servis tabanlı ekosisteme yoğun bir geçiş yaşandığını, tüm sektörlerin ve sağlayıcıların hizmetlerinin içiçe geçtiğini kaydeden HP Türkiye Telekomünikasyon Sektörü Satış Yöneticisi Ümit Helva, telekom sektöründe de benzer gelişmeler yaşandığını belirtti. Helva, “Bu gelişmeleri takip etme ve uygulayabilme başarısının anahtarı, BT alanında işi destekleyen modelden işi güçlendiren modele geçiş. Telekom endüstrisinde teknoloji işin kendisi. Bu alanda gündemi meşgul eden kavramlardan biri de yakınsama” dedi.

Tüm sektörlerin gelişiminde katalizör rolü

Türkiye’de telekom dışında medya, bankacılık, sigortacılık, perakende ve bilişim gibi birbirinden farklı sektörlerdeki şirketlere yazılım test hizmeti veren bir şirket olarak iletişim sistemlerinin, test ettikleri tüm sistemlerin, uygulamaların ve servislerin mimarisinde en önemli katman halini aldığını gördüklerini anlatan Keytorc Yazılım Test Hizmetleri Yönetici Ortağı Emrah Yayıcı, “Bu durum teknoloji yoğun diğer tüm sektörlerin iş modellerinin iletişim teknolojilerine olan artan bağımlılığını beraberinde getirmekte, telekom sektöründeki gelişmelerin ülkemizdeki tüm sektörlerin gelişiminde katalizör rolü oynamasına neden olmakta” dedi. Son yıllarda Türkiye pazarına yönelik yoğun ilgisi olan şirketlerden Huawei’in Genel Müdürü Kevin Qi, 3N ihalesinin iptalinden sonra, 2008’in ilk yarısında yeni bir ihalenin açılacağına inandıklarını söyledi. Qi, “İhaleden önce numara taşınabilirliği konusuna eğinilmesi gerekecek" dedi.

Sektörle ilgili olumsuz düşünen isimler arasında Bimel Network Bölümü Yöneticisi Ender Kefoğlu var. Kefoğlu, “Düşüncelerimiz olumlu yönde değil. Özelleştirmenin bir faydasını göremedik” şeklinde sektörle ilgili düşüncelerini dile getirdi.

Pazar ve teknolojiler yeni yeni oturuyor
Sektörün durumunu iki açıdan incelemekte yarar olduğuna değinen Avaya Genel Müdürü Sinan Dumlu, şunları söyledi: “Türk Telekom’daki grev, 3N ihalesindeki gecikme ve alternatif operatörlerin bir türlü gelişememesi sektörün ciddi transformasyon geçirmesine ve gerçek potansiyeline erişmesine engel oluyor. Küresel olarak da geçmiş yıllara göre yeni iletişim protokolleri ve teknolojilerin doğması, bunlara ait yeni ürünlerin çıkmasında da bir yavaşlama var. Bunu bir gerileme, dinamizmi kaybetme veya duraklama olarak görmemek lazım. Doğru yorum, telekom sektöründe teknolojilerin ve pazarın oturmaya başlaması olacaktır.”

Ses pazarının büyük bölümü mobil alana kaydı
Sektörün gelişimini farklı bileşenler açısından değerlendirmenin bizi en doğru yorumlara ulaştıracağına değinen Doğan Telekom Genel Müdürü Fazıl Esen, ses hizmetleri ele alındığında ses pazarının büyük bölümünün mobil alana kaydığını, bu çerçevede mobil iletişim pazarında bir patlama yaşandığını belirtti. Klasik bakır kablo üzerinden ses taşıma alanında ise belirgin bir büyüme yaşanmadığını söyleyen Esen, VoIP olarak taşınan ses alanında ise büyümenin devam ettiğini açıkladı. Esen, “Bu alan genişbant İnternet ile de sınırlı olduğu ve belli bir miktar yatırım ile teknik bilgi gerektirdiği için, büyüme mobil pazardaki kadar hızlı yaşanmıyor. Yine de ivme pozitif yönde, pazar dinamik. Veri hizmetlerini ele alırsak, bireysel anlamda çevirmeli ağ (dial-up) pazarı tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de gerileme dönemine girdi. Öte yandan, onun yerine geçmesi ve pazarı gerek erişim gerekse içerik hizmetleri anlamında patlatması düşünülen ADSL hızlı başladı ama daha sonradan ivmesini kaybetti. Bugünlerde yavaş bir büyüme hızı ile seyrediyor. Kişisel yorumum, Türk Telekom’un uygulamış olduğu strateji ve politikaların bir süre için başarı getirdiği, artık değiştirilmesi gerektiği. ADSL pazarı sadece erişim ve modem pazarı olarak kaldı. Derinleşemedi, yaygınlaşamadı. Kurumsal veri hizmetleri pazarında ise büyüme devam ediyor. G.HSDSL ve Metro Ethernet gibi yeni servisler, büyük kapasiteleri daha ucuza sağlıyor. 2007 yılında da devam eden serbestleşme tartışmaları bu alandaki sorunların giderilmediğini gösteriyor” dedi.

Küresel Telekom Ligi’nde Türkiye ilk 50’de yok
Total Telecom Dergisi’nin “Global 100” araştırmasının sonuçları Ekim’de yayınlandı. Sonuçlara göre, sıralamada yer alan iki Türk şirketinden Turkcell 59., Türk Telekom 65. sırada yer aldı. 2005 ve 2006 yılında açıklanan sonuçlarda Türk Telekom’un Turkcell’den üst sıralarda olduğu görülürken, bu yılki sonuçta ise Turkcell’in öne geçtiği dikkat çekiyor. Türk Telekom listede geçen yıla göre 16 sıra gerileyerek en hızlı düşüşü yaşayan şirket olmuş. Net kar sıralamasında ise Türk Telekom 1.7 milyar avro ile 20., Turkcell 631 milyon avro ile 41. sırada. Küresel anlamda en dikkat çekici gelişme ise, AT&T’nin yıllardır zirvede bulunan Japon NTT’yi geride bırakması.

Dünyanın en büyük 10 Telekom İşletmesi

Sıra Şirket Ülke 2006 Geliri (milyon $)
1 AT&T ABD 88.136
2 NTT Japonya 68.407
3 Verizon ABD 66.799
4 Deutsche Telekom Almanya 61.347
5 Telefonica İspanya 52.901
6 France Telecom Fransa 51.702
7 Vodafone İngiltere 45.843
8 Telecom Italia İtalya 31.275
9 Sprint-Nextel ABD 31.092
10 British Telecom İngiltere 29.806
59 Turkcell Türkiye 3.562
65 Türk Telekom Türkiye 3.188

Kaynak: Total Telecom Dergisi “Global 100” Araştırması

Kişi başına telekom harcaması gelişmiş ülkelerin altında Pekçok ülkenin bugün Türkiye’nin geçmekte olduğu noktada yaşadıklarıyla karşı karşıya kaldığını ve hızla hareket ederek ortaya çıkan sorunları aşmayı başardığını anımsatan Millenicom Türkiye Genel Müdürü Tuğrul Cora, ülkemizde de adımların hızla atılması gerekteği düşüncesinde. Cora, “Sektörde gerçek rekabet ortamının oluşması, Türkiye için değer yaratılması ve tüketiciye hem kaliteli hem de ekonomik hizmetin sunulabilmesi için sektördeki şirketlerin verdiği mesajların net bir şekilde alınması gerekiyor. Ülkemizde kişi başına düşen telekom harcaması gelişmiş dünya ortalamalarına göre düşük seviyelerde. Fakat önümüzdeki dönemde Türkiye pazarının da hızlı bir büyüme sergilemesini beklemekteyiz. A-Tipi ve B-Tipi hizmetlerin hız kazanması, sektörün büyümesi anlamında önemli olacak. Alternatif telekom operatörlerinin şehiriçi arama hizmeti verebilmelerine imkan sağlayacak Sabit Telekom Hizmeti (STH) lisansının verilmesi de önemli bir dinamizm ve büyüme getirecek. Alternatif telekom pazarımızın toplam pazar içinde henüz yeterli paya sahip olduğunu söylemek çok güç. Gereken adımların atılması ve alternatif telekom şirketlerinin önünün açılmasıyla birlikte alternatif telekom sektörünün 3-4 yıl içerisinde 1 milyar doların üzerinde bir büyüklüğe ulaşması söz konusu olabilir” şeklinde görüşlerini dile getirdi.

Telekomun geleceği katma değerli servislerde

Sektörde dillendirilen bir diğer önemli konu ise genişbantın önemi. Genişbant konusunda görüşlerini açıklayan “Büyük resimde iki önemli başlık var. GSM’le büyüyen, gelişen ve çeşitlenen mobilite ve internet” diyen Karel Elektronik Pazarlama Direktörü Nurşen Yıldırım, buna bağlı olarak genişbant erişim olanaklarındaki artışı, telekom sektörünü önümüzdeki dönemde şekillendirecek olan önemli unsurlar arasında saydı. Yıldırım, “Altyapıdaki gelişmelerle kablolu ve kablosuz yöntemler kullanılarak sağlanan yüksek hızlı erişim teknolojileri, uygulama alanında yeni servislerin inşa edilmesine olanak sağlayacak. Erişim için kullanılan xDSL, Metro Ethernet, Wi-Fi, Wi-Max gibi teknolojiler de giderek daha da yaygınlık kazanacak. Genişbant erişim sayesinde triple-play dediğimiz ses, veri ve görüntü içeren uygulamalar uygulanabilir hale dönüşüyor. Ses ve verinin yakınsaması daha güçlü erişim altyapıları sayesinde ivme kazandı. Gelecekte VoIP teknolojisi kendine daha fazla kullanım ve uygulama alanı bulacak. VoIP teknolojileri kullanarak katma değerli servisler geliştirilecek ve çeşitlenecek. Önümüzdeki dönemde IPTV de sektördeki gözde yatırım alanlarından biri olacak. İhtiyaca ve belirli bir amaca yönelik içeriğin giderek daha değerli hale geleceğini tahmin ediyoruz” şeklinde öngörülerini dile getirdi. OECD’nin raporuna göre dünya telekomünikasyon sektöründe yeni servislerin hızla gelişmesinin operatörlerin iş alanlarını da değişime ittiğini söyleyen Tellcom Pazarlama Müdürü Murat Erim, OECD’de 1 trilyon dolarlık gelir yaratan ses hizmetleri pazarın ana odağı olsa da telekomünikasyon gelirleri içindeki yapısının evrim geçirdiğini ifade etti. Erim, şunları söyledi: “OECD telekomünikasyon gelirlerinin yüzde 40’ını mobil ses hizmetleri almış, sabit telefon hizmetlerinde ise VoIP gibi teknolojiler fiyatların gittikçe aşağıya inmesine etkide bulunmuş. Özellikle uluslararası aramalarda VoIP’in fiyat etkisi net bir şekilde görülmüş ve Avrupa’daki VoIP operatörleri bireyselde abonelik stratejileri geliştirmeye başlamış. Yüksek hızda internet kullanımının gittikçe yaygınlaşması da, VoIP’in bu kadar etkin bir hizmet olmasında önemli etkenlerden biri. Buna göre genişbant, internet erişimi için kullanılan en baskın teknoloji haline gelmiş ve OECD ülkelerindeki internet kullanıcılarının yüzde 60’ı genişbant kullanıcısı haline gelmiş durumda. Dünya bu yönde ilerlerken, Türkiye’de ise durum oldukça farklı. Türkiye’de STH açılmadığı için gelirlerin yüzde 85’i halen altyapı sağlayıcı tarafında toplanmakta. Bu durum fiyat ve hizmetlerde gerçekçi bir rekabetin doğmamasına neden olmakta. Genişbantta ise henüz EPG ilan edilmediği için fiyatta ciddi bir bağımlılık yaşanmakta ve bu da penetrasyonu etkilemekte. Özetle, dünyadaki gelişim rüzgarlarının Türkiye’de de yaşanması için bahsettiğimiz düzenlemelerin hızla hayata geçirilmesi ve sürdürülebilir bir rekabet ortamının tüketici lehine oluşturulması gerekiyor.”

Son kullanıcıya fiyat ve kalite kısmı yansıyacak

T-Systems Telekomünikasyon Türkiye Genel Müdürü Sinan Kılıçoğlu, sektörde altyapı lisanslarının dağıtılması ile beraber lisanslı şirketlerin hızlı bir şekilde alternatif iletişim ağları oluşturmaya çalıştığını gözlemlediklerini söylerken, bu konuda iki ihalenin gerçekleşmesinin de altyapı çalışmalarını hızlandırdığını, sektörün yatırımlarla ciddi hareket kazanırken, uzun vadede bu yatırımların son kullanıcıya fiyat ve kalite olarak yansıyacağını ifade etti.

Görüntülü iletişimde duraklama yaşanabilir

e-Devlet projesinin büyük bir heyecan ile başladığını ancak şimdi tıkanma noktasına geldiğini, e-devlet projesinin uygulamaya geçmesinin sektörü olumlu bir şekilde etkileyeceğini söyleyen Tunç Telekomünikasyon Genel Müdürü Bülent Recepoğlu, son yılların önemli eğilimlerinden birisi olan görüntülü iletişimin 3N lisans ihalesinin iptali ile birlikte duraklama yaşayacağını söyledi. Recepoğlu, “Buna karşın genişbanttan yayınlanacak sayısal/interaktif TV çalışmaları hızla devam etmekte. Turkcell kendi bünyesi içerisinde bir Ar-Ge bölümü kurdu, Vodafone Oksijen şirketini, TT ise Argela ve İnnova’yı bünyesine kattı. Operatörlerin yazılım geliştirme ve Ar-Ge alanlarında da çalışmaya karar vermesi sektör açısından çok önemli bir gelişme” dedi. Borusan Telekom Operasyon Direktörü Mehmet Başer, sektörde rekabetin esasında yeni başlayacağını düşünüyor. Başer, “Şehiriçi telefon görüşmelerinin rekabete açılması hem sektörü hızla geliştirecek, hem de tüketiciye seçim hakkı tanıyacak. Bu ortamda hizmetlerini çeşitlendirebilen, kaliteli hizmeti rakiplerinden daha düşük fiyatlarla sunabilen operatörler doğal olarak avantaj kazanacak ve öne geçecekler. Sektör artık daha hızlı bir şekilde büyüyecek” şeklinde konuştu. Millenicom Türkiye Genel Müdürü Tuğrul Cora, 1045 hizmetinin son dönemde sektörde sundukları yeniliklerden biri olduğunu söylerken, “Artık aradığınız numaranın önüne yalnızca 1045 ekleyerek indirimli tarifelerimiz üzerinden görüşme yapabiliyorsunuz. Üstelik de sözleşme ya da herhangi bir başvuruya gerek kalmadan. Müşterilerimize 1045 ile yaptıkları telefon görüşmelerinin karşılığında fatura Türk Telekom’dan geliyor ve ödemeler alışıldığı şekilde yine Türk Telekom’a yapılıyor” dedi. Sektörde yakınsama kavramıyla telekom ve bilişimin iç içe geçtiğini, ayrıca “broadcasting”in de ortamda kendine yer açmasıyla tüketicinin tüm ihtiyaçlarını aynı noktadan karşılama yönüne gittiğinin görüldüğünü kaydeden Leadcom Ülke Müdürü Cüneyt Gezer, bu durumda arzın da kendini talebe göre konumlandırması gerektiğini, katma değerli hizmet sunmanın zorunlu olarak sadece ürün yaratma ve satmanın önüne geçtiğini belirtti.

Sektörde eğilim IPTV odaklı

Güvercin İletişim Genel Müdürü Ferhan Köksal, sektörün şu dönemdeki eğiliminin IPTV odaklı olduğunu söylerken, bunun doğal bir süreç olduğunu belirtti. Köksal, şunları söyledi: “Önümüzdeki günlerde popüler içeriklerin futbol yayın hakları, popüler TV dizileri, yarışmalar gibi içeriklerin yayın hakları ISS’ler tarafından satın alınacak. Bu da IPTV'nin tüketiciye ulaşmasının en önemli yollarından biri olacak. Yeni modeller Türkiye'de de sektörün vizyonu ve geleceği açısından son derece önemli geleneksel yapılara göre çok daha ekonomik ve esnek olan bu modelin sektörün geleceğini önemli ölçüde etkileyeceğini düşünüyorum.”

STH lisansları bekleniyor

Alternatif telekom operatörleri olarak STH lisanslarının verilmesini beklediklerini söyleyen Global İletişim Genel Müdür Yardımcısı Sevgi Üstündağ, STH lisanslarının verilmesiyle beraber sabit telekomünikasyon hizmetlerinin tam anlamıyla rekabete açılmış olacağını, alternatif telekom operatörlerini şehiriçi telefon hizmetleri de vermeye başlayacaklarını, bunun da sektöre canlılık getireceğini söyledi. Üstündağ’a göre, aynı şekilde Wimax lisanslama çalışmalarının bitirilmesi de diğer önemli konulardan birisi. İletişim teknolojilerindeki eğilimlerin mobil ve kablosuz kullanım yönünde yoğunlaştığını anımsatan Doğan Telekom Genel Müdürü Fazıl Esen, Wi-Max uygulamalarının kullanıcıları özgürce mobilleştirecek çözümler getirdiğini, bu teknolojinin Türkiye’deki uygulama alanlarını yakından takip ettiklerini dile getirdi. Telekomünikasyon teknolojilerinde gelecek VoIP’te diyen Esen, şöyle konuştu: “Yaygın görüş, 2010’lu yıllarda ses trafiğinin yarısından fazlasının IP teknolojisi kullanılarak taşınacağı yönünde. Ölçek ekonomisi, maliyetler ve rekabet bunu gerektiriyor. Telekom sektörü bir öğrenme sürecinden geçiyor ve sürekli büyüyor. Türkiye'de kablosuz iletişim teknolojileri oldukça hızlı gelişiyor; iki yıl önceki teknolojiler artık yaygın kullanıma geçmiş durumda. Altyapı yatırımları başlarken yeni teknoloji ve ürünlere de ihtiyaç olacağı açık. Kablosuz iletişim ürünleri de evlerde, küçük ofislerde ya da fabrika gibi lokal bölgelerde büyük kolaylıklar sağlıyor." “Eğer 3N lisansları verilmiş olsaydı pek çok yan sanayimizin, özellikle içerik oluşturma ve yeni yazılımlar geliştirmek amacıyla bacasız sanayi olarak adlandırdığımız yazılım sektörümüz için yeni iş olanakları oluşacaktı” diyen C5 Mobile Genel Müdürü Serhat Özeren, “Daha 3N lisansları verilmeden ülkemizde bu yıl satılan 1 milyon cep telefonu 3N destekli. Birçok özellik tek bir cihazda toplanmaya başlandı. 2008 yılında üretilecek olan telefonların yüzde 90’ı kameralı olacak ve PDA’lerin çok büyük bir kısmının cep telefonu özelliği bulunacak” dedi.

Vizyon maliyetli iletişim uygulamaları

Telekomünikasyon sektörünün serbestleşmesiyle uygun maliyetli iletişim uygulamalarının geliştirileceğini ve bu alanda verilen hizmetlerin yaygınlaşacağını belirten Bimel Network Bölümü Yöneticisi Ender Kefoğlu, sektördeki yeni eğilimler arasında G.SHDSL bağlantısı, Metro Ethernet bağlantısı, Triple Play ve FTTH (Fiber To The Home), IP telefon (Gerçek zamanlı ses ve veri iletişimi) çözümlerini saydı.
Keytorc Yazılım Test Hizmetleri Yönetici Ortağı Emrah Yayıcı, sektörde önemli konuların 3N ve Wi-Max gibi yeni teknolojilerin birbirini tamamlayıcı bir yaklaşımla hızlı ve ekonomik olarak hayata geçirilmesi, IPTV, mobil TV, mobil bankacılık, mobil imza gibi yenilikçi ürün projelerinin ve sektördeki oyuncular tarafından yürütülen müşteri odaklı dönüşüm projelerinin başarıyla sonuçlanması olduğunu söyledi.

CEBP 2008’e damgasını vuracak

Avaya Genel Müdürü Sinan Dumlu, 2008 yılına CEBP’in (Communication Enabled Business Processes – İletişim Destekli İş Süreçleri) damga vuracağını iddia etti. Dumlu, “Burada şu ana kadar teknoloji odaklı olarak kullandığımız telekom sektörü ürünlerinin, uygulama yazılımları ile bütünleşik olarak iş süreçlerini destekler bir yapıya bürünmesi sağlanmakta. CEBP kavramının kalbinde ise IP telefon teknolojisi ve ilk olarak çağrı merkezlerinde uygulanmaya başlayan telekom cihazları ile uygulama yazılımları arasındaki bütünleştirmenin gelişmiş örnekleri yer alacak. FMC (Fixed Mobile Convergence) olarak adlandırılan sabit hatlar ile mobil hatlar arasındaki ses ve veri olarak kesintisiz kolay geçiş teknolojileri de CEBP kavramının kurumların en uç noktasına kadar uzatılmasına olanak tanıyacak. Bu kavramı hayata geçirmiş bir kurum stok seviyeleri belli bir seviyenin altına indiğinde, ilgili kişileri, varlık bilgisini Microsoft Office Communicator veya Lotus Sametime’dan alarak bir telekonferans altında toplayabilir ve alınan kararın ses tanıma teknolojileri kullanılarak ek sipariş emri haline getirilmesini sağlayabilir” şeklinde konuştu. Teknolojilerin sürekli geliştiğini vurgulayan Huawei Genel Müdürü Kevin Qi, UMTS’nin tüm operatörler tarafından deneyimlendiğini, UMTS’nin sunumundan sonra onların da yeni teknolojilerin faydalarını gördüklerini belirtti. Telenity Mühendislik Müdürü Levent Özbilgin, sektörde son dönemdeki teknolojik eğilimler arasında yeni nesil mobil teknolojiler, numara taşınabilirliği ve konumlandırma yöntem ve uygulamalarının gösterilebileceğini söyledi. Özbilgin, “3. nesil mobil haberleşme ve konumlandırma teknolojileri, tüketicilere henüz kullanmadıkları yeni hizmetler sunacak, bunu takiben hem hali hazırdaki pazarı genişletirken aynı zamanda uygulama geliştiricileri ve içerik sağlayıcılara da yeni pazarlar açacak” dedi.

Sektörde kalite artışı bekliyoruz

Gantek Teknoloji İş Çözümleri Koordinatörü Ertuğrul Ağar, önde giden işletmelerin pozisyonlarını koruma ihtiyacı, takip edenlerin ise farklılık oluşturma çabaları sonunda sektörde bir kalite artışı bekleyenlerden. Ağar, “Bu eğilimler sonunda önümüzdeki 2-3 yıllık süreçten sonra bir eleme süreci geçmiş, bazı noktalarda yabancı oyuncular oyuna dahil olmuş ve dünyadaki yeni teknoloji standartlarına daha yakın bir sektör ve daha fazla penetrasyon öngörüyoruz. Bu öngörüde düzenleyici kurumların, kamunun ve işletmelerin yaklaşımları ve stratejileri çok etkili olacak. Verilecek kararlar kullanılacak teknoloji altyapısından takip edilecek standartlara, sektör serbestliğinden operatör karlılığına ve pazar penetrasyonuna kadar birçok sektör parametresini etkileyebilir” şeklinde konuştu. Üretici konumuna geçmeliyiz Türkiye’nin teknolojinin gelişmiş Batı ülkelerine kıyasla üretim ve kullanım boyutunda daha geride olduğunu savunan Bircom Genel Müdürü Burçin Bircanoğlu, ama gelişmekte olan ülkeler penceresinden bakıldığında Türkiye’nin daha iyi bir noktada olduğunu söyledi. Bircanoğlu, “Üretici konumuna geçmeliyiz. O zaman teknolojiyi daha ucuza almış oluruz ve ihraç ederek ülkemize gelir kazandırmış oluruz. Sektördeki şirketlerin de çalışmalarını bu doğrultuda yönlendirmeleri gerekiyor” şeklinde konuştu.

Wi-Max erişim altyapısına bir alternatif olacak

Koç.net Genel Müdürü Mehmet Ali Akarca, Wi-Max teknolojinin gelişmesinin ve kullanımının yaygınlaştırılmasının çok önemli olduğunu söyledi. Akarca, “Çünkü WiMax erişim altyapısına bir alternatif olacak, ücra köşelere bile hizmet götürmek mümkün olduğu gibi kullanıcılara sağlanan faydalar da artacak. Çok daha fazla kullanıcı hem daha çok seçenek hem de avantajlı fiyatlarla erişim olanağına kavuşacak” dedi. Akarca, IPTV hizmetlerinin de Koç.net’in 2008 yatırım planları arasında yer aldığını kaydetti.

Sektörde sürekli bir değişim yaşanıyor

Telekom sektöründe sürekli bir değişim yaşandığının altını çizen Aktif Telekom İş Geliştirme Koordinatörü Yaşar Bayındır, sektörün tüm dünyada değişen ağ altyapısına karşı çok değişik servislerin nasıl sunulacağını tartışıp şekillendirdiğini söyledi. Yakınsamanın, telekomünikasyon şirketleriyle sistem bütünleştiriciler arasındaki farkı kapattığını belirten Bayındır, “Bu yönde Türkiye’de gelişmeler bekleniyor. IP altyapısı üzerinde gelişen uygulamalar artacak. Bütünleşik ses, veri ve video çözümleri her geçen gün artarak piyasaya girecek. Telekom dünyasının geleceği ise katma değerli servislerde yatıyor. Öngörülere göre 2010 yılına kadar ülkemizde 10 milyonun üzerinde DSL hattı olacak. Dolayısıyla sayısal abone hattı da bunun üzerinden verilmeye başlanacak, tripleplay ürünler ve servisler sektördeki büyüme için önemli bir vasıta haline gelecek. Mobil alanda ise bilgiye uzaktan ve hızlı erişmenin vazgeçilmez hale gelmesi ve kişisel kullanım, kuşkusuz yeni mobil servis ve uygulamaları ortaya çıkmasına neden olacak“ dedi.

KOBİ ve kurumsal pazara katma değerli hizmetler

Arifis Satış Pazarlama Müdürü Serdar Goralı, özel telekom operatörlerinin KOBİ ve kurumsal pazara yönelik katma değerli hizmetler sunmak istediğini, bunların başında numara sonlandırma, internet hizmetlerinin geldiğini söylerken, “Arzu edilen noktaya gelindiğinde kurumlar daha rekabetçi altyapılara kavuşabilecekler ve iletişimlerini daha ucuza sağlayabilecekler” dedi.

Sektörü hareketli bir yıl bekliyor

Telekom sektörünün, 2008 yılında oldukça hareketli geçeceği düşünülüyor. Gantek Teknoloji İş Çözümleri Koordinatörü Ertuğrul Ağar, 2008 yılının gerekli düzenlemelerin ve işletmelerin altyapı yatırımlarının yapılacağı bir yıl olacağını düşünenlerden. Ağar, “Düzenleyici kurum tarafından yapılan düzenlemeler, yeni yapılacak ihaleler ile de sektörün geleceğinin çoğunlukla 2008 içerisinde belirleneceğini düşünüyoruz. Sabit hatlarda serbestleşme sektöre yeni oyuncuların gelmesini artıracak bir gelişme olacak. Ancak sabit hat hizmetlerinden elde edilen gelirin toplam telekom servis gelirleri içerisindeki oranı sürekli azalmakta. Bu nedenle sadece sabit hat hizmeti vermek isteyen operatörlerin sınırlı bir miktarda büyüyebileceğini düşünüyoruz. Bununla birlikte belirli segmentlere odaklanılarak ve farklı telekom servisleri ve paketleri sağlanarak kendi içerisinde özel bir pazar oluşabilir” şeklinde konuştu. A lisanslarının aktif halde kullanılmasını beklediklerini söyleyen Güvercin İletişim Genel Müdürü Ferhan Köksal, “Ayrıca özellikle Türk Telekom ve diğer alternatif operatörlerin ses odaklı yapısının yanı sıra VoIP ile beraber yeni modellerde örneğin video içerikli modeller ile VoIP konusunda iş modelleri geliştirmelerini bekliyorum” dedi. Doğan Telekom olarak önümüzdeki yıl için önemli hedeflerinin olduğunu söyleyen Doğan Telekom Genel Müdürü Fazıl Esen, birinci hedefin; genişbant ADSL internet erişimi alan abone sayısının bugünkü rakamın 4 katına çıkması, diğerinin de sektörün şu anda daha ucuz ve daha kalitesiz servis veren operatörler biçiminde algılanmasını değiştirmek olduğunu belirtti. Sektörün IP dünyasında büyüdüğünü söyleyen Bircom Genel Müdürü Burçin Bircanoğlu, genişbant internetin telekom sektörünü uçtan uca etkilediğini, IP dünyasının sunduğu büyük esnekliğin, şirketlerin bu altyapılara uyumlu olmalarını zorunlu kıldığını kaydederken, bireysel pazarda da aynı şekilde IPTV gibi uygulamaların tamamen genişbant internet altyapısı sayesinde mümkün olacağını belirtti. 2008 yılıyla birlikte pazarın yeniden bir büyüme eğilimine gireceğini beklediğini söyleyen Aktif Telekom İş Geliştirme Koordinatörü Yaşar Bayındır, karlılığın önemli bir sorun haline geldiğini, bu noktada telekom sektörünün maliyetlerini düşürmeye, katma değerli hizmetler geliştirmeye odaklanacağını dile getirdi. Karel Elektronik Pazarlama Direktörü Nurşen Yıldırım, hızla ilerleyen teknolojilerin telekomünikasyon sektörünün sınırlarını her geçen gün biraz daha genişlettiğini vurgularken, sunulan çözüm ve hizmetlerin çoğalıp çeşitlendikçe tüketici beklentilerinin bireyselleştiğini söyledi.Yıldırım, “Tüketici tercihini esnek, özel beklentilere yanıt veren, kullanımı basit ürün ve hizmetlerden yana kullanacak. Yeni teknolojilerin kullanımında tercihler daha gerçekçi hale gelecek. Bu nedenle tüketicilerin beklentilerini karışlamak için tasarruf sağlayan, birden çok ihtiyaca yanıt veren, esnek ve çok işlevli yeni çözümlerin çoğaldığını görebileceğiz” dedi. 2008 yılında sektörün büyümeye devam edeceğini savunan Millenicom Türkiye Genel Müdürü Tuğrul Cora, sektördeki şirketlerin belirli hizmetlerde uzmanlaşmaya başlayacaklarını ve bu durumun tüketiciler için de belirleyici olacağını dile getirdi. Cora, numara taşınabilirliği uygulaması başladığında, öncelikle GSM ve daha sonra bütün sektörde hareketlilik yaşanacak. Kalite ve rekabetçi fiyatları bir araya getiren şirketler hem cirosal hem de abone sayısı olarak bu rekabetten kazançlı çıkacaklar. Tabii ki telekom sektöründeki alternatif operatörler de bu alanda yenilikçi ürün ve hizmetleri pazara sunacaklar. Alternatif telekom pazarında 2008 yılında şirket birleşmelerinin ve konsolidasyon sürecinin hızlanacağını öngörüyoruz. Bu sayede sektör daha sağlıklı bir yapıya kavuşacak“ şeklinde öngörülerini sıraladı. 3N lisans ihalesinin yapılmasının en önemli gelişme olacağını kaydeden Tunç Telekomünikasyon Genel Müdürü Bülent Recepoğlu, ihale sonrası lisans alan operatörlerin 3N şebekesi için yatırım yapacak olmalarının Tunç Telekom için de yeni iş fırsatları yaratacağını ifade etti. Recepoğlu, “Yurtdışında oldukça yaygın olan nokta bazlı servislerin 2008 içerisinde Türkiye'de de yaygınlaşacağını öngörüyoruz” dedi. 2007 yılını yüzde 50 gibi bir büyüme ile tamamlayacaklarını söyleyen Avaya Genel Müdürü Sinan Dumlu, IP telefon santralları, çağrı merkezleri ve yeni gelişen CEBP kavramının 2008’de kendilerine yüksek bir büyüme getireceğini öngördüklerini belirtti. Huawei Genel Müdürü Kevin Qi da, 3N’nin 2008’de artık Türkiye’de de yürürlüğe gireceğini beklediklerini söylerken, yatırımlarını da buna göre yaptıklarını belirtti. Dışkaynak kullanımı artacak 2008 ve sonrasında sabit maliyetlerin getirmiş olduğu yükün, sektörde yaşanan yoğun iş değiştirmeler ve belli alanlarda ihtiyaç duyulan konu uzmanlıkları nedeniyle telekom sektöründe dışkaynak kullanımının daha da artarak gelişmiş ülkelerdeki düzeye erişmesi bekleniyor. Keytorc Yazılım Test Hizmetleri Yönetici Ortağı Emrah Yayıcı, 2008 ve sonrasında sektörün gelişim hızının korunabilmesi için öne çıkan kritik konulardan bazılarını sabit hat alanındaki serbestleşmenin tam olarak gerçekleşmesi, sektördeki vergi yükünün hafiflemesi ve bilgi toplumu vizyonuna dönük e-devlet projelerinin başarısı olarak sıraladı. Seçim yüzünden ertelenen yatırımlar devreye 2008’de girecek 2007 yılının ülkemizde seçim yılı olması nedeniyle ertelenen yatırımların 2008’de devreye alınacağını öngören T-Systems Telekomünikasyon Türkiye Genel Müdürü Sinan Kılıçoğlu, “Özellikle altyapı yatırımları ile ilgili ciddi gelişmeler olmasını bekliyoruz. Bunun dışında, yerel ağın paylaşıma açılarak uygulamaya etkin bir şekilde alınması, şehiriçi görüşmelerin rekabete etkin bir şekilde açılarak kullanıma başlanması, 2008 yılı içinde hareketlilik yaşanacak alanlar” dedi.

“Quadruple Play” ortaya çıkacak

TT’nin özelleştirilmesiyle birlikte triple play adı verilen; ses, video ve veri erişiminin aynı altyapıdan sağlanması konusunun sıcaklaştığını kaydeden HP Türkiye Telekomünikasyon Sektörü Satış Yöneticisi Ümit Helva, serbestleşmenin gerçekleşmesi halinde bu konunun olağanüstü ivme kazanacağını belirtti. IPTV konusunda da gelişmeler yaşanacağını söyleyen Helva, Fixed mobile convergence (sabit-mobil yakınsama) sayesinde bu üç unsura mobil ses de dahil edilerek “quadruple play” konseptinin ortaya çıkacağını dile getirdi. Turkcell’in abone sayısı 35 milyona dayandı Turkcell’in toplam abone sayısı, geçen yıla kıyasla yüzde 13 artarak Eylül itibarı ile 34,8 milyona ulaştı. Şirket, 2007 yılının üçüncü çeyreğinde abone bazında güçlü büyüme devam etti ve bir milyon yeni abone aldı. Turkcell Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Lale Saral Develioğlu, abone sayısında Alman T-Mobile’ı geçerek Avrupa’nın ikinci büyük GSM operatörü olduklarını belirtti. Turkcell’in en önemli hedefinin, dünyanın sayılı iletişim teknolojileri şirketlerinden biri olmak olduğunu söyleyen Develioğlu, yatırımlarını bu doğrultuda sürdürdüklerini ifade etti. Develioğlu, “İletişim ve teknolojiyle ilgili değişik iş kollarına girmek için fırsat kolluyoruz. 3N ile yepyeni ürün/servisler gelecek. 3N’nin kullanılmaya başlamasıyla ilk fark görüntülü görüşme ve mobil internet hızı olacak. Veri hızı artınca hizmet çeşitliliği de artacak; öncelikle sağlık, eğitim, e-devlet uygulamaları tetiklenecek. 3N bize, daha iyi ve hızlı hizmet vermemizi sağlayacak bir mobil bant genişliği sunacak. 3N lisanslarının mümkün olan en kısa sürede verilmesini bekliyoruz” dedi. Öte yandan Ukrayna, Kuzey Kıbrıs ve Fintur üzerinden Kazakistan, Azerbaycan, Gürcistan ve Moldova’da yatırımları olan Turkcell, 2008’de de avantajlı gördüğü bölgelerde yatırım yapmaya devam edecek. Develioğlu, 2008 yılına dair öngörülerini ise şöyle ifade etti: “2008 yılında pazardaki büyüme devam edecek. Penetrasyon oranının yıl sonunda yüzde 85’ler civarında olmasını bekliyoruz. Mobil cihazların çokluortam özellikleri ve yeteneklerinin hızla artmasıyla, kullanıcı deneyimi zenginleşiyor. Gelişen bu özelliklerle birlikte mobil kullanıcılar; TV, video, müzik ve oyun gibi servisleri mobil ortamda da zengin bir deneyimle kullanabilecek.” STH lisans kapsamı içinde en önemli konu numara tahsisi Global İletişim Genel Müdür Yardımcısı Sevgi Üstündağ, 2008 yılında STH lisanslarının verilmesi ile birlikte şehiriçi telefon görüşmelerinin de alternatif operatörler tarafından verilmesini beklediklerini söyledi. STH lisans kapsamı içinde en önemli konu olarak numara tahsisine dikkat çeken Üstündağ, “Alternatif operatörlere de Türk Telekom ve GSM operatörleri gibi numara tahsisi yapılacak. Numara tahsisinin yapılmasıyla beraber, çağrı başlatmayla birlikte çağrı sonlandırma da abone olunan alternatif operatör tarafından gerçekleştirilebilecek. Diğer önemli bir konu da yerel ağın paylaşıma açılması (YAPA)” şeklinde konuştu. Pazardaki dinamizm artacak Leadcom Ülke Müdürü Cüneyt Gezer, beklentilerinin başında yeni teknolojilerin, özellikle 3N ve Wimax‘in önünün açılması ve pazardaki dinamizmin daha da artmasının geldiğini belirtti. Gezer, “Tüm bu yeniliklerin gelişip yerleşmesi ise, doğrudan doğruya teknolojik altyapının iyi planlanmasına ve oturmasına bağlı. 2008’in sektörde hayli dinamik bir yıl olmasını bekliyoruz” dedi. Avea 2008’e çok iddialı girecek Avea Regülasyon Grubu Genel Müdür Yardımcısı Cengiz Anık, 2008 yılında en hızlı büyüyen operatörün Avea olacağını iddia etti. Anık, “Çünkü katma değerli hizmetler tarafında abonelerimize yenilikçi hizmetler sunmayı hedefliyoruz. Öte yandan hayata geçireceğimiz yeni CRM uygulamaları ile de müşterilerimize en kaliteli hizmeti sunmaya devam edeceğiz. Abone sayımız şu anda 9 milyonu geçmiş durumda; ancak yıl sonunda bu rakamın 10 milyona ulaşacağını öngörüyoruz. Kapsama alanımızı yüzde 94’ün üstüne çıkaracağız. Numara taşınabilirliğinin devreye girmesi ve 3N ihalesinin yapılması durumunda yenilikçi uygulamalarımızı devreye sokacağız” dedi. 2008 yılında mobil telekomünikasyon pazarında rekabetin önündeki engellerin kaldırılmasını beklediklerini söyleyen Anık, sadece düzenlemelerin yapılmasından ziyade uygulamaların düzenlemelere uygun şekilde yürütülebilmesinin de takip edilmesi gerektiğini dile getirdi. Anık, “Numara taşınabilirliği bu uygulamaların başında geliyor. Bunun dışında, etkin rekabetin önündeki engellerden hâkim konumdaki operatörün şebeke içi şebeke dışı fiyat ayrımcılığı, tesis paylaşımı gibi konuların da hem düzenlemelerle desteklenmesi hem de düzenlemelere uygun uygulamaların takibi de büyük önem arz ediyor” dedi. Genişbant büyük fırsatlar getirecek Tellcom Pazarlama Müdürü Murat Erim, Türkiye’de genişbantın geleceğine ve getireceği fırsatlara inandıklarını söylüyor. Genişbantın tüm dünyada yükselen bir eğilim olduğunu ve Fransa, İtalya ve Kuzey Avrupa gibi ülkelerde çok başarılı örneklerin uygulandığını hatırlatan Erim, böylelikle daha fazla yatırım, değişen telekom hizmetleri çeşitliliği ve yeni teknolojilerin hayatımıza girmeye başlamasının ilk adımlarını görebileceğimizi ifade etti. 2008 yoğun rekabete sahne olacak Sabit telekomünikasyon hizmeti yetkilendirilmesinin hayata geçirilmesi durumunda 2008 yılının çok yoğun bir rekabete ve hızlı bir büyümeye sahne olacağını kaydeden Borusan Telekom Operasyon Direktörü Mehmet Başer, pazarın genel olarak birkaç büyük operatör ile daha niş pazarlara yönelen operatörler arasında paylaşılmasına giden bir süreç yaşanacağını, gelecek yıl başında bu ayrımın daha da netleşeceğini ifade etti. Pazarın büyüme eğilimi devam edecek Telekomünikasyon sektöründe verilmemiş 3 adet lisans kaldığını, bunların da 3N, MVNO ve Wimax lisansları olduğunu anımsatan C5 Mobile Genel Müdürü Serhat Özeren, 2008 yılında bu lisansların da verileceğini düşünüyor. Pazarın büyüme eğiliminin devam edeceği kanaatinde olan Özeren, “Bu oranın, 2008 sonunda yüzde 90’lara yaklaşacağını düşünüyorum. 2008 yılının sektör açısından oldukça hareketli geçeceğini düşünüyorum. Bu yıl aynı zamanda Telekomünikasyon Kurumu’nun bazı çalışmaları sonlandıracağı, yeni lisansların verilmeye başlanacağı bir dönem olacak. Haberleşme ve iletişimde yeni rekabet alanları ve servisler verilmeye başlanacak" dedi. Serbest ve adil rekabet en çok tüketiciye yarayacak Sektörde rekabetle ilgili dillendirilen düşünceler arasında başı, sektörde adil bir rekabet ortamı olmadığı ve bunu sağlayacak düzenlemelerin gerekliliği söylemi çekiyor. Leadcom Satış ve Pazarlama Müdürü Gamze olgun Parıldamış, sabit hatlarda serbestleşmenin rekabeti artıracağına ve yeni çözümlerin gelmesine yol açacağına inandıklarını söylerken, bu gelişmelerin en çok kullanıcılara ve kendileri gibi teknolojik altyapı sağlayıcılarına yarar sağlayacağına değindi. Millenicom Türkiye Genel Müdürü Tuğrul Cora, 19 milyon sabit telefon abonesinin yaklaşık 10 milyonunun iki önemli alternatif telekom hizmeti olan A ve B tipine açık olmadığını anımsatırken, “Dolayısıyla sabit telefon abonelerinin yarısından fazlası, bırakın şehiriçi aramalarını uzak mesafe aramalarda bile tekele mahkum durumdalar. Serbestleşme sürecinin henüz başında olan telekom sektöründe adil rekabet ortamı büyük önem taşıyor. Genişbant hizmetlerinin rekabete açılması için düzenlemelerin hızlandırılması gerekiyor. YAPA (Yerel Ağın Paylaşıma Açılması) ile birlikte de 2008 önemli bir yapılanma ve test yılı olacak” dedi. Tellcom Pazarlama Müdürü Murat Erim, yasal düzenlemelerle gerçek rekabet ortamının oluşmasından sonra atılan her adımın
Tüm haberlere geri dön...

Ankara Merkez
Tel: (312) 434-2245 Faks: (312) 431 19 53
İstanbul (Anadolu)
Tel: (216) 384-5061 Faks: (216) 384 50 26
İstanbul (Avrupa)
Tel: (212) 347-7540 Faks: (212) 347 75 44
İzmir
Tel: (232) 489-0755 Faks: (232) 425 21 49
Bursa
Tel: (224) 274-0055 Faks: (224) 273 00 26
2025© Bimel Elektronik Mamulleri Pazarlama A.Ş. internet sitesinin yayın hakları, tüm görsel malzeme ve bilgilerin elektronik ortamlar dahil kullanım hakkı sadece Bimel Elektronik Mamulleri Pazarlama A.Ş.'ne aittir. İzinsiz kullanmak, kopyalamak ve alıntı yapmak yasal kovuşturma hakkı doğurur.