Haber Kaynağı: BThaber, 20 Kasım - 26 Kasım 2006, Sayı: 596, BThaber Dosya - FİNANS VE BANKACILIK
Sektörün rotasını bilişim çiziyor Finans ve bankacılık sektörü, bilişim yatırımlarının en yoğun gerçekleştiği alanlar arasında öne çıkıyor. Bilgi teknolojileri, bu kuruluşlara müşterilerine daha etkin, hızlı ve kaliteli hizmetler sunmaları anlamında önemli avantaj sağlıyor. Özellikle alternatif dağıtım kanalları bankaların şube maliyetlerini azaltırken artan müşteri kapasitesite ve ihtiyaçlarına cevap vermelerine olanak tanıyor. Dolayısıyla küresel rekabet koşullarında en önde olmayı amaçlayan kuruluşlar, bu kanal üzerinden farklılaşan servisler sunmak yönünde çalışmalarını sürdürüyor. Son dönemde yabancı yatırımcıların finans ve bankacılık sektörüne olan ilgisinin arttığı gözlemleniyor. Bu birleşmeler kapsamında gerçekleştirilen teknoloji yatırımları, çözüm sunan şirketlerin dikkatini bu alana çekiyor. Bu işbirlikleri kapsamında ortaya çıkan yeni bir eğilim ise yabancı finans kuruluşlarının bilgi işlem merkezlerini Türkiye’ye konumlandırmaları. Sektör yetkililerine göre bu eğilim olumlu gelişmelerin habercisi. Ancak diğer yandan kimi uzmanlar bu yapılanma için henüz erken olduğunu kaydediyor. Bankacılık sektöründe son bir yılda dikkatle takip edilen diğer bir konu ise EMV süreci. Sektör temsilcileri Türkiye’nin sahip olduğu artılarla bu süreçte başarılı şekilde ilerlediğine dikkat çekiyor. Finans ve bankacılıkta değişim rüzgarları Finans ve bankacılık sektöründe yaşanan değişim kendini iyiden iyiye hissettiriyor. Datamarket Kurumsal Müşteriler Yöneticisi Hurşit Özyıldız, günümüzde rekabet koşullarının, teknolojik gelişmelerin de desteğiyle müşteriye en hızlı çözümü sunmayı ve sürekli müşterinin yanında olmayı gerektirdiğini söyledi. Bankaların artan müşteri beklentilerine karşılık verebilmek ve yüksek şube maliyetlerini azaltabilmek amacıyla alternatif dağıtım kanallarına yöneldiğini belirten Hurşit Özyıldız, kuruluşların önümüzdeki dönemde, hizmette farklılaşmak için, kurumsal ve bireysel mobil telefonları, Internet’i, televizyonu çok daha yoğun kullanmak zorunda olacağını vurguladı. Özyıldız, “Bu araçların yoğun kullanımı daha fazla güvenlik, daha iyi altyapı, daha kolay kullanım gereksinimlerini de beraberinde getirecektir. Bununla birlikte kurumlar Türkiye çapında yaygın POS ve ATM altyapısı üzerine daha çok yatırım yapacaklar ve farklı altyapıları bu servisler üzerinden sunacaklardır” dedi. SBS Finans Sektörü Geliştirme Yöneticisi İlknur Sönmez, bankaların satış ekiplerinin ve şubelerin üzerinde bulunan işlemsel yükü kaldırmayı ve işlem maliyetlerini düşürmeyi planladığını söyledi. Bankaların Internet, telefon ve bankamatik (ATM) gibi alternatif kanalları ile dağınık yapıdan merkezi yapıya geçtiğini ifade eden İlknur Sönmez, amacın bütünleşik tek bir veritabanı üzerinden merkezi işleyen bir kanal yönetim stratejisi kurmak ve yönetmek olduğunun altını çizdi. Sönmez şöyle devam etti: “Siemens olarak yaklaşık 2 yıldır, finans sektörüne telefon bankacılığı tarafında dışkaynak kullanım ile çözümler sunuyoruz. Bankaların hedef müşterilerine ulaşıp yeni ürün, kampanya, kart satış ve pazarlama yapabilmeleri için güvenli ve son teknolojilere göre donatılmış bir altyapı ve eğitimli temsilciler ile hizmet sağlıyoruz. Müşterilerimizin telefon bankacılığı ve buna paralel iş akışı, veri girişi konusundaki ihtiyaçlarının hızla arttığını gözlemliyoruz.” Alternatif dağıtım kanalları öne geçmenin yolu Gelişmiş ülkelerde finans sektöründe gözlenen eğilimlerin, giderek Türkiye’de etkin olduğunu belirten CPP Avrupa Bölge Direktörü Stephen Kennedy, paradan para kazanma devrinin kapanmasıyla bankaların gerçek bankacılık hizmetlerine dönüş yapmalarının kaçınılmaz hale geldiğine işaret etti. Günümüzün rekabet ortamında bir adım öne geçmenin temel koşulunun müşteriye sunulan faydayı artırabilmek olduğunu vurgulayan Stephen Kennedy, bunun alternatif dağıtım kanallarıyla sağlanabileceğini söyledi. “Bu bağlamda izlenen stratejilerin başında, müşteri veritabanlarının sağlıklı tutulması, güven ortamı yaratılması, hizmette farklılaşma ve çözüm sunmada ilk olma gibi yaklaşımlar geliyor. Bu aşamada CPP olarak finans sektörüne sunduğumuz yeni bir hizmet var: Banka müşterilerinin cüzdanındaki kredi kartlarının, kaybolma veya çalınma risklerine ve bunların sonucu olan kart sahteciliğine karşı koruma altına alınması” diyen Kennedy, tek merkezden verilen ve Türkiye için çok yeni olan bu hizmetin günümüz ortamında bankalar açısından bakıldığında müşteriye sunulan hizmetin değerini belirgin biçimde artırdığını sözlerine ekledi. Probil Sektörel Çözümler Müdürü Önder Özturan, bankaların profesyonel bir çağrı karşılama ve çağrı yönetim sistemine gereksinim duyduklarını belirterek Probil’in kapsamlı bir çağrı merkezi teknolojisi sağladığını vurguladı. Bankaların çağrı merkezi teknolojisini satın almak yerine aylık bazda dönemsel olarak kullanabildiğine değinen Özturan, “Bankalar kullandıkları kadar ödüyorlar. Kullanılmadıkları dönemde ise hiçbir ödeme yapmıyorlar” dedi. Çağrı merkezi operatörlerinin bankaların kendi bünyesinde yer alabileceği gibi, 3. parti dışkaynak hizmet sağlayıcı şirketlerin ofislerinde yer alabildiğine dikkat çeken Özturan, gereksinimler kapsamında operatör sayısının esnek olarak belirlenebildiğini söyledi. Probil’in çağrı merkezi hizmeti ile şirketlerin iletişim sürekliliğini artırırken kendi işlerine odaklanmalarını sağladığını dile getiren Özturan, şöyle devam etti: “Çağrı merkezi hizmeti maliyet avantajının yanı sıra web tabanlı yönetim ve raporlama sistemi sunuyor, kolay bütünleşiyor, 3 gün gibi kısa bir sürede devreye giriyor. Bu servisi 4 yıldır sağlayan Probil, bu platform üzerinden Vestel, Boyut Bilgi, Tobapak, Alovatan, Millenicom, Borusan Otomotiv, CMC ve Metis gibi şirketlere hizmet veriyor.” Yabancı sermayenin ilgisi artıyor Oracle Türkiye Finans Sektörü Teknoloji Satış Yöneticisi Ümran Akeğim, finans sektöründe alternatif dağıtım kanallarının bir bankayı diğerinden ayıracak, farklılaştıracak en önemli iletişim araçları olduğunu ifade etti. Grid teknolojisi ile bankaların artan işlem hacimlerinin paralelinde bu kanallar üzerinden kesintisiz hizmet verebildiklerini aktaran Akeğim, alternatif dağıtım kanalları üzerinden kaliteli hizmet almak kadar, kişiye/kuruma özel hizmet almanın önemine dikkat çekti. Bankalar alternatif dağıtım kanalları üzerinden sundukları standart hizmetlerinin yanı sıra CRM alanında yapacakları yatırımlar ile farklılaşacağını vurgulayan Ümran Akeğim, şöyle devam etti: “ Sadık müşteri yaratmak için kaliteli ve özel hizmetin yanı sıra yenilikçi olmak gerekiyor. Eskiden kendimiz ve çocuklarımız için madeni paraları biriktirdiğimiz kumbaralarımız vardı. YTL’ye geçtikten sonra madeni paralarımız tekrar değerlendi, eski günlere geri döndük. Belki de çok yakında kumbaralarda biriken bu paraları çocuklara özel ATM’ler ile bankalarına yatırtmayı başaran banka en sadık müşterisini kazanmış olacak.” Geçtiğimiz iki yıl boyunca, risklerinden arındırılmış ve mali yapısı kuvvetli bir finans sektöründen söz edilebileceğini belirten Software AG Türkiye Genel Müdürü Yüce Erim, bunun nedeninin BDDK, Merkez Bankası ve Hazine gibi finans sektörü gözetmenlerinin yaptırımları etkin takip etmeleri ve yabancı sermayenin ilgisi olduğunu ifade etti. Bu dönemde bankacılık sektörünün rekabet ve pazar payı konusunda büyük hazırlıklar yaptığını aktaran Erim, “Paradan para kazanma devrinin çok gerilerde kalmış olması nedeniyle, müşterilerine farklı kanallarla farklı hizmetler sunabilme altyapılarını çalışmışlardır. Kimi bankalarımız, kredi kartlarına yönelirken kimileri, Internet bankacılığı, perakendecilik gibi alanları araştırmışlardır. Ancak, unutulmaması gereken en önemli konu şudur, bankalar, müşterileriyle olan ilişkilerini sanal ortamlara taşımaya başladığı anda, müşteri sadakati azalmaya ve müşteri memnuniyetinin önemi artmaya başlamaktadır. İşte, bu temel noktadan çıkışla, alternatif dağıtım kanallarındaki başarı, hizmet kalitesine en öncelikli önemi veren bankalar için geçerli olacaktır” dedi. Alternatif dağıtım kanalları üzerinde herhangi bir eğilim tespiti yapmanın gerçekçi olmadığını savunan Yüce Erim, bu hizmetin dağıtım tarzı teknoloji tabanlı olması nedeniyle teknolojik yeniliklerin hemen hepsiyle birlikte geliştiğini vurguladı. Mobil uygulamalar önem kazanacak HP Türkiye Finans Sektörü Satış Yöneticisi Hüseyin Karayağız, HP’nin dünyadaki ve Avrupa’daki finans sektöründeki değişiklikleri takip ettiğini ve pek çok projede yer aldığını söyledi. Bankaların şubelerini ve alternatif kanallarını bir satış ofisi haline çevirmeye çalıştığını hatırlatan Karayağız, müşterinin bu ortamlarda en yüksek seviyede memnuniyetini sağlama amacı taşıdıklarını dile getirdi. HP’nin Cenevre, Roma ve Dubai’de bulunan inovasyon merkezlerinde banka veya finans müşterilerinin gelecek nesil tasarım ve planlarını beraber yaptıklarına değinen Karayağız “Bu konuda tüm yazılım, altyapı tasarımı ve proje yönetimini anahtar teslim şeklinde yapabiliyoruz” diye konuştu. SFS İş Geliştirme Grup Müdürü F. Mert Erkut, alternatif dağıtım kanallarını kullanan müşteri sayısının tüm banka müşterilerinin yüzde 50’sini aştığını söyledi. Banka müşterilerinin artık şubeye gitmek yerine telefon, Internet, ATM ve yeni yeni yaygınlaşan mobil uygulamalar ile bankacılık işlemlerini gerçekleştirdiğinin altını çizen F. Mert Erkut, bu sayının önümüzdeki günlerde artmasının beklendiğini vurguladı. Şirketlerin Internet altyapısının güçlenmesi ile Internet üzerinden verdikleri hizmetlerin içeriğini ve hızını artıracağına değinen Erkut, mobil uygulamalarda güvenliğin artmasının Internet üzerinde yapılan tüm işlemlerin mobil ortama taşınması için altyapı sağladığını ifade etti. Bankacılık uygulamalarında önümüzdeki dönemde en büyük gelişimin mobil uygulamalarda olmasının beklendiğini aktaran Erkut, “Tüm bu bankacılık hizmetleri sanal ortama taşınarak rekabet çok daha farklı bir ortamda ve yeni bir anlayış ile devam edecektir” dedi. Şube ziyaretleri devam edecek Alternatif dağıtım kanalları ile bankacılığın değişim yaşadığını belirten Microsoft Türkiye Finans Grup Müdürü İlkem Özar, bu değişime çok kolay uyum sağlandığını ifade etti. Şubeye gitmeden ATM, çağrı merkezi, Internet üzerinden bankacılık işlemlerini gerçekleştirmenin kolay ve hızlı bir bankacılık deneyimi yarattığına değinen Özar, bugün alternatif dağıtım kanallarının hayatımızdaki öneminin tartışılamayacak duruma geldiğine vurgu yaptı. Hemen hemen tüm bankaların, özellikle bireysel hizmete odaklanmış banka müşterisine alternatif dağıtım kanallarında çeşitli çözümler sunduğunu hatırlatan İlkem Özar, ancak çeşitli nedenlere bağlı olarak şube ziyaretlerinin var olmaya devam edeceğini ileri sürdü. Özar şöyle devam etti: “Bu nedenlerin arasında şube çalışanlarıyla kurulan kişisel ilişkiler, belli bir yaş üzerindeki kesimin şubeye gitmekten özellikle hoşlanması, alternatif dağıtım kanallarında bireysel kredi, ev kredisi, emeklilik ve hayat sigortası başvuruları gibi ürünlerde yapılması gerekli kimlik kontrolünün hukuksal olarak şubelerde gerçekleştirilmesi gerekliliği, elektronik imzaya yönelik kararların alınması gibi konular bulunmakta. Dolayısıyla şubeler her zaman bankacılığın çok önemli bir parçası olarak kalacak.” Yoğun iş hayatı olan kişilerin çalıştıkları bankanın alternatif kanallarından hızlı bir şekilde günlük işlerini yürütmeyi tercih ettiğinin altını çizen İlkem Özar, bu hızlı servisin şubede de aranacağını, hızlı ve efektif servis beklenileceğini vurguladı. Bankaların bu beklentileri karşılayabilmelerinin alternatif dağıtım kanallarını şubeleri ile bütünleştirmelerine bağlı olduğunu dile getiren Özar, “Çağrı merkezi üzerinden kredi başvurusunda bulunan bir müşteriye şubeyi ziyaret etmesi gerektiği mesajını veren operatör, eğer müşteriye kendisine en yakın şubede ilgili kişi ile randevuyu da beraberinde ayarlayabiliyor, şubede de müşterinin çağrı merkezinde verdiği bilgileri bilen ve müşterinin beklentilerini karşılamaya hazır bir müşteri temsilcisi bekleyebiliyorsa, bu bütünleşme gerçekleşiyor demektir. Bunun yanı sıra şube personelinin banka çağrı merkezi ve web sitesine bağlantı halinde olabilmesi, müşterinin web ya da çağrı merkezi aracılığı ile önceden başlattığı kredi başvuru sürecinin kaldığı yerden devam edebilmesi ve gerektiğinde uzman bir bankacının görüşünün alınabileceği olanakların hazır olabilmesi gibi konular mümkün olacak ve müşterinin işini çok hızlandıracaktır. Bu şekilde hizmet veren bir banka müşteri memnuniyetini çok artıracaktır” diye konuştu. Operasyonlar Türkiye’ye taşınabilir Bankalarımızın bireysel bankacılık ve alternatif dağıtım kanallarındaki birikiminin yabancı bankaların küresel operasyonları çerçevesinde değerlendirileceğini belirten ITD Satış Danışmanlığı Yöneticisi Osman Özdemir, bu kapsamda diğer ülkelerdeki bazı operasyonların ülkemize taşınmasının söz konusu olduğunun altını çizdi. Özdemir, çağrı merkezlerinin dışkaynak kullanımı modeliyle diğer bölgelerin hizmetine açılması, kartlı ödeme sistemleri gibi operasyonların ülkemizde bulunan finansal işlem merkezleri üzerinden geçirilmesi gibi açılımların bankaların var olan altyapılarını büyütmelerini veya hizmetlerini diğer bölgelere taşımalarına yol açacağını aktardı. Osman Özdemir, “Bunun yanında, operasyonların kapsamının genişlemesi yeni hizmetler ve projeler anlamına gelebilecektir. Operasyonların Türkiye’ye taşınması durumunda, mevcut ölçek üzerinde büyük bir sıçrama gerçekleşecektir. İş yönetiminde şimdiye kadar tam kapsamlı olarak ele alınmamış olan bazı hizmet ve teknolojilerin kullanımı da zorunlu hale gelecektir. Tüm bu gelişmeler, ülkemizde gelişmekte olan bilişim ekosistemini bir üst seviyeye taşıma potansiyeline sahiptir” şeklinde konuştu. SAS Institute Türkiye Ülke Müdürü Nuray Akmeriç, bireysel bankacılıkta müşteri merkezli yaklaşım vizyonunun 90’ların ortalarından bu yana konuşulan ve yatırım yapılan bir konu olduğunu söyledi. Ancak bu yaklaşımın satış ve pazarlama faaliyetlerinde olumlu etkisine rağmen müşteri karlılığını maksimize etmede yetersiz kaldığını ileri süren Nuray Akmeriç, “Çünkü, müşteri sadece pazarlama departmanı tarafından sahipleniliyor ve müşteri ile ilgili belirlenen stratejinin uygulanmasında alternatif kanallar etkin olarak devreye giremiyor. Alternatif dağıtım kanalları üzerinden farklılaşmış hizmet sunmak amacıyla hayata geçirilecek sistemin mevcut sistemlerle gerçek zamanlı bütünleşmesi çok önemli” dedi. Bunun karmaşık sayılabilecek bir bütünleşme olduğuna değinen Nuray Akmeriç, en ufak bir kopukluğun müşteri merkezli stratejinin uygulanmasında aksaklık yaşanmasına neden olacağını sözlerine ekledi. Sanal çağrı merkezleri gelecek Nortel Netaş Finans Sektörü Kurumsal Çözümler Satış Müdürü Kerem Konca, ekonomik-finansal istikrar, büyüyen ekonomi ve özellikle Türk bankacılık sektöründe yaşanan gelişmeler sonucunda, bankaların rekabette geri kalmamak, müşterilerine hızlı ve kaliteli hizmet sunmak için şubelerin dışında alternatif dağıtım kanalları geliştirmeleri gerektiğini ifade etti. Çağrı merkezleri, Internet bankacılığı ve ATM’lerin önümüzdeki dönemde, mevcut özelliklerine yenilerinin de eklenmesi ile çok daha önemli hale geleceğini aktaran Kerem Konca, şöyle devam etti: “Kanımca ATM makineleri, en önemli alternatif dağıtım kanalı olacak. İlk yıllarda çoğunlukla para çekmek ve kredi kartı borcu ödemek için kullandığımız ATM’lerden artık neredeyse tüm bankacılık işlemlerini yapabiliyor ve hatta madeni para üstü bile alabiliyoruz. Bu tür uygulamaların çeşitlenerek artacağını düşünüyorum. Sanal çağrı merkezleri, ATM’lere konulacak görüntülü telefonlar sayesinde, çağrı merkezindeki müşteri temsilcileri ile yüz yüze görüşme yapacağımız günler uzak değil.” Bankaların yeni teknolojileri kullanarak yeni alternatif kanallar yarattığını dile getiren Intel Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Tolgar Elverici, bankaların servise açtıklarını ya da var olan kanalları kendi içinde yenilediklerini söyledi. Bu alanda eğitimin önemine dikkat çeken Tolgar Elverici, “Teknoloji kullanmaya alışkın olan kişiler alternatif dağıtım kanallarını kullanmaya başladı. Ancak hala ciddi bir kesimin teknolojiden çekinmeleri ya da eksik bilgilenmeden dolayı kötü bir tecrübe yaşamış olmaları sebebiyle alternatif kanallar yerine şube üzerinden işlemlerini gerçekleştirme yolunu seçtiklerini görüyoruz” diye konuştu. Avaya Kanal Müdürü İlhan Aşık, alternatif dağıtım kanallarının hizmet verdiği kanallardan en önemlisinin çağrı merkezi olduğunu söyledi. Finans kurumlarının çağrı merkezini artık sadece müşteriden gelen türlü çağrılara (ses, e-posta, web/sohbet) hizmet veren bir kanal değil, ‘kişiye özel’ hizmet verebilecek ve proaktif olarak kurumun hizmetlerini satabilecek bir kanal olduğunu farketlerini belirten İlhan Aşık, “Bu sayede çağrı merkezleri de, bir masraf merkezi olmaktan çıkıp kar getiren bir kanal olma yolunda değişim sürecine girdi. Avaya çağrı merkezi çözümleri, kişiye özel IVR, müşterilerin sınıflandırılmasını ve çağrı merkezinin en etkin ve verimli şekilde kullanılmasını sağlıyor. Diğer önemli bir eğilim de, çağrı merkezi kalitesindeki hizmeti, çağrı merkezi dışında tüm banka çalışanları tarafından da verilebilmesini sağlamaktır” dedi. Dünyada toplam 9 milyon çağrı merkezi operatörü bulunduğunu aktaran Aşık, müşterilere hizmet veren yaklaşık 100 milyon şirket çalışanının mevcut olduğunun altını çizdi. İlhan Aşık, Avaya olarak, IP telefon gibi teknolojileri kullanarak, finans kurumlarının tüm şube çalışanlarının, müşterilerine çağrı merkezi operatorü kalitesinde hizmet vermesini sağladıkalrını sözlerine ekledi. Hizmet çeşitliliği üzerinden farklılaşmak mümkün değil Alternatif dağıtım kanallarında müşteri ön yüzünü oluşturan araçlarda önemli gelişmeler yaşandığını ifade eden Servus Ödeme Sistemleri Ürün Yöneticisi Gökhan Aydemir, POS, ATM gibi cihazlar para yatırma, fatura ödeme gibi yeni fonksiyonları hizmete sunduklarını vurguladı. Ürün ve sağlanan hizmet çeşitliliği üzerinden farklılaşmanın yeni dönemde mümkün olmadığını savunan Gökhan Aydemir, kişiye özel hizmet ve mesajların alternatif dağıtım kanalları aracılığı ile etkin şekilde verilmesinin öncü hizmet sağlayıcıların fark yaratabilecekleri en temel alan olduğunu söyledi. Müşteri ilgi alanları ve ihtiyaçlarına bireysel bazda odaklanan yeni yaklaşımların merkezi bankacılık sistemine yükleyeceği ağır iletişim ve işlem gücü nedeniyle hayata geçemediğini dile getiren Aydemir şöyle devam etti: “Birim işlem ve iletişim maliyetlerinde teknolojik gelişime paralel ortaya çıkacak düşüşler müşteri odaklı hizmet alanında hızlı gelişimi beraberinde getirecek. Servus Ödeme Sistemleri, müşteri ön yüzünü oluşturan terminallerde, çoklu uygulama ve çoklu merkezi yönetim sistemlerinden oluşan dağıtık yapıları destekleyecek çözümler üretmektedir. Desteklenen dağıtık yapı sayesinde bankacılık işlem yükünü çeken merkezi yazılımlardaki yük artırılmadan ek hizmetler verilmesi mümkün hale gelmektedir. Geliştirdiğimiz Servus XFS ATM terminal yönetim uygulaması ya da Hypercom terminaller için geliştirmekte olduğumuz POS yazlım çözümleri sektörümüze kişiye özel hizmet için şimdiden en etkin araçları sunmaktalar.” Meteksan Bilişim Grubu Genel Müdür Yardımcısı Taner Bengi, alternatif dağıtım kanallarının, banka açısından şube bankacılığıyla karşılaştırıldığında hizmet maliyetinin düşük olması, müşteri açısından ise lokasyon ve çalışma saatlerine bağımlılığı ortadan kaldırması sebepleriyle, 1990’lı yılların sonlarından itibaren, bankaların yatırım yaptıkları alanlardan biri olduğunu ifade etti. Alternatif dağıtım kanallarının keşfinin çağrı merkeziyle başladığına değinen Taner Bengi, çağrı merkezinin artık hemen her bankada geniş kullanıcı kitlelerine ulaşmış durumda olduğunun altını çizdi. İlk kullanılan teknolojilerin tüketildiğini söyleyen Bengi, bazı bankaların daha verimli ve kişiselleşmiş servis sağlamak amacıyla teknolojilerini yenileme aşamasına geldiklerini vurguladı. Daha yeni olan Internet bankacılığının, özgün bir kesim için bankasıyla arasında neredeyse tek temas noktası durumunda olduğunu belirten Bengi, daha başlangıç aşamasında olsa da mobil telefonun kullanımının sıklıkla duyulmaya başlandığına işaret etti. Bengi şöyle devam etti: “Mobil telefonun alternatif bir kanal olarak kullanılması fikri, 10 yıl öncesine uzanan WAP teknolojisiyle ortaya çıkmış; ancak WAP bankacılığı, ilk günden itibaren, kullanımı zor arabirimi ve kısıtlı cihaz desteği gibi sebeplerle, WAP ile sunulan diğer servislerde olduğu gibi bankacılık kanalı olarak beklenen ilgiyi görmemiştir. Bugün mobil telefonlar, diğer dağıtım kanallarından gerçekleşen işlemlerin güvenliği için kullanılabildiği gibi bazı bankacılık işlemleri için doğrudan giriş kapısı haline de gelmektedir.” Bengi, alternatif dağıtım kanallarındaki gelişmenin, bundan sonra mobil telefon hizmetleri ve tüm alternatif dağıtım kanallarının daha güvenli hale getirilmesi yönünde olmasını beklediklerini de söyledi. Planet Genel Müdürü Alpay Sidal, alternatif dağıtım kanallarının bankacılık alanında POS hizmetlerini de kapsadığını belirterek terminallerin bir ödeme aracı olmanın yanı sıra şirkete ve kullanıcıya değer katan ürünler olarak piyasaya sunulduğunu vurguladı. Kuruluşların rakiplerinden bir adım öne çıkabilmek için diğerlerinden farklı hizmetler sunmak zorunda olduğuna değinen Alpay Sidal, bankaların günümüzde üye işyerlerine sundukları POS terminallerine katma değer katarak üye işyerlerinin ihtiyaçlarını daha fazla karşılayan terminallere yöneldiklerinin altını çizdi. Elektronik ödeme sistemleri sektöründe geçtiğimiz Nisan ayından itibaren şifreli yaşama geçilmiş olmasının, müşteriye uzatılabilen ve şifre girişini kolaylaştıran terminaller ile PINPAD’lere olan ilgiyi artırdığını vurgulayan Sidal, bu doğrultuda restoranlarda “MasadaÖde” konseptinin geliştiğini hatırlattı. Sidal, “Müşterinin ödemeyi masasında yapmak istemesi, şifre giriş zorunluluğundan dolayı hesapla birlikte terminalin de masaya gelmesini gerektiriyor. Planet olarak temsilcisi olduğumuz Ingenico ile Masada öde konsepti altında birçok terminali piyasaya sunduk. Bunların arasında GPRS, Wi-Fi ve Bluetooth terminaller de mevcut. Planet olarak her türlü ihtiyaca uygun terminal çeşitliliğine ek olarak yazılım gücümüzü de kullarak çeşitli çözümler geliştirdik” diye konuştu. Müşteri beklentileri iyi analiz edilmeli İnnova İş Geliştirme Koordinatörü Alpaslan Tomuş, finans kurumlarının, alternatif kanallarını hizmet kanalı sayısını artırmak ve daha düşük maliyetli, ekonomik ve kaliteli selfservis hizmet sunabilmek için her geçen gün biraz daha geliştirdiğini ifade etti. Bu kanallar üzerinden verilen hizmeti farklılaştırmanın, müşteri ihtiyaçlarının doğru belirlenmesiyle mümkün oluğuna işaret eden Alpaslan Tomuş, finans kurumlarının müşteri beklentilerini iyi analiz etmesi ve müşterilerinin hayatlarını kolaylaştırıcı atılımlar yapması gerektiğini vurguladı. Bu atılımları yaparken yeni eğilimleri izlemenin, hatta yaratmanın önemine değinen Alpaslan Tomuş, “Bu konudaki gelişmelerde Türk bilişim sektörünün de katkısı yadsınamaz ölçülerde. Bu konudaki yeni eğilimleri, yeni nesil finans portalları ve Internet uygulamaları ve yeni nesil kiosk yatırımları olarak adlandırabiliriz. Yeni nesil finans portalları eski nesil portallerde olduğu gibi müşterilere anlık ve doğru bilgi sunmanın yanı sıra müşterilerin doğru kararları almasına, hızlı ve anlık işlem yapmalarına olanak sunan, yönlendiren, kurum sistemleri ile uçtan uca bütünleşik yeni bir kanal yaratmakta. Yeni nesil kiosklar ise EMV standartlarına uygun yapıları ile fatura ödemesi, bilgi sorgulaması, kolay işlem yapılmasının yanısıra farklı konularda müşteri araştırmalarının yapılması, bankaların sunduğu çeşitli hizmetlerden yararlanmak için başvuruların toplanması, şube kurulumunun imkansız olduğu yerlere finans kurumu hizmetlerinin iç ve dış ortamlarda taşınması için önemli bir fırsat sunmakta” dedi. Bileşim Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdür Soner Canko, Türk bankacılık sektörünün teknoloji kullanımına gösterdiği yakın ilgi ve bu konudaki yatırım hızının, tüketicilerin yeni bankacılık alternatif dağıtım kanallarıyla erken tanışmasını sağladığını söyledi. Bu nedenle sektörün dağıtım kanallarına dair verimlilik, güvenlik, hız gibi konularda fazla tecrübesi oluştuğunu vurgulayan Soner Canko, dağıtım erişim kanallarının gelişmişliği ve bu kanallara ilişkin zengin deneyimin yeni yabancı sermayeli bankaların Türk bankalarını satın alma kararında önemli bir etken olduğunu savundu. Küçük ölçekli bir bankanın büyük ölçekli bir banka kadar alternatif dağıtım kanalına sahip olmasının gelişen ve ucuzlayan teknoloji ile eskisinden daha kolay olduğunu aktaran Canko, “Hatta ilk olmanın, sadece iletişim avantajı sağladığı, öte yandan maliyet ve güvenlik konularında ilk olmanın riskler içerdiği, artık kabul gören bir durum. Yeni yabancı sermayeli banka girişleriyle rekabetin her geçen gün arttığı ülkemiz bankacılık sektöründe, dağıtım kanalları, gelinebilecek en üst teknolojik sınırlara ulaştı ve en güvenli ortamlarda hizmet sunuyor. Bu durumda, rekabet için geriye iki başlık kalıyor. Birincisi, dağıtım kanallarının operasyonel yönetiminde ‘düşük maliyet ile yüksek müşteri memnuniyeti’ sağlayabilmek; ikincisi, mevcut hizmetlerin müşterilere etkin iletişimiyle doğru zamanda, doğru kanalın aktif kullanımını mümkün kılmak olarak özetlenebilir” şeklinde konuştu. Yeni teknoloji kullanımından çok CRM’in (Müşteri İlişkileri Yönetimi) temel prensipleri olan temel müşteri bilgilerine güncel olarak sahip olabilmek, müşteri alışkanlıklarını (işlemlerini) izleyerek proaktif öneriler ve geribildirimlerde bulunmak gibi konuların önemli olacağını ileri süren Canko, bankacılıkta alternatif dağıtım kanallarının operasyonel yönetimi ve etkin iletişiminde sağlanacak farklılaşmanın, önümüzdeki dönemin başarılı kurumları için temel kriterler olarak karşımıza çıkacağını sözlerine ekledi. Çoklu kanal stratejisi kalite getiriyor Sun Microsystems Finans Sektörü Satış Müdürü Esra Ertürk, Internet’in günlük hayatımıza girmesiyle bankaların Internet bankacılığının sektöre tamamen hakim olacağını beklediklerini aktardı. Ancak kısa sürede banka şubelerinin genel kanal stratejilerinin vazgeçilmez bir parçası olduğu gerçeğinin fark edildiğini hatırlatan Esra Ertürk, banka şubelerinin tekrar acılmasının kaçınılmaz olduğunun net bir şekilde anlaşıldığını aktardı. Şube sayılarının tekrar arttığına vurgu yapan Ertürk, bankaların şube bankacılığında maliyetleri düşürmenin gerekliliğini görerek bu konudaki çalışmalara yöneldiğini vurguladı. Ertürk, bu doğrultuda banka şubelerinde donanım, yazılım lisanslama ve toplam sahip olma maliyetlerinin düşük olması sebebiyle ince istemcilere olan ilginin hızla artacağını ileri sürdü. Ertürk şöyle devam etti: “Internet bankacığı nüfusun çok yoğun olduğu özellikle de çalışan ve genç nüfusun yoğun olduğu bölgelerde, servis kalitesi yüksek ve hızlı bir kanal olması sebebiyle tercih edilmekte ve öneminin giderek arttığı gözlenmektedir. Internet bankacılığının daha da hızlı yaygınlaşmamasının ana sebebi olarak bazı güvenlik açıklarını sayabiliriz. Bu dolandırıcılık saldırıları Internet bankacılığının gelişmesine ciddi şekilde sekte vurmaktadır. Bankalar bu konudaki güvenliklerini maksimum seviyeye getirmek amacıyla ciddi mesai harcamakta ve donanım, yazılım yatırımları yapmaktadırlar. Bankalar arasında geçmişteki silo halindeki yaklaşımlardansa kanalların operasyonel ve sistemsel açıdan bütünleşme konularına odaklanmış durumda olması ise yazılım dünyasının parlayan yıldızı servis odaklı mimariyi, bütünleşmeyi kolaylaştırması sebebiyle ilgi odağı haline getirmektedir. Mobil bankacılığın ise bankaların mevcut ve yeni müşterilere erişimlerinde yeni olanaklar sunduğunu ve bankaların işletim giderlerini ciddi oranda düşürdüğünü vurgulayan Ertürk, bugüne kadar var olan güvenlik sıkıntıları ve kısıtlı teknolojiler ile mobil bankacılık hizmetleri sadece bilgi vermeye yönelik olduğunu hatırlattı. WAP’ın ve güvenlik standartlarının gelişimi ile mobil bankacılık hizmetlerinin arttığını ve pazarda kabul gördüğünü belirten Ertürk, “Günümüzde Internet üzerinde e-ticarete yönelik, kurumlara ve tüketicilere, değişik ödeme altyapıları, sistemleri ve servisleri sunan birçok banka, aynı hizmetleri mobil bankacılık alanında da vermektedir. Mobil bankacılığın yakından takip edilmesi gereken bir yeni nesil kanal olduğunu ve hızla büyümesinin kaçınılmaz olduğunu görüyoruz ki bu da bankaların teknolojik altyapılarının hem donanım hem de yazılım olarak güçlü olması gerekliligini de beraberinde getirmektedir. Buradaki en önemli sorun ise Internet bankacılığında oldugu gibi güvenlik boşluğudur. Bankalar bu güvenlik boşluğunu doldurabilmek amacıyla teknolojik altyapılarını güçlendirmeyi sürdürmektedirler. Çağrı merkezi, bankaların şubeden yapılabilecek birçok işlemi gerçekleştirerek şubenin üzerindeki iş yükünü azaltmaktadır. Böylece şubeye gidecek müşteri sayısı azalacağı için bankanın maliyetleri düşecek, iş yükü azalacaktır” dedi. Gemalto Executive CISMEA Başkan Yardımcısı Xaiver Chanay, günümüzde banka müşterilerinin Internet bankacılığı ve şube bankacılığı müşterileri olmak iki grupta değerlendirildiğini söyledi. Mobil bankacılık ile Internet bankacılığının bankacılık sektörünün kanal yapısında ciddi değişimlere yol açtığını vurgulayan Chanay, kullanıcı eğilimlerinin ise bankacılıktaki pazarlama stratejilerine yön verdiğini vurguladı. Uzun bir süre bankaların şubelere olan ilginin devam edeceğine yönelik bir düşünceye sahip olduğuna değinen Chanay, gelecekte güvenli PC bankacılık sisteminin bankacılık sektöründeki karın belirli bir bölümünü karşılar duruma gelmesinin beklendiğini ifade etti. Bankacılıkta birden fazla kanalı birleştiren çoklu kanal stratejisinin yüksek kalitede hizmet olanağı sunduğunu söyleyen Chanay, bunun farklılaşmaya yol açtığına değindi. Chanay, “Kullanıcı güvenlik sağlandığı sürece şubeye gitme gereksinimi duymayacaktır. Gemalto yüksek güvenlik sunan ve biyometri, e-imza gibi uygulamaları birleştiren çözümler sağlıyor. Geleceğin bankacılık eğilimleri kullanım kolaylığı, basit kurulum, güvenli işlem gibi konulara işaret ediyor. Aksi takdirde kullanıcıların birebir hizmetlere veya şube bankacılığına yöneleceği öngörülüyor. Dağıtım kanallarının gelişimi, bankaların güvenlik yatırımlarıyla doğru orantılı olacaktır” şeklinde konuştu. Banka birleşmeleri devam edecek Yeni gelişmelerle önemli bir değişim yaşayan bankacılık ve finans sektöründe uluslararası bankalar ile yeni birleşmelerin önümüzdeki dönemde de devam etmesi bekleniyor. Yabancı yatırımcıların sektöre olan ilgisinin sürmesi, makro ekonomik istikrarın hız kaybetmemesi durumunda Türkiye’ye yatırım yapan şirketlerin sayıca artacağı öngörülüyor. Datamarket Kurumsal Müşteriler Yöneticisi Hurşit Özyıldız, yerel olarak bakıldığında birleşmeler sonucu finans kurumlarının sayısının azalmasının, rekabeti artıracak bir gelişme olarak değerlendirileyeceğini söyledi. Bu rekabetin sonucu olarak finans kurumlarına çözüm sunan şirketlerin, sundukları çözümlerin kalitelerini artırmaları gerekeceğini vurgulayan Özyıldız, yabancı yatırımcının Türkiye’ye gelmesinin ikinci bir sonucunun yatırıma ilişkin kararların küresel olarak yapılması olduğunun altını çizdi. Özyıldız, “Türkiye’deki bilişim şirketleri bu gelişmelere iki farklı tepki gösterebilir; bankalara yerel çözümler üretmek ve yerel çözümleri küreselleştirip tüm dünya pazarına sunmak. Birçok kurum böyle bir seçenek durumunda yerel pazarda rekabet etmektense, dünya liginde oynamayı tercih eder. Fakat bunu gerçekleştirebilmek için kurumların önce vizyonunu bu şekilde belirlemeleri ve tüm ülkenin desteğini alması gerekmekte. Bu ekonomik bir dönüşüm projesi olmalıdır” dedi. Gantek Teknoloji Genel Müdür Yardımcısı Özgür Deniz Erzincan, bankacılık sektöründe uluslararası birleşmelerin yaşanmasıyla sektörün de teknoloji yatırımlarında uluslararası standartlara geçeceğini ifade etti. Bunun, uluslararası bankaların hem pazarlık güçlerini artırmak hem de standart teknolojileri tüm dünyada kullanarak destek ve operasyon maliyetlerini düşürme stratejilerinin bir parçası olduğunu belirten Erzincan, “Bunun Türkiye’de teknoloji üreten şirketlere olumlu ve olumsuz yansımaları da gözlenebilir. Uluslararası bankaların standartları olmayan Türkiye’de geliştirilen ürünler için bu bir pazar daralması olarak kendisini gösterebileceği gibi yeterince rekabetçi ve nitelikli ürünler için de yurtdışı pazar olanakları oluşturacaktır” şeklinde konuştu. Erzincan, bir diğer beklenen etkinin uluslararası bankaların giderek “smartsourcing” veya “mükemmeliyet merkezleri” yaklaşımıyla aktif oldukları ülkelerdeki BT organizasyonlarının belirli konularında uzmanlaşıp, bu uzmanlıklarını tüm grup için kullanmaları yaklaşımını tercih etmeleri şeklinde olacağını ileri sürdü. Erzincan, “Bunun yakın vade etkisinin, hizmet üreten şirketlerin bu hizmetleri, bankaların maliyetlerini düşürebilecekleri ve ana iş fonksiyonlarının dışında kalan alanlarda dışkaynak kullanımı yöntemi ile sunmalarını gerektirecek şekilde dönüştürmeleri olacaktır” dedi. Bankalar altyapılarını yeniledi SBS Finans Sektörü Geliştirme Yöneticisi İlknur Sönmez, finans sektöründe Demirbank’ın HSBC tarafından satın alınması ile başlayan, Akbank’ın yüzde 20 hissesinin Citibank tarafından alınmasıyla devam eden sürecin yabancı sermaye egemenliğini getirdiğini söyledi. Akbank, Garanti Bankası, YKB, Koçbank, Finansbank, Fortisbank, TEB, Denizbank, Tekfenbank, MNGbank gibi bankalarımıza yabancı ortak girmesi ile Türk bankacılığında sektörün yönünü yabancı bankalar ve yabancı sermayenin belirlemeye başladığına değinen Sönmez, bankaların BT altyapılarını küresel altyapıya uygun hale getirdiğinin altını çizdi. Sönmez, “Bazı bankalarda core banking ve benzer önemli sistemlerin değişen isteklere göre yeniden yapılanma çalışmalarının ve bununla ilişkili danışmanlık, migration hizmetleri ve projelerinin başladığını devam da edeceğini öngörüyoruz. Ayrıca müşteri merkezli bir yapılanma olduğundan bütünleştirilmiş dağıtım kanallarının önemi gitgide artmaktadır. CRM projeleri ve bunun paralelinde hedef alınmış kitlelere satış ve pazarlama bankalar için çok önemli hale gelmiştir” dedi. Bu doğrultuda da Siemens olarak finans sektöründe birçok bankaya BT dışkaynak kullanımı çerçesinde bilgisayar, PC ve ağ ekipmanlarına dışkaynak kullanımı ile hizmet verdiklerini aktaran İlknur Sönmez, “Ancak son zamanlarda özellikle çağrı merkezi ve Business Process Outsourcing tarafında çözümlerimiz bankalar nezdinde rağbet görmektedir. Bankaların kendi core işlerine ve karlılıklarına odaklanmaları ile birlikte bu tür BPO işlerinin ve dışkaynak işlerinin artacağını düşünüyor ve Siemens olarak bu konudaki çözümlerimizi ve metodolijilerimizi bankalar ile paylaşıyoruz” diye konuştu. Türk bankacılık sektöründe ciddi gelişme ve farklılaşmalar yaşandığını belirten CPP Avrupa Bölge Direktörü Stephen Kennedy, bu gelişmelerin sürmesiyle Ziraat Bankası dışında sermayesi tamamen Türk olan başka banka kalmayacağının ifade edildiğini aktardı. Kennedy, “Yabancı yatırımcı Türk ekonomisine güveniyor ki Türk bankalarına yatırım yapıyor. CPP olarak biz de 2006 ve sonrasında Türkiye’ye yatırım yapma kararı alan bir şirketiz. Türkiye’de gerek finans sektörünün istikrarlı gelişim, gerekse kredi kartı kullanım oranlarında gözlediğimiz artış bizi bu karara yöneltti” dedi. Oracle Türkiye Finans Sektörü Teknoloji Satış Yöneticisi Ümran Akeğim, yabancı yatırımcıların finans sektörüne olan ilgisinin bu sektörde çok ciddi bir hareketlenme yaşanmasına neden olduğunu belirtti. Bu sürecin farklı farklı şekilde yaşandığını ve yaşanmaya devam ettiğini vurgulayan Ümran Akeğim, “Türkiye’de finans sektöründe yaşanan ekonomik gelişmeler sonucunda öncelikle karlılık düştü ama bu birleşmeler ile ciddi büyümeyler başladı. Finans sektörü bu birleşmeler sonucunda, bu büyümeyi düşük sahip olma maliyeti ile destekleyen güçlü teknoloji altyapılarını tercih edecek. Artık Grid teknolojisi ile ana bilgisayar gücünü açık sistemlerde çok daha ucuza sunabiliyoruz. Türkiye’de finans sektörü teknolojik altyapısı ile çok daha ileri bir konuda ve burada kullanılan altyapı pek çok yabancı banka için örnek olacaktır” diye konuştu. Akeğim, finans sektöründe yaşanan birleşmeler, büyümeler, güvenlik, rekabet gibi konuların Servis Odaklı Mimari ve Kimlik ve Erişim Yönetimi gibi çözümleri de gündeme getirdiğini sözlerine ekledi. Esnek altyapılara geçmek gerekiyor Software AG Türkiye Genel Müdürü Yüce Erim, finans sektöründeki banka satın alma ve birleşmelerinin, kısa vadede artarak devam edeceğini söyledi. Hemen tüm bankaların kendilerini pazarlama yollarına girdiğini belirten Erim, bunda yabancı sermayenin ülkemize olan ilgisinin etken olduğunu ifade etti. Bankalarımızda bulunan sistem ve çözümlerin göreceli olarak yeni çözüm ve sunumlar olduğunu aktaran Yüce Erim, “Bu nedenle, birleşme ve ortak uygulama alanlarının yaratılabilmesi konusunda müşteriler seçenek zenginliği yaşamaktadırlar. Ancak, yapılacak bütünleşme tercihlerindeki deneyimsizlikler ve kolaycılıklar, hazırlıksız yakalanılan sürprizlere ve çok temel pazar payı kayıplarına neden olacaktır” dedi. Erim, bu nedenle bundan sonra bütünleşme bacağı hiç düşünülmemiş ve planlanmamış çözümler için finans sektörü içinde çok fazla yaşam şansı kalmadığını sözlerine ekledi. HP Türkiye Finans Sektörü Satış Yöneticisi Hüseyin Karayağız, bankacılık sektöründe Avrupa Birliği yolunda ilerlerken artacak olan uluslararası rekabete hazırlanmak ve Basel kriterlerine uyumluluk gibi şeffaf yönetim sistemlerine geçilmesinin belirleyici etkiler olacağını söyledi. Özel bankacılığın da büyüyen bir hizmet olarak göründüğünü aktaran Hüseyin Karayağız, uluslararası bankalar ile yeni birleşmelerin beklenebileceğini vurguladı. Özellikle büyük bankaların teknolojik altyapılarını yeni teknolojiler ile daha esnek ve rekabeti maliyet yapılarına ulaştıracak güncellemeleri yapmaları gerektiğine dikkat çeken Karayağız, şöyle devam etti: “Büyük bankalarda yüksek iletişim maliyetli altyapıları söz konusu ve bunlar bu bankaların daha rekabetçi maliyet yapılarına geçmelerine engel oluşturuyor. Maliyetleri düşürme amaçlı teknoloji güncellemeleri ve esnek altyapılara geçiş kaçınılmaz. Karlılığı artırmak için de önemi dünyada tekrar keşfedilen şubenin yeniden satış amaçlı yapılandırılması ve müşteri ilişkilerinin geliştirilmesine yönelik çözümlerin uygulanması öncelik kazanıyor. Özellikle karlı müşterileri belirlemek, bu müşterileri geliştirmek, onların tüm ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılayarak onu gelişen rekabetten korumak için tüm süreç ve hizmetleri bütünleştirmeleri ve iyileştirmeleri gerekecek.” Karayağız bu bağlamda, bilişim sektöründe maliyetleri azaltacak, esnek altyapı ve servis sağlayan, satış, servis ve pazarlama konusunda finans sektörüne bütünleşik çözümler sunan, altyapı ve iş süreçlerinde servis odaklı çözüm ve ürün sağlayan teknoloji şirketlerinin öne çıkacağını da ifade etti. SFS İş Geliştirme Grup Müdürü F. Mert Erkut, bankacılık sektöründe halen yüzde 20 seviyelerinde olan yabancı payının 2008'e kadar yüzde 30-35'e çıkmasının beklendiğini belirtti. Banka birleşmelerinde teknoloji bütünleşmesinin finansal bütünleşmeden çok daha fazla dikkat ve özen isteyen bir konu olduğunu savunan Erkut, “Bütünleşme sistemlerinin geliştirilmesi ve uygulanması teknoloji şirketleri açısından önem kazanacak. Bütünleşme çalışmalarında birleşen şirketlerden birinin baskın olması ve yapının bu baskın şirket sistemi bünyesinde geliştirilmesi, veri transferi, veri çevrimi ve arşivleme sistemlerinin gelişmesini sağlayacak” dedi. Bankaların değeri arttı Microsoft Türkiye Finans Grup Müdürü İlkem Özar, 1980’li yıllardan günümüze özelleştirmelerinde etkisi ile çok yol kat eden Türkiye finans sektörünün en önemli yapı taşlarından bir tanesinin bilişim sektörü olduğunu söyledi. Özar, ülkemizin finans sektöründe dünya standartlarında yer alabilmesi için özellikle son birkaç yıllık süreçte yeni finansal mimarinin yapı taşlarını oluşturacak ortak standartların belirlenmesi ve hazırlanmasına yönelik çalışmaların hız kazandığını vurguladı. Bu çalışmalar sonucunda finans sektörünün donanım ve yazılım teknolojilerini üst düzeyde kullanmaya başladığına değinen Özar, finans sektör yöneticilerinin vizyonu, teknolojiye ve yeniliklere olan tutkusunun bu gelişmelerin yaşanmasına ön ayak olduğunu ifade etti. Özar şöyle devam etti: “İşte bu vizyon özellikle son 5 yıllık dönemde Türkiye finans sektöründe faliyet gösteren bankaların değerlerini artırmış ve yabancı yatırımcıların ilgisini çekmiştir. Daha önceleri 3. dünya ülkesi olarak görülen Türkiye, teknolojiye verdiği önem sayesinde Avrupa’nın önde gelen teknoloji merkezlerinden biri olmuş, tecrübesi ve ucuz insan kaynağı ile yabancı yatırımcıların gözdesi haline gelmiştir. Türk ekonomisi bütün bu alın teri ve çabaların meyvelerini son dönemde meydana gelen Garanti – GE, Türk Ekonomi Bankası – BNP Paribas, Dışbank – Fortis, YKB – Unicredit, FinansBank – National Bank of Greece, DenizBank – Dexia Group, AkBank – CitiGroup etc. gibi ülke ekonomisi açısından son derece önemli olan birleşmelerde toplamıştır.” Artan rekabetin daha çok yatırım, daha çok yatırımın teknoloji şirketlerinin daha iyi hizmet vermesini sağlayacağını dile getiren Özar, bilişim sektörünün artan yatırımlar sayesinde gün geçtikçe büyümesinin mümkün olacağını söyledi. “Bu etkenlerin Türk ekonomisine yapacak olduğu olumlu etki sayesinde daha önceleri teknolojiye karşı çekingen davranan sektörün belirli kesimleri teknolojinin başarı yolunda kaçınılmaz bir etken olduğunu görmeye başlayacak ve yatırımlarını artıracaklardır” diyen Özar, paralelinde süreç bazlı çalışma modelinin, yabancı sermaye girişi, yeni düzenleme ve kanunların çıkışıyla piyasa tarafından kabul göreceğini sözlerine ekledi. Belki de en önemlisi günü kurtarmak yerine, uzun vadeli planlar yapılmaya başlanacaktır. Gemalto Başkan Yardımcısı Xaiver Chanay, farklı coğrafyalara ait bankaların birleşmesiyle çalışma yöntemlerinde değişimlerin yaşandığını vurguladı. Bu kapsamda bankalara teknoloji sağlayan bilişim şirketlerinin daha büyük çapta proje sunma gerekliliğine dikkat çeken Chanay, “Bilişim şirketlerinin aynı zamanda ciddi bir finansal güce sahip olmalı ve güçlü uzmanlık sunmalı” dedi. Sun Microsystems Finans Sektoru Satis Muduru Esra Ertürk, bankalar arası gerçekleşen satın alma ve birleşmelerin teknoloji sağlayıcılar için hem iyi hem de kötü sonuçlar doğurduğunu ifade etti. “Genel olarak, değişiklik teknolojik anlamda da farklılıkların meydana geleceği anlamına geliyor ki bu da sonunda harcamaya dönüşüyor; sadece donanım ve yazılım yatırımı değil, danışmanlık ve benzeri kalemleride içeren harcamalardır. Çoğu zaman bu harcamalar uzun vadede masrafların düşürülmesini hedefler ve yapılan değişiklişler genelde satın alınan bankadaki sistemlerin satın alan bankanın stratejik sistemleriyle değiştirilmesi şeklinde gerçekleşir” diyen Esra Ertürk, bu durumda satın alan bankanın altyapı veya teknoloji sağlayıcısı şirketinin kazanç elde ettiğini, satın alınan bankanın sağlayıcısı içinse bir kayıp anlamına geldiğini vurguladı. Birçok bankanın bu gelişmeleri mevcut sistemlerini yenileriyle değistirip birleştirmek konusunda bir fırsat olarak değerlendirdiğine vurgu yapan Ertürk, bunun çoğu zaman pahalı, esnek olmayan ana bilgisayar ortamlarının yerine servis odaklı mimari merkezli açık sistemlere geçiş anlamına geldiğini söyledi. Ertürk sözlerini şöyle noktaladı: “Servis odaklı mimarinin işletmelerin esnek yönetimine ve bütünleşme maliyetlerini düşürmeye yönelik getirdiği yaklaşım zaten günümüzde bankaların başlıca projeleri arasında yer almakta olduğu için banka birleşmelerinde de daha da önemli bir rol almaktadır. Bankalar olası bir satın alma ve birleşmenin hedefi olduklarının çoğu zaman farkındadırlar, projeler askıya alınır ve bundan dolayı kısa dönemde bilgi işlem ve altyapı yatırımı yerine karlılık ve bilançolarını tutturmayı amaçlarlar. Böyle durumlarda bilgiişlem ve altyapı sağlayıcıların karşısına ciddi bir dezavantaj olarak çıkmaktadır. Banka birleşmeleri bilişimi de etkiledi ITD Satış Danışmanlığı Yöneticisi Osman Özdemir, hızla gelişen ve yaygınlaşan yabancı bankaların Türk bankalarını satın almasının finans sektörüne hizmet veren bilişim sektöründe de etkisini gösterdiğini söyledi. Geçtiğimiz dönemde tamamlanan satın almalar sonucu, bankacılık sektörünün ülkemizden önce Avrupa Birliği’ne girmiş görüntüsü verdiğini belirten Osman Özdemir, bu gelişmelerin bilişim sektörü için önemli fırsatlar doğurduğunu vurguladı. Özdemir, “Bilişim teknolojileri açısından iyi bir noktada olan bankalarımızın birleşmeler sonucu yerel bazı faktörler nedeniyle gelişememiş ya da uygulanamamış iş modelleri ve kurumsal birikimi hızlıca ediniyor olacaktır. Rekabete katkısı olacak bu yeni iş modellerinin hayata geçirilmesi bilişim sektörü için yeni fırsatların oluşması anlamına gelmektedir” dedi. Banka birleşmelerinin bilişim sektörünü hem olumlu hem de olumsuz etkileyeceğini savunan SAS Institute Türkiye Ülke Müdürü Nuray Akmeriç, “Olumlu etkileyecektir, çünkü farklı iki bankanın teknolojik altyapısının bütünleşmesi teknoloji çözümü sunan kuruluşlar için yeni fırsatlar yaratacaktır. Olumsuz etkileyecektir, çünkü birleşme sonrasında çözümlerde ve altyapıda konsolidasyona gidilecektir” diye konuştu. Nortel Netaş Finans Sektörü Kurumsal Çözümler Satış Müdürü Kerem Konca, son dönemde Türk bankacılık sektörünün ilgi odağı haline geldiğini vurguladı. Gerek ortaklıklar gerekse doğrudan satın almalar yoluyla ülkemize önemli miktarda yabancı sermaye girişinin olduğunu aktaran Kerem Konca, bu para girişinin önemli bir bölümünün yatırıma dönüşeceğini söyledi. Konca, “Bu yatırımlarının önemli bir kısmı ise müşterilere yeni ve katma değerli hizmetler sunulmasını sağlamak üzere bilgi teknolojilerine ayrılacak. Bildiğiniz gibi bankalar yıllık bütçelerinin neredeyse yüzde 60’nı bilgi teknolojilerine kanalize ediyor. Bu durumda bilişim sektörümüz büyüyecek, yenilikçi servislerdeki çeşitlilik artacak. Araştırma geliştirme çalışmaları hız kazanacak” dedi. Intel Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Tolgar Elverici, banka birleşmelerinde birkaç ana faktörün belirleyici olacağını söyledi. Elverici, bunların birleşmelerdeki Türk-yabancı sermaye oranları, satın almayı gerçekleştiren yabancı bankanın- ya da grubun kurumsal satın alma ve kurumsal BT kriterleri ile satın alan banka ile satın alınan banka BT organizasyonlarının arasındaki farklar olduğunu ifade etti. Elverici şöyle devam etti: “Temel olarak iki durum söz konusu olabilir. Birincisi daha öncesinde yerel bankalara yazılım çözümlerini ya da donanım ürünlerini satmış şirketler yeniden değerlendirilip birtakım merkezi kurumsal kararlar ve politikalar çerçevesinde belli bir sure icinde devre dışı bırakılabilirler. Diğer durum ise tam tersi yeniden değerlendirme sonrasında ürün ve çözümler beğenilir ve bu yerel firmalar ürün ve çözümlerini diğer ülkerde de satma şansını yakalar ve böylece kendi dallarında önce bölgesel sonrasında ise global bir oyuncu olabilme şansını yakalayabilirler.” Şube sayısı artacak Bimel İstanbul Network Şube Müdürü Kusat Büyüköztürk, banka birleşmelerinden güç doğduğunu belirtti. Finans kuruluşunun BT gereksinimlerinin arttığını aktaran Büyüköztürk, BT yönetimi konusunda dışkaynak alımlarına olan talebin yükseleceğine dikkat çekti. Bilişim teknolojilerinin süratle değişmesinin, bu alanda çalışan BT personellerinin kendilerini geliştirmelerini zorunlu hale getirdiğini vurgulayan Büyüköztürk, günlük iş yükünden fırsat bulamayan BT uzmanlarının birçok konuda uzman şirketlere BT altyapılarını emanet etmek durumunda kaldığının altını çizdi. Büyüköztürk şöyle devam etti: “Banka birleşmeleri sayesinde şube sayısında artış gözlenecektir. Şubelerin BT yapıları merkezi bir yapıya adapte edilecektir. Firmamız, Türk Telekom cephesinde yapılması gereken işlemler konusunda banka personelinin güncel teknolojiler konusunda yetiştirilmesi, banka personel eğitimlerinin firmamız üzerine alınması, şirketimizin uzmanlık alanı olan ağ konusunda dış kaynak hizmeti alınması, banka şubelerinin aktif cihazlarının arıza durumunda yerine emsalinin veya muadilinin temin edilmesi, sistem sürekliliğinin sağlanması, uzaktan cihaz konfigürasyonu, iletişim ve yapısal kablolama altyapısı oluşturulması gibi hizmetlerle bankalara çözüm sunmaya devam edecektir.” Avaya Kanal Müdürü İlhan Aşık, finans sektörüne çözüm sunan şirketlerin birleşmeler sonunda çokuluslu hale gelen bu yeni şirketlere ürün ve hizmetlerini sunabilmek amacıyla yeniden organize olacaklarlarını söyledi. Avaya olarak dünya çapında faaliyet gösteren bu tip finans kuruluşlarına hizmet verecek organizasyona ship olduklarını belirten İlhan Aşık, “Türkiye’deki çözüm ortaklarımız da bu sistemin doğal bir parçasıdır. Bu doğrultuda Türkiye’de uzun zamandır hizmet veren Citibank, HSBC gibi kuruluşlara hizmet sağlarken, yakın zamanda JPMC, Morgan Stanley ve Credit Suisse gibi yabancı yatırımcı kuruluşlarla da, çözüm ortaklarımız ile birlikte en güncel ve güvenilir iletişim çözümlerimizi sunmak konusunda anlaşmaya vardık” dedi. Servus Ödeme Sistemleri Ürün Yöneticisi, Gökhan Aydemir, sermaye yapısı daha güçlü kurumların piyasada artmasının, uzun vadeli büyük ölçekli projelerin geliştirilmesi ve finansmanı için olanak sağlayacağını dile getirdi. Teknolojik altyapı ve bilgi birikimi bakımından sektöre yabancı yatırımının büyük etkisi olacağını düşünmediğine değinen Gökhan Aydemir, ülkemizin dinamik bankacılık sektörü ve modern bankacılık altyapısı ile dünyadaki öncü ülkeler içinde yer aldığının altını çizdi. Yongalı kartlara 2007 itibariyle tam olarak geçeceğimizi belirten Aydemir, şöyle devam etti: “Yabancı sermayeli uluslararası bankalar, bilişim sektörüne, üretmekte oldukları teknolojilerin yurtdışına ihracında önemli fırsatlar oluşturacaktır. Yabancı kurumsal sermayenin bilişim sektörüne bir başka etkisi de lisanslı ürün kullanımı ve lisans haklarının korunmasına yönelik yaratacağı pozitif etkidir. Lisans konusundaki olumlu gelişmeler bilişim sektörün daha sağlıklı bir yapıya kavuşmasına yardımcı olacaktır.” Bankaların teknoloji yatırımı artarak devam edecek Türkiye’deki bankacılık sektörünün, teknoloji yatırımları açısından küresel rakiplerine göre karşılaştırılabilir seviyede olduğunu dile getiren Meteksan Bilişim Grubu Genel Müdür Yardımcısı Taner Bengi, yabancı banka birleşmeleri sonucunda bu gerçeğin tekrar ortaya çıktığını söyledi. Yabancı banka birleşmelerinin, bankacılık sektöründe farkındalık olan ancak yatırım kararı geciken alanlarda hızlandırıcı etkisi olmasının beklendiğini ifade eden Bengi, “Bunun yanı sıra yabancı bankalarla birleşmelerin, bilişim yatırımları açısından büyük ölçeklerde yatırım yapan küresel oyuncuların bu ölçekler dahilinde aldıkları özel fiyat seviyelerini ülkemize getirmeleri yönünde etkili olacağı öngörülebilir. Bu durumda da bu yatırımın, özellikle yazılımla ilgili konularda, yurtdışından yapılması ve Türkiye bilişim sektörü açısından negatif etkisi olması da söz konusu olacaktır” dedi. Planet Genel Müdürü Alpay Sidal, bankacılık sektöründe yabancı sermayenin de gelmesi ile daha verimli ve karlı çalışma için teknolojiye daha fazla ağırlık vermenin öneminin kavrandığını söyledi. Bireysel bankacılığın öne çıktığını vurgulayan Sidal, bireysel bankacılığın ancak doğru teknolojilerin kullanılmasıyla başarıya ulaşabileceğini belirtti. Müşteri memnuniyetini artırmak ve piyasada rakipleri içerisinde öne çıkmak için bankaların bu yatırımlarını devam ettireceğini ileri süren Alpay Sidal, yatırımların önündeki en bü
Tüm haberlere geri dön...