BThaber - Ağ Teknolojileri

Tüm haberlere geri dön...


Haber Kaynağı: BThaber, 13-19 Şubat 2006, Sayı: 557, Sayfa: 11-26
Ağ teknolojileri yaşamın her alanında
Internet’in günlük hayattaki kullanımının artması ile ağ teknolojilerinde güvenlik konusu daha fazla önem kazanmaya başladı. Önümüzdeki dönemlerde, KOBİ’lerdeki BT yatırımlarının artması, kurumların bilgi teknolojilerini temel iş ihtiyaçlarında ve iş yapış şekillerinde daha çok kullanacak olmasıyla daha geniş veri yollarına ve akıllı iletişim ağı altyapılarına olan talebin artırması bekleniyor. Ayrıca, klasik ses (PBX, TDM) sistemleri, hibrit sistemler ve IP telefonun tüm dünyada birlikte kullanılacağı tahmin ediliyor. 2010 yılına kadar IP telefonun kurumsal pazardaki büyük kuruluşlarda yüzde 95 - 100, KOBİ’lerde ise yaklaşık yüzde 80 oranında kullanılması öngörülüyor. Ses ve veri bütünleşmesinde IP telefonun yanında elektronik posta, sohbet ve anlık mesajlaşmada çokluortam desteği ve video konferans uygulamaları halen yaygın olarak kullanılıyor. Kişisel Internet erişiminde xDSL gibi genişbant sağlayan teknolojiler sayesinde IP televizyon uygulamalarının yakın bir gelecekte yaygınlaşması bekleniyor. Öte yandan ağ pazarında son dönemde başta DSL olmak üzere genişbant erişim teknolojileri, kablosuz erişim teknolojileri ve alternatif telekom operatörleri tarafından sunulan VoIP temelli teknolojilerin ön plana çıktığı vurgulanıyor. Hızla büyüyen ve gelişen ağ teknolojileri pazarının Türkiye’nin de içinde bulunduğu EMEA bölgesinde büyüklüğünün 14 milyar dolar civarında olduğu tahmin ediliyor. 2006 yılında Türkiye için büyüme hızının ise yüzde 15-20 dolayında olması bekleniyor.

Pazar gelecek vaat ediyor
Dünyada ve Türkiye’de akıllı iletişim ağı altyapılarına olan talep artıyor. Özellikle bilgiye her yerden ulaşma gerekliliğinin ağa olan ihtiyacı etkilediği belirtiliyor. Türkiye’de ağ pazarı bilişim cirolarının yüzde 20’sini oluştururken, 2005 yılında toplam dünya ağ pazar büyüklüğünün 73 milyar dolara ulaştığı vurgulanıyor. Bu yıl ise ağ teknolojilerinde ülkemiz için büyüme hızının yaklaşık yüzde 15-20 dolayında olacağı tahmin ediliyor. Türkiye’deki toplam ağ pazarının tüm ürün ve hizmet yelpazesi göz önüne alındığında büyüklüğünün 1 yıl içinde yüzde 20 artarak 300 milyon dolar civarında olacağını belirten HP ProCurve Kurumsal Müşteriler Satış Temsilcisi Mehmet Tarımcı, özellikle kamu, telekom ve genel sektör bazında yatırımların daha yoğun olmasının beklendiğini söyledi. Türkiye’de büyük ölçekli işletmelerde yatırımların daha yüksek ve planlı yapıldığını vurgulayan Tarımcı, ağ yatırımlarında finans, telekomünikasyon ve kamunun önde gelen sektörler olduğunu ifade etti. Bilgiye her zaman her yerden ulaşabilme gereksiniminin, ağ pazarındaki uygulamaların çeşitlenmesine yol açtığını kaydeden Tarımcı, bu yıl veri güvenliğinin sağlandığı ve verilen hizmetin Internet erişimi ile sınırlı kaldığı alanlarda, kablosuz uygulamaların artacağını söyledi. Tarımcı şöyle devam etti: “Bağlanabilirlik ve genişbant gereksinimindeki artışlar LAN anahtarı talebindeki artışı da beraberinde getiriyor. Önümüzdeki yıllarda, KOBİ’lerdeki BT yatırımlarının artması, kurumların bilgi teknolojilerini temel iş ihtiyaçlarında ve iş yapış şekillerinde daha çok kullanacak olması, daha geniş veri yollarına ve akıllı iletişim ağı altyapılarına olan talebi de artıracak.”
Bu yıl yüzde 15 büyüme bekleniyor
Nortel Netaş Kanal Yöneticisi Birsen Gürgan, 2005 yılında toplam dünya ağ pazar büyüklüğünün 73 milyar dolara ulaştığını söyledi. Türkiye’nin de içinde bulunduğu EMEA bölgesi ağ pazar büyüklüğünün 14 milyar dolara civarında olduğunu belirten Gürgan, Türkiye pazarı için bu rakamın 270 milyon dolara ulaştığını ifade etti. Gürgan, “2006 yılında ülkemiz için büyüme hızının yaklaşık yüzde 15 olacağını tahmin ediyoruz” dedi. Gürgan, ağ teknolojileri pazarında geçmiş yıllara göre ortaya çıkan en önemli değişimin, ses ve veri bütünleşmesinin son yıllarda kabul edilebilir maliyetlerde ve hızla IP ağlar üzerinde gerçekleşmesi olduğunu ileri sürdü. Gürgan, “Internet’in günlük hayattaki kullanımının artması ile güvenlik konusunun önem kazanması, küçük ofis ve ev ağlarının yaygınlaşması da pazardaki diğer değişimler arasında sayılabilir. Başlangıçta sadece telli ortamda düşünülen ses ve veri bütünleşmesi, mobil ve telsiz ağ ortamlarında da uygulama alanı buluyor. Ses ve veri bütünleşmesi nin şu andaki en önemli uygulaması olan IP telefon, kişisel ve özellikle kurumsal ses iletişiminde günlük hayatımıza girdi. Kurumsal ses pazarında birçok kuruluş IP telefonu aktif olarak değerlendiriyor ve uygulama planları yapıyor” şeklinde konuştu.
Ağ pazarının bilişim cirolarının yüzde 20’sini oluşturduğunu hatırlatan Arıtech Genel Müdürü İbrahim Tutuk, 2005’te pazar büyüklüğünün 3 milyon dolar civarında olduğunu, bu yıl yüzde 17’lik bir büyüme beklendiğini söyledi. BT sektörüne yeni oyuncuların katıldığını ancak birçok oyuncunun pazardan silindiğini vurgulayan Tutuk, “Geçmiş yıllarda kar marjları ve servis kalitesi yüksek projeler üretilebilirken, günümüzde rekabet acımasız bir şekilde kar marjlarının düşmesine sebep olmaktadır. Bu nedenle, şirketler katma değerli hizmetlere yönelmektedirler. Ürün satışı yerine kar marjı yüksek katma değerli hizmetler satarak ayakta durmaya çalışmaktadırlar” dedi. Tutuk, artık şirketlerin sürekli gelir getiren işler yapmak istediğini, bunun nedeninin de BT sektöründeki kalifiye işgücü maliyetlerini karşılamanın olanaksız hale gelmesi olduğunu sözlerine ekledi.
Genişbant erişim teknolojileri öne çıkıyor
Koç.net Network ve Güvenlik Servisleri Müdürü Abdülkadir Üçüncü, İnterpro Pazarlama Hizmetleri ve Araştırma Grubu'nun tahminlerine göre, 2006 yılında bilgi ve iletişim teknolojileri pazarının yüzde 17 oranında bir büyüme göstererek yılı 20.7 milyar dolarlık bir ciroya ulaşacağını söyledi.
Üçüncü, bilgi teknolojileri pazarının 4.5 milyar dolara, iletişim teknolojileri pazarının ise 16.2 milyar dolara ulaşmasının öngörüldüğünü belirtti.
Ağ pazarında son dönemde başta DSL olmak üzere genişbant erişim teknolojileri, kablosuz erişim teknolojileri ve alternatif telekom operatörleri tarafından sunulan VOIP temelli teknolojilerin ön plana çıktığını vurgulayan Üçüncü, DSL'in yaygınlaşmasıyla birlikte bireysel kullanımda da kablosuz erişim ürünlerinin yaygınlaşmaya başladığını hatırlattı. Üçüncü şöyle devam etti: “Benzer şekilde alternatif ses pazarında VOIP destekli yönlendiriciler, modemler, ağ geçitlerinin yaygınlaşmaya başladığını görmekteyiz. Yakın zamanda verilmeye başlanacak olan ADSL üzerinden ses hizmetleri ile de ses, Wi-Fi desteklerini bir arada barındıran genişbant ADSL modemlerin yaygınlaşmaya başladığına tanık olacağız. GSM telefonların değişimine baktığımızda ise yeni telefonların çokluortam ve Wi-Fi destekli olarak üretilmeye başlandığını, Mobil GSM dünyası ile alternatif ses operatörlerinin yakınlaşmaya başladığı ve Wi-Fi noktalarından ücretsiz VOIP görüşmelerinin gerçekleştirildiği bir dünyaya tanık olacağız. Bunun yanında SDSL ve Methro Ethernet teknolojilerinin yakın zamanda pazarı hızla etkileyeceği beklenmekte.”
Türkiye'de 350 milyon dolar civarında bir ağ pazarı bulunduğunu belirten Armada Network Pazarlama Müdürü Mesut Sarıoğlu, dünya ağ pazarı için net bir rakam vermenin zor olduğunu söyledi. Türkiye'nin dünya ağ pazarındaki payının hala binde 2 düzeyinde olduğunu hatırlatan Sarıoğlu, bu yıl pazarda yüzde 20 civarında büyüme beklediklerini ifade etti. BT pazarındaki büyümeye paralel olarak ağ pazarının da geçmiş yıllara göre büyümesini sürdürdüğünü vurgulayan Sarıoğlu, “Ağ üreticileri, Türkiye'yi artık küresel pazarın küçük bir parçası olarak değil, büyüyebilecekleri gelişen pazarlar kategorisinde değerlendiriyorlar. Bu nedenle de yatırımlarını artırıyorlar” dedi.
Yıllık yüzde 9 gelir artışı
Destek Bilgisayar Genel Müdürü Şakir Rıza Doğan, ağ pazarının geçmiş yıllara göre hızla büyüyerek geliştiğini, bu gelişmenin önümüzdeki 10 yıl içinde de devam edeceğinin öngörüldüğünü vurguladı. 15 yıl öncesine göre, ağ pazarında önemli noktalara gelindiğini savunan Doğan, özellikle bilgiye her yerden ulaşma gerekliliğinin ağa olan ihtiyacı artırdığını ifade etti. Doğan, “Bilginin paylaşımı da doğal olarak bilginin yedeklenmesi, depolanması,güvenliği, hızlı ulaşımı gibi konularda yeni bilişim ve iletişim teknolojilerinin gelişmesi ve yaygınlaşmasına neden oluyor. Ağ pazarında araştırmalar hala yıllık yüzde 9 – 10 seviyesinde gelir artışı beklentisini gösteriyor. Ancak pasta büyüdükçe küresel pazardaki gelişmeler ve rekabete dayalı ekonomik pazarda bu pastadan ne kadar pay alabileceğiniz, sizin gerek bilgi birikiminiz gerek beyin gücünüz, gerekse kullandığınız teknolojiler ve çözüm ortaklarınız ile ne kadar katma değer oluşturduğunuza bağlı olarak değişim gösterecektir” şeklinde konuştu.
Doksanlı yılların başında uzmanlık alanı sadece ağ olan şirketler kurulduğunu, en hızlı gelişmeyi bu şirketlerin gerçekleştirdiğini hatırlatan Erete Genel Müdürü Pınar Kabil, günümüze kadar ulaşabilen birçok çözüm şirketinin profiline bakıldığında bir ağ kimliği ile yola çıkıldığının görüldüğünü belirtti. İyi bir ağı olan kuruluşların kimliklerinin daha net olduğunu ileri süren Kabil, “O temeller üzerinde inşa edecekleri herşey, bir o kadar güçlü olacak ve sonuçta başarıyı beraberinde getirecektir. İyi tasarım ve altyapı ancak kaliteli düşünmeyle birlikte gelir” dedi. Ağ kurulurken en temel taşlardan biri olarak kablolamanın düzgün yapılması gerektiğine dikkat çeken Kabil, bu yolla aktif ürünlerin beklenilen performansı verebileceğini vurguladı. Kabil, ana düşünceden uzaklaşılarak kurulan ağlarda, zamanla performanta beklenen verimin alınmamasının yeni maliyetlerin doğmasına neden olacağını savundu.
Ege İletişim Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Doğdu, küresel sermayenin Türkiye’ye girişindeki artışın yabancı satıcıların ülkemizde kurumlaşmaya başlamasına neden olduğunu ifade etti. Bu durumun da pazarın genel anlamda büyümesini sağladığını vurgulayan Doğdu, “Kurumsallaşmış yerli şirketler de süreç içinde bilgi teknolojilerinin önemini kavramaya ve büyük yatırımlar yapmaya başladılar. Bugün gelinen noktada, yatırımcılar bilinçli ya da bilinçsiz belli bütçeleri ağ sistemlerinin kurulumu için ayırmaya eğilim gösteriyorlar” dedi.
KOBİ’lerin devlet teşvikleri ile dış pazarda rekabet güçlerini artırma çalışmalarının iç pazarda kendi aralarındaki rekabeti körüklediğini ileri süren Doğdu, KOBİ’lerin teknolojik yatırımlara ağırlık vererek bu süreci kendi lehlerine çevirmeye çalıştıklarını vurguladı. Doğdu, “Bu durum da ağ şirketlerine yeni pazar alanları yaratmaktadır. Böylelikle genel anlamda pazarı büyüten bir sürece girmiş bulunmaktayız” şeklinde konuştu.
Skype gibi şirketlerin çözümlerine ilgi artıyor
Internet veya veri şebekeleri üzerinden ucuza telefon görüşmelerinin pekçok kişinin ilgisini çektiğini söyleyen Avaya Genel Müdürü Sinan Dumlu, teknoloji temelde aynı olmakla beraber uygulamada bireysel kullanıcı ile kurumsal kullanıcı arasında bazı farklılıklar olduğunu belirtti. Evinden düşük hızla bağlanan bireysel kullanıcıda ses kalitesinden çok, fiyatın önemli olduğunu vurgulayan Dumlu, bu alandaki çözümlerin, Internet’e bağlı bir çokluortam bilgisayara yüklenen basit IP telefonu yazılımları olduğunun altını çizdi. Dumlu, “Ses kalitesi, bağlı olunan Internet Servis Sağlayıcıların omurgalarına ve Internet’in genel performansına bağlı olarak değişkenlik göstermektedir. Bu alanda Skype gibi şirketlerin çözümleri tüm dünyada ve Türkiye’de giderek artan bir oranda kullanılmaktadır. Burada ADSL teknolojisinin yaygınlaşması ve geçmişe göre daha yüksek bant genişliklerinin sağlanabilmesi önemli bir rol oynamaktadır” dedi.
Kurumsal kullanıcının ise şirketinden çalışan ve ses kalitesini daha önde tutan bir kullanıcı tipi olduğuna değinen Dumlu, çalışılan şirketin IP temelli bir uzak alan ağı (WAN) veya bir ISS üzerinden kurulmuş Sanal Özel Ağı (VPN) olduğunu hatırlattı. Dumlu, şebekede bant genişliği daha fazla olduğu ve servis kalitesi parametreleri kontrol altında tutulabildiği için uygun ses kalitesinin sürekli olarak sağlanmasının mümkün olduğunu da söyledi. Hem ev hem de kurumsal kullanımda xDSL teknolojilerinin tercih edilmesinde, TT tarifelerinin avantajları, yaygın ve kolay kullanım ile erişim cihazlarının düşük maliyetinin önemli bir rol oynadığına vurgu yapan Dumlu şöyle devam etti:
“Aslında toll by pass, IP telefonunun en basit avantajlarından birisidir. Bu konuda asıl heyecanlandırıcı olan sesin bir veri formu olarak işlem görebilmesidir. Bu, gerçek zamanlı ses iletişimi ile veri işlemenin en yararlı yanlarını biraraya getirerek yeni tip servislerin oluşturulabilmesine olanak tanımaktadır.”
Ağ pazarının tüketiciye giderek daha fazla yöneldiğini vurgulayan Bimel Şirket Ortağı Ender Kefoğlu, Internet kullanımının son 10 yılda gösterdiği yaygınlaşmanın ve teknolojinin kurumsal kullanıcıların yanı sıra tüketici tarafından da kabul görmesinin ağ pazarındaki değişimde rol oynayan en önemli faktörler olduğunu ifade etti. Benzer gelişimin PC pazarında da yaşandığını hatırlatan Kefoğlu, günümüzde PC’nin gerçek bir tüketici ürünü olarak hayatımızın parçası olduğunun altını çizdi. Kablonet, ADSL, Skype gibi teknolojiler ve bunlara dayalı hizmetlerin de ağ pazarının tüketiciye doğru kaymasında büyük rol oynadığını kaydeden Kefoğlu, şöyle devam etti: “Tüketiciye yönelik haberleşme donanımları, güvenlik yazılımları ve hizmet satışları hızla artıyor. Özellikle Internet o kadar yaygın ve ortak kullanım alanı haline geldi ki, artık bu ortamı insanların bilgilerini paylaştığı ve işlerini yaptırdığı bir bilgiişlem merkezi veya bir sunucu olarak görmek mümkün. Bu durumda da yüksek kapasiteli sunucu çiftlikleri, veri depolama birimleri, yedekleme merkezleri önem kazanmaya başlıyor. Ağ pazarında eskiden sadece erişim olanaklarından bahsedilirken şimdi güvenlik, ses iletişimi ve servis kalitesi gibi teknolojiler pastadan en ağırlıklı pay alan konular.”
Karel Pazarlama Direktörü Nurşen Yıldırım genişbant erişim olanaklarının giderek yaygınlaştığını ve erişim yöntemlerinin çeşitlendiğini söyledi. Yıldırım, kullanıcıların bulundukları farklı ortamlarda ağa dahil olarak işlerine devam edebilme ihtiyaçlarının, WLAN, WiMAX gibi kablosuz uygulamaların yaygınlaşmasına yol açtığını vurguladı. Yıldırım şöyle devam etti: “Son kullanıcı ekipmanlarının fiyatlarında yaşanacak düşüş ve penetrasyonun artmasıyla, geçen yıl 42 milyon dolar olarak gerçekleşen WiMAX ürün pazarının 2010 yılında 3 milyar dolara erişeceği tahmin ediliyor. Günümüzde ağ ekipman fiyatlarının ve kar marjlarının düşüyor olması, ağ ekipman üreticilerini ürünlerine katma değerli uygulamaları eklemeye itiyor. Bunların en önemlilerini ses, görüntü ve güvenlik çözümleri oluşturuyor. Ağ altyapılarını kuran şirketler artık bu tür katma değerli hizmetleriyle bütünleştirme arayışı içindeler.”
Deponet Şirket Müdürü Yıldız Aydın, ağ pazarında Türkiye’de bu yıl yüzde 20 - 25 dolayında büyüme beklendiğini ifade etti. e-devlet uygulaması ve pazara giren yerli ve yabancı yeni şirketlerin çabalarıyla 2006 yılının ağ yılı olacağını ileri süren Aydın, ağ pazarının bilişim sektörünün vazgeçilmez bir parçası olduğunu söyledi. Aydın, “Kurumların pazar paylarını artırmasına endeksli artan bilgi paylaşımı ihtiyacı doğrultusunda, altyapının değişmez taşları olarak ağ cihazları da önem kazanmaktadır” dedi.
Fotech Ürün Müdürü Orkun Şarlak, 90’lı yılların sonlarına doğru TCP/IP haberleşme teknolojisinin hayatımızda yer almaya başladığını, günümüzde ise bilgisayar, ses ve görüntünün IP platformunda toplandığını söyledi. Bu çalışmaların 2000 yılının sonlarında şekillendiğini hatırlatan Şarlak, IP platformu üzerinde çalışan tüm sistemlere eğilimin arttığını ifade etti. Orkun Şarlak, “Tüm dünya pazarı ise bu tip bütünleşik sistemler üzerine eğilmeye başlamıştır. Dünya üzerindeki birçok ülkede uygulanmaya başlayan FTTH teknolojisi sayesinde hem düşük maliyetli hem de tüm sistemleri üzerinde taşıyan sistemlere eğilim daha da artmaktadır. Internet pazarına bakıldığında düşük maliyetli XDSL sistemler ilk sırada yer almaktadır. Özellikle dünyada 2-3 sene önce ADSL kullanımı çok büyük iken ses sistemlerinin bütünleştirilmesinde yaşanan teknik sorunlar yüzünden G.HSDSL sistemlere kaymıştır.Ülkemizde ise geçen yılın başlarında yapılan UMTH sözleşmeleri ancak yıl sonlarına doğru netleştiğinden G.HSDSL kullanımı artış yönünde bir eğilim göstermektedir” dedi.
Günümüzde mobil uygulamalarda büyük bir yükseliş olduğunu belirten Equant Genel Müdürü Sadi Abalı, işletmelerde geçek zamanlı uygulamalar ile sürekli bağlı olma durumunun önemine dikkat çekti. Kurumların iletişim ağlarına bağımlılığının ve bant genişliği ihtiyaçlarının giderek arttığını vurgulayan Abalı, buna paralel olarak talep edilen hizmet ve ürün çeşitliliğinde artış olduğunu kaydetti. Abalı, özellikle çokuluslu şirketlerde uygulamaların merkezileşmesinin işletmelerin iletişim ağlarına bağımlılığını artırdığını ileri sürdü. Abalı, “Geniş bir coğrafi bölgede yaygın ve kaliteli hizmete olan ihtiyacı artırmakta. Bu talebin özellikle yeni katma değer yolları arayışı içerisinde olan küresel servis sağlayıcıların yönetilen servislere, dışkaynak kullanım projelerine ve bütünleşme servislerine yönelmesine yol açtığını görüyoruz. Aynı eğilim yerel servis sağlayıcılarda da görülmektedir. Ağ ürünleri üreticileri de satışlarının büyük kısmını yönetilen servisler yoluyla ya da dışkaynak kulanımı projeleri yoluyla servis sağlayıcılar üzerinden yapmaktadır” dedi. Bu eğilimin artarak devam edeceğini ifade eden Abalı, hizmet paketlerini ürünleştirme ve standartlaştırma deneyimi yüksek olan servis sağlayıcıların, bu konuda şanslı olduğunu da sözlerine ekledi.

Ağ şirketleri KOBİ pazarına açılıyor
ADSL'in yaygınlaşmasıyla birlikte KOBİ'lerin e-dönüşüm süreçlerini hızlandırdıklarını belirten Koç.net Network ve Güvenlik Servisleri Müdürü Abdülkadir Üçüncü, çok bölgeli kurumsal sanal ağlara benzer şekilde KOBİ'lerin bölge ve acentelerinin de merkezleriyle yüksek hızlı erişim olanağına kavuştuğunu ifade etti. Üçüncü, kritik uygulamalarının elektronik ortama aktarılması sonucunda erişim pazarının yanında güvenlik duvarı, VPN, antivirüs/spam, URL filtreleme gibi KOBİ güvenlik çözümleri pazarının geliştiğine dikkat çekti.
Üçüncü şöyle devam etti: “KOBİ erişim ve güvenlik pazarındaki bu artış tüm pazarlarda olduğu gibi rekabet, hizmet çeşitliği, hizmet kalitesinde artış olarak tüketiciye olumlu şekilde yansıyor. KOBİ'lerin özellikle ADSL gibi genişbant erişim teknolojileri ve güvenlik çözümleri konusunda yatırımlarını artırdıklarını görüyoruz. ADSL'in paylaşımlı bir ortam olması ve Internet’te artan güvenlik tehditleri sonucunda KOBİ'lerin güvenlik yatırımlarında son 1 yıl içerisinde ciddi derecede artış gözlemledik” Internet’ten gelebilecek tehditlere karşı güvenlik duvarı ve VPN çözümleri başta olmak üzere antivirüs/antispam, URL filtreleme gibi çözümlerin artık standart KOBİ paketlerinde görülmeye başladığını hatırlatan Üçüncü, “Bunun yanında SSL ve uzaktan güvenli erişimi için VPN istemci çözümleri ile bir kerelik şifre ve elektronik sertifika ile güvenli erişim gibi çözümler de yavaş yavaş KOBİ'ler için gündeme gelmeye başladı” dedi.
KOBİ pazarı cazip hale geliyor
Son yıllarda KOBİ'lerin organize olmaya başladığına işaret eden Arıtech Genel Müdürü İbrahim Tutuk, bunun sonucu olarak da piyasadaki BT şirketlerinin, KOBİ'lerin büyük çoğunluğunun, teknolojik altyapılarına yeterince yatırım yapmadıklarını fark ettiğini söyledi.
Ağ şirketlerinin, yeni bir pazar keşfettiğini, bu nedenle, KOBİ pazarına yöneldiğini savunan Tutuk, “KOBİ’ler, yeni yeni yatırım yapmaya başlıyor. KOBİ pazarı, cazip hale geliyor. Bu pazarda da son zamanlarda telekom servisleri çok gözde durumda. Bu servislerin G.SHDSL ve ADSL hizmetlerine geçişi, hızlı bir şekilde yaşanmaktadır” şeklinde konuştu. HP ProCurve Kurumsal Müşteriler Satış Temsilcisi Mehmet Tarımcı, ağ cihazları üreticilerinin özellikle KOBİ pazarını hedefleyen ürünler çıkarması ile birlikte bu pazara yönelmede ciddi bir artış olduğunu söyledi. KOBİ’lere yönelik bu anahtarlar sayesinde pazarın hızla büyüyeceğinin altını çizen Tarımcı, Türkiye pazarının, Avrupa ülkelerine oranla daha küçük olmasının sebebinin KOBİ’lerin yeterli seviyede bilgilendirilmemesi olduğunu ileri sürdü. Tarımcı sözlerini şöyle sürdürdü: “İş gücü kaybının ne kadar önemli olduğunu ve akıllı anahtar kullanarak performansı ciddi düzeyde yükselteceklerini kavrayınca, KOBİ’lerin yatırımları artacaktır. Üreticilerin dışında bayilerinde bu pazarı bilgilendirmesi ile birlikte Türkiye’deki ağ pazarının, marka bağımsız olarak, ulaşması gereken noktaya varacağını düşünüyorum. KOBİ olarak tanımladığımız şirketlerde, ağ yatırımlarının şu andaki hali ile beklenen seviyede olmadığını düşünüyorum. Ancak, gelişen teknolojilerin kullanılmaya başlanması, yeni pazarlara ulaşma çabasındaki KOBİ’lerin de önemli yatırımlar yapacaklarını düşündürüyor.”
Türkiye’deki üniversitelerin ağ konusundaki yatırım ve çalışmalarının, hem içerik hem de yeni teknolojilerin öğrencilere ulaştırılması açısından çok ileri seviyede olduğunu savunan Tarımcı, bu yatırımların, öğrencilerin bilgiye ulaşması anlamında gurur verici olduğunu sözlerine ekledi.
Nortel Netaş Kanal Yöneticisi Birsen Gürgan, KOBİ’lerin yüksek sayıları, yenilikçi uygulamaları, dinamik yapıları ve çok sayıda iş olanağı sağlamaları sebebiyle ülke ekonomilerinde önemli rol oynadığını söyledi. KOBİ’ler için büyük önem taşıyan, verimlilik artışı ve işlerin asgari kaynak kullanılarak yapılmasının, daha basit, standartlaştırılmış ve bütünleştirilmiş bilişim altyapılarının kullanılması ile sağlanabildiğine dikkat çeken Gürgan, “Ağ teknolojileri bilişim altyapısının önemli bir bölümünü oluşturduğu için, bu durum ağ şirketleri açısından pazarın büyümesi ile sonuçlanacaktır” dedi. Son yıllarda ağ şirketlerinin KOBİ’lere yönelik ürün ve çözümlerini artırma eğilimde olduğunun altını çizen Gürgan, “Örneğin, Nortel’in Business Communication Manager – Kurumsal İletişim Yöneticisi çözümü özel olarak KOBİ’ler için tasarlandı. IP ve/veya sayısal telefon, Internet erişimi, basitleştirilmiş yönetim, çağrı merkezi uygulamaları, kablosuz telefon, sesli yanıt sistemi gibi istenen özellikler tek bir üründe sağlanıyor” diye konuştu.
KOBİ pazarına yöneliş sürecek
Armada Network Pazarlama Müdürü Mesut Sarıoğlu, kurumsal pazarın temel ağ ihtiyaçlarının geçmiş yıllarda büyük oranda karşılanmış olmasının, gelecek yıllarda çoğunlukla upgrade ve yeni teknoloji yatırımları yapılabileceğini gösterdiğini vurguladı.
Sarıoğlu, bu nedenle ağ ekipman üreticilerinin, büyüyebilecekleri segmentin KOBİ'ler olduğunu görerek, bu segmente hitap eden, teknik özellikleri az, kullanımı kolay ve düşük maliyetli ürün ailelerini pazara sunduğunu hatırlattı. Sarıoğlu, “Biz de dağıtıcı olarak, KOBİ'lere hitap eden iş ortaklarımızın satışlarını, taksitli alım olanaklarıyla ve çeşitli kampanyalarla desteklemekteyiz. Türk Telekom'un ADSL kampanyaları ve Milli Eğitim Bakanlığı'nın okullarda PC kullanımını yaygınlaştırması önümüzdeki yıllarda bilişimden anlayan iş gücü oranını artıracaktır ve KOBİ'lerin bilişim çözümlerinin maliyetleri düşürme, karlılığı artırma gibi nimetlerinden daha fazla yararlanmasını sağlayarak pazarı olumlu etkileyecektir” şeklinde konuştu.
Türkiye’de KOBİ’lerin, tüm sektörlerin hedefi haline geldiğine değinen Destek Bilgisayar Genel Müdürü Şakir Rıza Doğan, arka arkaya yaşanan ekonomik krizlerle gelişimini tamamlayamamış pekçok şirketin önümüzdeki dönemlerde BT sektörünün ilgi göstereceği alanlar olacağını belirtti.
Doğan, “Uzun dönem bankacılık ve inşaat sektöründe yaşanan durgunluk KOBİ pazarına olan yönelişi de yavaşlatmış olmasına rağmen yeni dönemde bu iki sektörde ciddi gelişmeler bekleniyor. KOBİ pazarına yöneliş devam edecek gibi görünüyor. Bilişim sektöründe her yeni pazar gibi ağ pazarı da önce büyük kurumlarda, sonra da KOBİ’lerde kendine pay edinecektir. Bu da ağ pazarının büyümesine katkı sağlayacaktır.
“Türkiye’de bu gelişim 3-4 yıldır devam etmekte ancak önümüzdeki yıllarda daha küçük boy işletmelere doğru yaygınlık gösterecektir” dedi.
KOBİ’ler için tasarlanmış ağ çözümleri
Cisco Systems Türkiye, Genel Sektör ve Gelişen İşletmelerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı A. Önder Güler, günümüzde KOBİ’lerin piyasada var olabilmek için teknolojinin sağladığı verimlilik artışı, maliyet tasarrufları, müşteriye daha iyi ve hızlı hizmet verebilme avantajlarından yararlanmak zorunda olduklarının farkına vardığını söyledi. Artık KOBİ’lerin iş hedefleri, beklentileri ve ihtiyaçlarının değiştiğine değinen Güler, KOBİ’lerin tamamen kendi ihtiyaç, beklenti ve kapasitelerine göre tasarlanmış teknoloji çözümlerine yöneldiğini ifade etti.
Güler, “Bu noktada, bugüne kadar büyük kurum ve şirketlere hizmet vermekte olan ağ şirketlerinin de önünde önemli bir kapı açıldı. Biz, Cisco olarak çok önemli bir yaklaşım geliştirerek, sektörde tamamen ve yalnızca KOBİ’lere göre tasarlanmış ilk çözümleri yarattık. Cisco Güvenli Ağ Altyapısı ve İletişim Çözümleri adı verilen çözüm paketi, KOBİ’lerin kendilerine özel iş yapış biçimleri ve beklentilerine göre tasarlanmış, akıllı, basit ve güvenli ağ ihtiyaçlarını gideren bütünsel bir yaklaşım. KOBİ’lerin maliyet hassasiyetlerini, kurulum ve işletimde karşılaştıkları zorlukları göz önünde tutarak geliştirilen bu paket, anahtarlama, ses gibi ürünlerin yanı sıra teknik destek ve finansman seçeneklerini içeriyor.” Buna benzer KOBİ’lere yönelik yaratılmış ürünler ve çözümlerin ardı ardına geleceğine vurgu yapan Güler, Cisco’nun sadece 1 yıl içerisinde bu pazara yönelik 50’ye yakın ürün ve çözüm sunduğunu hatırlattı. Bu pazarı hedefleyen diğer şirketlerin de genel yaklaşımının bu olması gerektiğini savunan Güler, Türkiye’deki KOBİ pazarının yeni ve gelişime çok açık bir alan olduğunu, önümüzdeki yıllarda çok hızlı bir gelişim göstereceğine inandıklarını sözlerine ekledi.
Bimel Şirket Ortağı Ender Kefoğlu, kurumsal kullanıcılardan tüketiciye doğru kayan ağ pazarında KOBİ’lerin bu teknolojiden en fazla pay alan kurumlar olacağını ileri sürdü. ADSL ve G.SHDSL hizmetlerinin yaygınlaşmasının tüketici pazarında olduğu gibi KOBİ pazarında da canlanmaya sebep olduğunu belirten Kefoğlu, şirketlerin web sayfası yaptırma mecburiyetinin de henüz web sayfası yaptırmamış KOBİ’ler açısından önemli bir iş potansiyeli oluşturmaya başladığının altını çizdi. Kefoğlu, “Kablosuz, virüse karşı korunma ve ağ güvenlik çözümlerinin yanı sıra fiziki güvenliğik için ağ bağlantılı kamera sistemleri de pazarın genişlemesinden faydalanan ürünler arasında sayılabilir” dedi.
Netone Telekom Ürün ve Ürün Geliştirme Müdürü Emin Genç, KOBİ pazarının hiçbir zaman gözardı edilmediğini ifade etti. TT’nin kiralık hat ücretlerinin yüksek olması sebebi ile KOBİ’lerin Internet ve veri hizmetlerine geçtiğimiz dönemde yeterince ilgi göstermediğine dikkat çeken Genç, “DSL tabanlı hizmetlere birlikte erişim maliyetleri düşünce, KOBİ’lerde doğal olarak ağ hizmetlerine ilgi göstermeye başladılar. Bu da pazarın büyüklüğünü artırdı. Biz de diğer servis sağlayıcılar gibi KOBİ’lere yönelik ürünler hazırladık” diye konuştu.
Güvenlik eğilimleri değişiyor
Ağ pazarında güvenlik alanındaki eğilimlerin son yıllarda yaşanan ticari kayıplar sonucunda güvenlik duvarı yatırımlarının ötesine geçtiğini kaydeden Servus Bilgisayar Network ve Güvenlik Çözümleri Bölüm Müdürü Ziya Gökalp, 2005 yılında özellikle orta ölçekli kurum ve kuruluşlardaki IDS/IPS (Saldırı tespit ve önleme sistemleri) yatırımlarında ciddi artışlar olduğunun altını çizdi. Saldırı tespit ve önleme, gateway antivirüs, antispam, url filtreleme gibi uygulamalar ile beraber gelen çözümlere, pazardaki ihtiyacın giderek arttığını vurgulayan Gökalp, bunun güvenlik duvarının tek başına yetersiz kaldığı gerçeğini ortaya koyduğunu ileri sürdü. Gökalp, CSI/FBI tarafından yapılan güvenlik araştırmalarına göre, 2005 yılında 2004 yılına oranla güvenlik sistemleri kullanımında özellikle IDS/IPS, kimlik doğrulama, erişim yetkilendirme ve kurumsal güvenlik politikaları uygulamaları ile profesyonel danışmanlık ve denetim hizmetleri alımında büyük oranda artış gözlemdiğine dikkat çekti.”
Uzak erişimin geleceği olarak adlandırılan DSL’in, bakır tel altyapısı üzerinden yüksek hızlı veri ve ses transferi iletişimini sağlayan bir teknoloji olarak görüldüğüne değinen Gökalp, xDSL’in ise HDSL’den VDSL’ye kadar uzanan sayısal abone hattı teknolojilerinin tümüne verilen isim olarak tanımlandığını aktardı. WAN’da kullanılan Leased Line veya Frame Relay gibi teknolojilerin giderek yerini xDSL’e bırakmasını, bu yeni teknolojinin maliyetlerinin düşük ve kolay kurulabilir olmasına bağlayan Gökalp, “Geçmiş dönemlerde LL ve FR teknolojilerine yapılan yatırımların maliyetleri çok yüksekti. Bunlarla beraber LL veya FR almak istediğinizde bağlı bulunduğunuz telekom santralı tarafında herhangi bir altyapı eksikliği varsa yine cihaz satın alarak telekom tarafına kurmanız gerekmekteydi. Bu bağlamda WAN’da klasik yönlendiricilerin yerini xDSL yönlendiriciler alacaktır diyebiliriz. Ancak konu DSL’de ses iletişimi olunca yine klasik WAN yönlendiricilere gereksinim olmakta” dedi. ADSL servisinin ilk verildiği günlerde sadece NAT özelliği olan modemlerin satışa çıktığını hatırlatan Gökalp, son kullanıcı tarafında modem arkasına kişisel güvenlik duvarı veya SOHO gibi yerlerde güvenlik duvarı sistemleri kurulduğuna dikkat çekti. Orta ölçekli kurum ve kuruluşların ADSL hatlarının gerisine birçok yatırım yapmak zorunda kaldığına vurgu yapan Gökalp, şöyle devam etti: “Günümüzde ADSL özelliği taşıyan güvenlik duvarları antivirüs, antispam, URL filtreleme, IDS/ IPS gibi özellikler ile beraber gelmekte. Bu toplam çözümler yönetim kolaylığı sağladığı gibi, son derece uygun maliyetli.”
IDS yerini IPS’e bıraktı
Sekuras Genel Müdürü Süheyl Bakır geniş alan ağlarında birim maliyeti düşen bant genişliği nedeni ile kontrol ve önceliklendirme için kullanılan özel devre ve cihazların yerlerini giderek xDSL gibi erişim yöntemlerine bıraktığını söyledi. Bu durumun güvenlik çözümlerine üst düzey önem verilmesine yol açtığını ileri süren Bakır, VPN, güvenlik duvarı, virüs koruma gibi güvenlik önlemlerinin birlikte kullanımının sistemin yönetimini kolaylaştırdığını vurguladı.
Güvenlik duvarından geçebilecek dış tehditlere karşı sistemlere eklenen IDS’in geçen süre içinde işe yaradığının anlaşıldığını kaydeden Gökalp, giderek kullanılan sensörlerin sayısında artış olduğuna dikkat çekti.
Bakır, şöyle devam etti: “En büyük sorun, IDS herhangi bir şeyden şüphelendiğinde bir dosyaya saati ve tehlikeyi yazarak hemen bize haber veriyordu. Sorumlu kişilerin de hemen bir şeyler yapması gerekiyordu. Aksi halde ya giriş tümden kesiliyor ya da herhangi bir önlem alınmıyordu. Giderek artan alarmlar, sahtelerin nasıl ayırt edilebileceğini ve ataklara karşı nasıl daha iyi önlem alınabileceğini ortaya koyarak güvenlik duvarı ve IDS sistemlerinde yeni bir dönem başlattı. Artık birden çok güvenlik katmanı içinde yer alan, kullanılan uygulama ve atak tipine göre önlem alan güvenlik çözümleri kullanabiliyoruz. Güvenlik duvarları teknolojik olarak çok değişmekle birlikte en azından ismini korumasına rağmen, IDS artık yerini IPS’e bıraktı. Bugün IPS’ler imza, protokol ve kullanıcı anormalliği gibi birden çok kontrol metodu kullanmakta ve tüm trafiği en ince detayı ile incelemektedirler.”
Bu gelişimi hızlandıran bir diğer faktörün artan bant genişliği gereksiniminin Internet ve xDSL kullanımını artırması olduğuna dikkat çeken Bakır, fiyat avantajı nedeniyle artan VoIP kullanımının giderek şirketleri Internet ile daha iç içe yaşamaya zorladığını söyledi. Bakır, “Bütünleşik xDSL cihazları, örneğin modem, yönlendirici, anahtar, VoIP ağ geçidi, kablosuz ağ, güvenlik duvarı gibi çeşitli birleşimlerde üretilip, satılmaya başlandı. Bütünleşme çalışmaları sektörün her ürününde olduğu gibi artarak sürecek gibi gözüküyor. Özellikle Wi-Max ve 3G gibi alternatif erişim yolları ile bütünleşme kaçınılmaz olacak” dedi.
xDSL yönlendiriciler WAN’da önemli rol oynuyor
Teknotel Internet Uydu İletişim Sistemleri Direktörü Alper Selçuk, kurumsal ağlarını farklı lokasyonlardaki çalışanların, müşterilerin ve iş ortaklarının kontrolsüz erişimlerinden kaynaklanan tehditler sebebiyle daha savunmasız bir hal aldığını söyledi. Bu durumda, atakların belirlenmesinden çok, önceden atakları bloke edebilen proaktif güvenlik çözümlerine yönelik önemli bir ihtiyaç doğduğuna dikkat çeken Selçuk, sonucunda Intrusion Protection isimli atak önleme teknolojisinin geliştiğini aktardı. Selçuk, “Bu teknoloji sayesinde artık virüs sisteme ya da ağa girmeden önce bloke edilebiliyor. Ancak bizce ağ güvenliğinde sistemleri korurken, bildik güvenlik duvarı yazılımlarını kullanmanın yanı sıra; risk analizi, bilgi değer analizi, periyodik denetleme zaafiyet analizi ve sürekli zaafiyet yönetimi gibi proaktif çözümlerin tercih edilmesi ve yapıların doğru şekilde oluşması önem taşıyor” diye konuştu. Selçuk, atak tespit sistemlerinin yeni nesil ürünleri olan atak engelleme sistemlerinin bildikleri ya da bilmedikleri saldırıları tanıyıp gerçek zamanlı olarak durdurmaları nedeni ile proaktif bir yaklaşıma sahip olduklarını da vurguladı. IPS sayesinde sistemin tüm güncellemeleri, raporlamayı kendisi yaparken, kullanıcıların tehdit unsuru sayılabilecek davranışlarını da engellediğine değinen Selçuk, tecrübeli teknik personel ihtiyacını da minimuma indirdiğini ifade etti.
Selçuk, xDSL yönlendiricilerin kablosuz, güvenlik duvarı, ses portları, ADSL2+ gibi çeşitli özelliklerin bütünleştirilmesiyle, WAN’da önemli rol oynamaya başladığını vurguladı. “Özellikle KOBİ pazarında birçok özelliği üzerinde bulunduran bu ürünler ekstra bir yönlendirici ihtiyacını ortadan kaldırırken, ev pazarında da esnek ve çoklu kullanıcıları barındıran ortamlara uygun yapıları ile standart USB modemlerin ve tek ethernet portlu modemlerin yerini almaya başladılar” diyen Selçuk, Xdsl yönlendiricilerin fiyatlarının çok uygun seviyelere geldiğini ve pazardaki konumunu sağlamlaştırdığını ileri sürdü. Bir başka gelişimin ise G.SHDSL ve VPN ADSL yönlendiriciler tarafında olduğunu aktaran Selçuk, özellikle birden fazla lokasyona ve sürekli irtibat halinde bulunduğu iş ortaklarına sahip KOBİ’lerin, G.SHDSL teknolojisi sayesinde iletişimlerini çok daha verimli bir şekilde gerçekleştirmeye başladığını vurguladı. Selçuk, “KOBİ’ler için hem altyapı, hem donanım anlamında ekonomik avantaj sunan G.SHDSL çözümleri, Frame Relay ve Leased Line modellerine bir alternatif sunuyor” diye konuştu.
“Hepsi birarada” güvenlik çözümlerine ilgi artıyor
Novell Türkiye Teknik Danışmanı T. Hakan Terzioğlu, kurumsal şirketlerin, kullanıcıların iş verimliliğini artırmak ve ek değerler kazandırmak için yeni sunucuları mevcut BT altyapılarına eklediğini ifade etti. Bunun, giderek karmaşıklaşan ve heterojenleşen bir altyapının ortaya çıkmasına neden olduğunu ileri süren Terzioğlu, “Dolayısıyla bu altyapının en büyük sorunu bilgi ve ağ güvenliğinin sağlanması ile yönetilmesi olarak karşımıza çıkıyor. Bir yandan da malware yazarları sürekli yeni teknikler ve taktikler peşinde. Uzun zamandır süregelen ve sonlaması düşünülemez bu ağ güvenliği savaşında şu an gelinen nokta artık sunucuları servis dışı bırakma, son kullanıcı ya da sunucu dosyalarını yok etme eğiliminin değişmiş olmasıdır” dedi. Anında mesajlaşma ve P2P dosya paylaşım programlarının kullanıcılara faydadan çok zarar getirdiğini savunan Terzioğlu, çoğunlukla bu şekilde indirilen uygulamaların spyware, malware veya arkakapılar barındırdığının altını çizdi. Bu metodlarla yayılan kötü niyetli yazılımlar IPS teknolojisini barındıran güvenlik çözümleriyle kontrol altında tutmak gerektiğine işaret eden Terzioğlu, IPS ile bu yeni saldırı methotlarını engellemenin çok daha kolay olduğuna vurgu yaptı.
Terzioğlu şöyle devam etti: “Kullanıcılar için ağ güvenliği politikaları oluşturmalı. Ayrıca kullanıcılar kesinlikle yeni yöntemler konusunda önceden bilgilendirilmeli ve bilinçlendirilmelidir. Sistem tarafında ise artık yöneticiler birden fazla farklı güvenlik çözümleriyle ilerlemenin daha karmaşık ve yönetilmesinin zor olduğunun farkında. Güvenlik duvarı, IDS, IPS, antispam, antivirüs ve içerik filtreleme çözümlerinin hepsinin birarada sunulduğu "hepsi birarada" güvenlik çözümlerine eğilim giderek artıyor. Bu sayede yönetimi tek bir yerden ve bütünleşik biçimde yapılan, aynı zamanda takip edilmesi çok daha rahat bir çevresel güvenliğe kavuşuyorsunuz. Güvenliğin bir olgu olduğu ve sadece süreklilikle daha iyiye ulaşılabileceği unutulmamalı. Özellikle IPS teknolojisiyle yeni yazılan malware’lerin HTTP üzerinden kullanıcı bilgisayarına sıçramasını engelleyen içerik denetimi destekli proxy çözümlerini bir arada bulmak güvenlik adına büyük bir artı.”
ADSL2+ protokolü ekstra maliyet gerektirmiyor
IPS’lerin kurumsal veri merkezlerinde ve bilgisayar ağları üzerinde kullanımı hızla artan çözümler arasında yer aldığını belirten US Robotics Türkiye Satış Müdürü Yosi Rafael, IPS’in bir ağ veya sunucu üzerindeki veri trafiğini denetlediğini, bir saldırı olduğunda devreye girerek trafiği kestiğini dile getirdi. ADSL’in yüksek hızlı Internet bağlantısının en kolay yolu olduğu için pazarda payını hızlı bir şekilde artırdığını aktaran Rafael, “ADSL2+ protokolünün günlük hayatımıza girmesiyle, istediğimiz görüntülü yayını dilediğimiz zaman izleyebileceğiz; TV yayınlarını takip edebileceğiz; çevrimiçi oyun alanında önemli gelişmelere tanık olabileceğiz. ADSL2+ protokolü ekstra bir maliyet gerektirmemektedir. Sözünü ettiğimiz hizmetlerin verilmesi de maliyet anlamında şirketleri fazlaca zorlayıcı olmayacaktır” dedi. Yeni bir teknolojinin yaygınlaşmasının, uygulanabilir oluşuna bağlı olduğunu belirten Rafael, yüksek maliyeti yüzünden uygulanabilirliği kalmayan bir teknolojinin sektörde kabul görmeyeceğini ileri sürdü. Gigabit ethernet donanımlarında fiyatların düşerken, yeni standart arayışlarının da sürdüğünü hatırlatan Rafael, şöyle devam etti: “10 gigabit ethernet birliğinin, bitirme aşamasına yaklaştığı 10 Gigabit ethernet standardı, IEEE 802.3 MAC protokolünü kullanmaktadır. Bu protokol, 802.3 protokolünün saniyede 10 bin Mbit veriyolu sağlayabilen geliştirilmiş biçimidir. Kurucuları arasında Sun, Nortel Networks, Cisco, Intel, 3Com şirketlerinin de bulunduğu 10 Gigabit Ethernet birliğinin üyeleri, her geçen gün bu yeni teknolojiyi mümkün kılan yeni donanımları üretmekte ve test etmektedir. Birliğin beklentisi, kısa süre içinde 10 gigabit ethernet tanımlamasını bitirmektir.”
Oytek Lojistik ve Projelerden Sorumlu Çözüm Danışmanı Gözen Tora ise, ağ trafiğini dinleyen ve oluşan anormal yaklaşımları tespit edebilen IDS çözümlerinin yerini, tespit edilen anormalliklere karşı aksiyon alabilme özelliğine sahip PPS’lere bıraktığını kaydetti.
IDS çözümlerinin düşük önleme özellikleri dolayısıyla bekleneni vermediğini vurgulayan Tora, bilinmeyen saldırıların tespitinde de yetersiz kaldığını söyledi. Tora, yeni nesil ağ anomalitesi tespiti üzerine kurulan ve inline çalışması dolayısıyla yüzde 100 koruma özelliğine sahip IPS sistemlerinin, günümüz saldırılarına karşın beklenen çözümü oluşturduğunu belirtti. Tora sözlerini şöyle sürdürdü: “2003’e kadar Türkiye’de birden fazla kullanıcının aynı anda 56 Kbps üzerindeki bir bağlantıyı paylaşabilmesinin yolu LL veya F/R servislerinden yararlanmaktan geçiyordu. Bu durumda kullanıcıların Türk Telekom’un TDM altyapısında bağlanması gerekmekteydi ki; bu da yönlendiricilerle birlikte TT altyapısına uygun TDM modem/nodeların alınıp kurulmasını gerektirmekteydi. Erişim teknolojisi olarak xDSL’in yaygın olarak hizmete açılmasını takiben kullanıcı tarafında kullanılması gereken cihaz modeli TT altyapısından bağımsız, standart xDSL desteği bulunacak biçimde seçilebilmekte ve TDM altyapısında kullanılan yönlendirici+modem ikilisine göre çok daha ekonomik bir çözüm oluşturmaktadır.” Tora, TT tarafından ADSL ve g.SHDSL tarifelerinin özellikle şehirlerarası kiralık hat maliyetlerinin altında olması nedeniyle KOBİ ve ev pazarında xDSL teknolojisinin kullanımının artarak devam etmesinin beklendiğini ifade etti.
ADSL’in ülkemizde yaygın olarak kullanılmaya başlanılan ve uç kullanıcılar için en ekonomik tarifeleri içeren bir hizmet halini aldığını ileri süren Tora, iç ağda bulunan tüm kullanıcıların aynı hat üzerinden Internet erişimine kavuşturulması hem ekonomik hem de uygulanabilirlik açısından uygun bir yöntem olarak benimsendiğini söyledi. Dizüstü bilgisayarların gelişen centrino teknolojisi sayesinde 802.11b/g kablosuz erişim imkanlarıyla satın alındığını aktaran Tora, bu nedenle, Internet erişimi için kablosuz teknolojilerin de yerel alanda kullanılması gerektiğine dikkat çekti.
Biyometrik sistemler gündeme gelecek
Ağ pazarında son zamanlarda kurumsal ölçekte kimlik yönetimi projelerinin göze çarptığını belirten Global Bilgi Teknolojileri Genel Müdürü Hakan Aydın, bununla beraber KOBİ'lerde antivirüs, URL filtreleme, antispam, güvenlik duvarı ve IDS/IPS gibi güvenlik modüllerinden birden fazlasını içeren ve daha ekonomik olan "hepsi birarada" kutuların revaçta olduğunu söyledi. Sistem ve ağlardaki açıkların saptanmasına yönelik önemli çalışmalar yürütüldüğüne değinen Aydın, kısa ve orta vadede ülkenin ekonomik durumuna bağlı olarak parmakizi tanımlama ve retina tarama gibi biyometrik sistemlerin gündeme gelebileceğini ifade etti. Aydın, “Bununla beraber, yurtdışında oldukça yaygın olan ve özellikle kurumsal organizasyonların rağbet ettiği yönetilen güvenlik servislerinin de artacağını tahmin ediyorum” şeklinde konuştu. Aydın, IDS sistemlerinin organizasyonların ağlarındaki trafiği dinleyip şüpheli aktiviteleri tespit edebilme yeteneğine sahip olduğunu vurguladı.
IPS sistemlerinin ise IDS'ten farklı olarak tespit edilen saldırıların önlenmesi ve misilleme yapılması gibi proaktif özelliklere sahip olduğunu kaydeden Aydın, Internet kullanımının yaygınlaşması ile son zamanlarda daha fazla artan siber saldırıların güvenlik konusunu daha önemli bir noktaya getirdiğini aktardı. Aydın, kurumlarda ataklara müdahil olma isteği uyandığını, bu nedenle güvenlik pazarında IPS sistemlerine karşı ilginin arttığı ifade etti. WLAN teknolojilerinin, düşen erişim istasyonları fiyatları ve ev/küçük ofis kullanımı için ADSL yönlendirici modemle bütünleşik ürünler nedeniyle çok hızlı yaygınlaştığının altını çizen Aydın, xDSL teknolojisi üzerinden VN erişimlerinin de çok düşük bir maliyet ile sağlanabildiğini hatırlattı.
Aydın, “xDSL erişimi üzerinden çok yüksek hızda Internet erişimi elde edilebilmektedir. Yüksek performanslı DSL Internet üzerinden video yayınlarının çok yüksek kalitede izlenebilmesi, müzik yayınlarının CD kalitesinde dinlenebilmesi olanaklıdır. 8 Mbps ve 1 Mbps gibi yüksek hızlar sayesinde Internet üzerinden eğitim, konferans, video katalogları uygulamalarına, şirket ağlarına veya özel ağlara hızlı erişim ve büyük hacimli veri alışverişi imkanı sunulmaktadır. “Bu bağlamda, xDSL yönlendiricilere olan talebin artmasını yadsımamak gerekir” dedi.
Şirketler güvenlik politikası çözümlerine yöneliyor
TURCom Teknoloji Proje Grup Müdürü Nizamettin Meral, son 5 yıl içinde e-ticaret uygulamalarının yaygınlaşması ile birlikte şirketlerin güvenlik politikalarını ciddi anlamda tartışır hale geldiğini belirtti. Yakın zamana kadar bir güvenlik duvarı çözümüne dahi gereksiz ve lüks tüketim gözü ile bakan şirketlerin, güvenlik politikası çözümlerine yöneldiğine dikkat çeken Meral, “Böyle bir sistemin kurulması kadar, hatta daha da önemli olan sistemin devamlılığını yük paylaşımlı bir mantıkta sağlayabilmek, yönetim ve raporlama altyapısını işler hale getirebilmektir. Burada önemli olan sistemi canlı tutabilmektir” dedi.
IDS / IPS bütünleşik sistemlerin, kritik verilere ulaşmadan saldırıyı bloklayabildiğine değinen Meral, sistemlerin sunucu ve ağ tabanlı olarak tasarlanabildiğini söyledi. Ağ tabanlı sistemlerin kurumun ağındaki tüm trafiği algılayıp içeriklerini sorgulayarak atak olup olmadığına karar verdiğinin altını çizen Meral, “Bu atağın kaydını alarak kendisi veya tümleşik çalıştığı diğer güvenlik ekipmanı tarafından atağın geçişini engellemekte ve yapılan işlemleri bir rapor haline getirebilmektedir. Atak veritabanı IDS sisteminin en önemli bileşeni olmakla birlikte, sıklıkla periyodik olarak güncellenmeli ve yeni geliştirilen her türlü saldırıya hazırlıklı olmalıdır” şeklinde konuştu.
Meral, xDSL teknolojileri ile genişbant servis hizmetlerinin yaygınlaşmasının, Internet’i diğer iletişim araçlarının önüne taşıdığını ileri sürdü. Bugün Türkiye’de ADSL kullanıcı sayısı 1,5 milyona yaklaştığını vurgulayan Meral, ADSL kullanıcılarının da ciddi güvenlik tehditleri ile karşı karşıya olduğunu ifade etti. Geleneksel antivirüs programlarının çok yetersiz kaldığını belirten Meral, sözlerine şöyle devam etti: “Bu nedenle, düzenli olarak güncellenen bir virüs, solucan, spyware ve trojan veritabanına sahip olan, zararlı programları tespit edebildiği gibi, temizleme işlemini de gerçekleştirerek sistemi eski kararlı haline getirebilen, Internet üzerinde zararlı kod içeren sitelere erişimi engelleyen, olta saldırılarının yapıldığı sitelerin güncel bilgisini bulundurup bu sitelere erişimi engelleyen, etkin ve kolay kullanılabilir güvenlik duvarı ve atak tespit sistemi “IDS” özelliklerini bulunduran yazılımlar veya bu özellikleri barındıran ADSL modem çözümleri ön plana çıkıyor.”
Güvenlik politikası oluşturulmalı
Kurumsal bilgi güvenliği politikası olmadan ağ güvenlik tehditleri ile başa çıkmanın çok zor olduğunu belirten Vitel Veri İletişim Genel Müdürü Deniz Eşiyok, tüm güvenlik çözümleri ve metodlarının kurum tarafından benimsenmiş bir güvenlik politikası çatısı altında gruplanması gerektiğine işaret etti. Artık kurumların bu bilinç ile hareket etmeye başladığını kaydeden Eşiyok, IPS’in IDS atak tespit sistemleri ile bloklama yeteneği olan güvenlik duvarı sistemlerinin tümleşik hali olduğunu ifade etti. Eşiyok, IPS’in çözümü gerçek zamanlı olarak ataklarla başa çıkabilecek en iyi çözüm olduğunu vurguladı. Eşiyok şöyle devam etti: “xDSL teknolojisi telefon kabloları üzerinde kullanılmayan frekansları kullanır hale getirerek erişim teknolojilerinde bir çığır açmıştı. xDSL teknolojisi 64 Kbps’ten 2 Mbps’e kadar hız desteği ile önce 33600 bps bilemediniz 56000 bps hızında çalışabilen analog modemlerin yerini aldı. PC’lere veya yönlendirici cihazlarına bağlanan yüksek hızlı modemler olarak kullanmaya başladık. Daha sonra yönlendirici üreticileri bu teknolojiyi sistemleri üzerinde bütünleştirmeye başladı. Türk Telekom hizmetleri itibariyle baktığımızda kurumların karşısındaki seçenekler olan Kiralık Hat, Frame Relay veya G.HSDSL hizmetlerini alabilmek için de DSL teknolojisini kullanan modemler veya kartlar kullanılmaktadır.” Gelişmiş özellikleri olan yönlendirici cihazlarında DSL teknolojilerinin tümleştirilip kullanılmasının, WAN erişimi kritik olan kurumlar için bir gereklilik olduğunu ileri süren Eşiyok, “Basit erişim ve biraz da güvenlik olanağı sunan DSL yönlendirici cihazları ile kurulan WAN yapılarında hat yedeklemesi, şebeke yedeklemesi, trafik önceliklendirmesi, bant genişliği tahsisi ve servis kalitesi gibi olanaklar sağlanamamakta ya da çok kısıtlı kalmaktadır. WAN erişimi kritik olan kurumların genellikle üzerinde birçok erişim teknolojisini destekleyen modüler, genişleyebilir yönlendirici cihazlarını tercih ettiğini görmekteyiz” diye konuştu.
Günümüz Internet teknolojilerinin, virüsleri ve organize saldırıları dakikalar içinde gelişen bir tehlike durumuna soktuğunu belirten Tradesoft ITC Departmanı Direktörü Özlem Tiftikçi, gelişen teknolojinin, Internet hızlarını çevirmeli erişim 56 kbps’dan ADSL 2 Mbps’a kadar taşımayı başardığını söyledi. Yüksek sayıda gelen paketler ve şifrelenmiş dosyalar içindeki virüslerin, ağları savunmasız hale getirdiğine değinen Tiftikçi, güvenlik duvarı ve anti-virüs yazılımlarının bu yayılmaya anında cevap verebilecek kadar hızlı olmadığının altını çizdi.
Tiftikçi, “Yangın duvarı yazılımı şifrelenmiş virüsleri çözemeyebilir ya da antivirüs yazılım şirketi yeni güncellemesini çıkarmamış olabilir. Bu sorunu çözmek için üretici şirketler genel olarak IPS ismini verdiğimiz yeni yazılım ve donanımlar geliştirdiler. Bu sistemin temel fikri virüsü, atağı veya izinsiz herhangi bir bağlantıyı otomatik olarak durdurabilmesidir. Virüsü ve atakların ortak karakteristiklerini anlayan ve dış ağın girişinde bloklanması bu ürünlerin hızlı olmasını sağlamıştır. Bu sistem ağdan geçen tüm paketleri analiz etmekte ve güvenlik duvarına gelmeden onun bir virüs ya da atak olup olmadığına karar vererek bu saldırıyı önlemekte, yükün büyük kısmını güvenlik duvarı ve anti virüs yazılımlarından almaktadırlar” diye konuştu.
Tiftikçi, çevirmeli erişimin yerini alan xDSL çözümlerinin, daha fazla veriyi daha hızlı bir erişim ile sağladığına dikkat çekti. DSL teknolojilerinin en büyük avantajının maliyet olduğunu vurgulayan Tiftikçi, “Bu hizmeti almak için mevcut telefon hattının kullanılması en büyük avantajdır. Telekom şirketlerinin bakır kablo ağına yeni yatırımlar getirmesinin zorunlu olmayışı, modemlerinin fiyatlarının uygun oluşu, modem hızının standart çevirmeli modemlerden 200 kat kadar daha yüksek hızlara ulaşabilmesi, temel tercih nedenleri arasındadır” dedi. Tiftikçi, günümüzde maliyet unsurunun teknolojik seçimlerde ön planda olması nedeniyle, DSL teknolojilerinin tercih edilen ağ iletişimi metodu haline geldiğini ekledi.
Ev kullanıcıları DSL teknolojisini tercih ediyor
xDSL teknolojilerinin diğer alternatiflere göre çok daha hesaplı bir çözüm sunduğunu vurgulayan AirTies Kablosuz İletişim Teknoloji Direktörü Metin İsmail Taşkın, KOBİ ve ev kullanıcılarının maliyetler konusunda daha hassas oldukları için, ADSL başta olmak üzere, ihtiyaçlarına uygun bir DSL teknolojisini tercih ettiklerini belirtti. DSL teknolojilerinin maliyetlerinin düşük olmasına karşın, erişilebilirlik oranlarının en yüksek seviyede olmadığının altını çizen Taşkın, “Bu da, bazı zamanlarda DSL hattının kesilmesi anlamına geliyor. Ancak, KOBİ ve ev kullanıcıları için bu tip süreli kesintiler büyük bir sorun yaratmamakta. DSL'e alternatif olarak kablo Internet servisi de sunulmakta, fakat bu teknolojinin başarılı olması için servisin daha fazla yaygınlaştırılması gerekmekte” dedi.
Taşkın, yakın zamanda hayata geçmesinin beklendiği Wi-Max teknolojisinin ev kullanıcıları ve KOBİ'ler için uygun bir çözüm alternatifi olacağını da kaydetti. Kablosuz ADSL yönlendiricilere VoIP özelliğinin eklendiğini hatırlatan Taşkın, VoIP özelliği bütünleştirilmiş bir DSL yönlendiriciye sıradan bir telefon bağlayarak Internet üzerinden görüşme yapmanın mümkün hale geldiğine dikkat çekti.
Taşkın şöyle devam etti: “Bu sayede aynı cihazla hem hızlı Internet bağlantısı, hem kablosuz ağ, hem de uygun fiyatlı telefon görüşmesi yapılabiliyor. Bunun yanı sıra, içinde bulunduğumuz yıl için “Video over IP” özelliği bulu
Tüm haberlere geri dön...

Ankara Merkez
Tel: (312) 434-2245 Faks: (312) 431 19 53
İstanbul (Anadolu)
Tel: (216) 384-5061 Faks: (216) 384 50 26
İstanbul (Avrupa)
Tel: (212) 347-7540 Faks: (212) 347 75 44
İzmir
Tel: (232) 489-0755 Faks: (232) 425 21 49
Bursa
Tel: (224) 274-0055 Faks: (224) 273 00 26
2025© Bimel Elektronik Mamulleri Pazarlama A.Ş. internet sitesinin yayın hakları, tüm görsel malzeme ve bilgilerin elektronik ortamlar dahil kullanım hakkı sadece Bimel Elektronik Mamulleri Pazarlama A.Ş.'ne aittir. İzinsiz kullanmak, kopyalamak ve alıntı yapmak yasal kovuşturma hakkı doğurur.