Haber Kaynağı: BThaber, 14 Mayıs - 20 Mayıs 2007, Sayı: 620, BThaber Dosya - AĞ TEKNOLOJİLERİ
Ağın tanımı değişiyor, yeni teknolojiler yepyeni ufuklar açıyor Günümüzün koşullarında yarattığımız iş modelleri ve bizi diğerlerinden ayıran ürünler kadar, fırsatlara hızlı reaksiyon verebilmek de önemli rol oynuyor. Bu çevikliği sağlayabilmek için artık kurumlar ağ teknolojilerine yapılan yatırımın öneminin fazlasıyla farkına varmış durumdalar. Şirketler iş süreçlerindeki ve yatırımlarındaki riskleri azaltacak, işlevselliği artıracak ve yapılan yatırımın en kısa zamanda geri dönmesini sağlayacak esnek, güvenli ve bütünleşik sistemlere ihtiyaç duyuyorlar. Türkiye’de 2006 yılında yüzde 20’lik bir büyüme kaydeden ağ teknolojileri pazarının özellikle son on yıl içinde sürekli büyüme eğiliminde olduğunu görüyoruz. Her yıl pazardaki büyüme bir önceki yıla göre daha fazla oluyor. Sektörde, ağ teknolojilerindeki gelişmelerin, özellikle güvenlik tarafı, kablosuz ağ teknolojileri ve veri taşıma kapasitelerinin artmasının pazarı çok daha ileriye götüreceği düşünülüyor. Genişbantın yaygınlaşması da pazarın büyümesine önemli bir katkı sağlıyor. 2006 yılında küçük ve orta ölçekli işletmelerin ağ ve güvenlik yatırımlarında ciddi bir artış oldu. Ağ teknolojileri pazarında telekom ve finans sektörleri yine lokomotif konumda yer alırken, enerji ve kamu sektörlerindeki yatırımlarda da ciddi bir ivme gözlemledik. Türkiye’ye giren uluslararası şirketler kısa bir süre sonra ağ altyapıları için de yatırım yapıyorlar. Bu da ağ teknolojileri pazarının gelişmesine önemi yadsınamayacak bir katkı sağlıyor. Ağ teknolojileri pazarının önündeki en büyük potansiyel olarak halen daha istenen ölçüde liberalleşememesinden dolayı tatmin edici gelişim gösteremeyen ve önümüzdeki yıllarda göstermesi beklenen telekom servislerinin artışı ifade ediliyor. İlgili servislerin artışı ve rekabet ile maliyetlerinin azalması, gerek kurumsal gerekse KOBİ pazarının daha fazla yatırım yapabiliyor olmasını sağlayacak yorumları yapılıyor. Diğer yandan ağın tanımı da değişiyor. Bu değişimin altında yatan ise değişen ve Internetin gücünü kullanan son kullanıcı. Son kullanıcılar artık web siteleri, bloglar yaratarak, kendi içeriklerini oluşturarak, şirketlerin onlara ulaşmalarının ve onlarla iş yapmalarının biçimini belirliyor. Sektöre yön veren artık sadece büyük kurumlar ya da teknolojiyi yaratanlar değil yani. Çalışılan her ortamda, yolda, iletişim kurulan her noktada, evde, hastanede, sınıfta ya da bir kafede oturan herkes yani son kullanıcı, Internet ağlarından beklediklerini yeniden tanımlıyor, yenilikçilik bayrağını isteklerinin rüzgarıyla birlikte taşıyor. Özellikle Türk Telekom tarafından sunulan yeni servislerin yaygınlaşması, ağ kapasitelerinin artırılmasına yönelik talepler ve ağlara bağlanan ünite sayısındaki artış, çoğu ağda yenilenme ve değişimi zorluyor. Mobilite ve güvenlik konseptlerinin ağırlık kazanması bu eğilimi artıran etkenlerin başında geliyor. Veri, ses ve videonun aynı altyapı üzerinden iletilmeye başlanması, bunları destekleyen akıllı ve daha performanslı ağlara olan ihtiyacı arttırıyor. Teknolojilere baktığımızda Metro Ethernet, Wi-Max, VoIP, DSL ve IP bazlı ağ yatırımlarının arttığını görüyoruz. Sektörde bu yatırımların daha da gelişeceği öngörülüyor. Kablosuz ağ pazarının ise gün geçtikçe beklenen standartlara ulaştığını gözlemliyoruz. Hız, güvenlik, performans gibi kablolu ağlarda müşterilerin önem verdiği bütün kriterler, kablosuz ağ teknolojilerinde de beklentileri karşılar hale geliyor. Özellikle kurumsal şirketlerde kablosuz ağ kullanımına doğru büyük bir geçiş yaşanıyor. Kurumlarda farkındalık artıyor, ağ teknolojileri pazarı büyüyor 1997–2000 yılları arasında ağ teknolojilerine yapılan büyük yatırımlar yapılmaya başlanmşıtı. 2006 yılından itibaren ise geçmişte yatırım yapılan cihazlar ve teknolojileri yenileme sürecine girildi. Bu olgu da pazarı tekrar canlandırdı ve bu kapsamda yatırım hızı tekrar artış sürecine girdi. KoçSistem Saha Hizmetleri Grup Yöneticisi Ahmet Cançelik, bunun dışında pazarın iç dinamiklerinde de önemli değişiklikler olduğunu ifade etti. Cançelik, şunları söyledi: “ADSL, G.SHDSL gibi yatırım maliyeti düşük çözümlerin kullanıcıyla buluşmasıyla birlikte, yönlendirici pazarı küçülmeye başladı. Öte yandan yerel ağların ve güvenliğin önemini kavrayan şirketler yerel ağlarını iyileştirme yoluna gitti. Omurgalarını 10Gb ağlarla güncelleyebilen bu şirketler, son kullanıcılara 1 Gb hızında bağlantı sağlayabilme noktasına geldiler. Kablosuz ağ pazarının ise gün geçtikçe beklenen standartlara ulaştığını gözlemliyoruz. Hız, güvenlik, performans gibi kablolu ağlarda müşterilerin önem verdiği bütün kriterler, kablosuz ağ teknolojilerinde de beklentileri karşılar hale geldi. Bu doğrultuda, kurumsal şirketlerde kablosuz ağ kullanımına doğru büyük bir geçiş oldu. Dizüstü bilgisayar satışlarının artması ve satılan her dizüstü bilgisayarın kablosuz ethernet bağlaştırıcısı olması ile şirketler, kablosuz ağları ofislerinin her noktasına kadar taşıdılar.”. Meteksan Sistem Genel Müdür Yardımcısı Taner Bengi, ticari başarı için gereksinimlerin her geçen gün artarken, iletişim ağı ve BT altyapısının da buna paralel olarak gelişimini sürdürmesinin çok önemli olduğunu vurgularken, görüşlerini şu şekilde açıkladı: “Daha güvenli bir veri iletişimi, hayati önem taşıyan uygulamaların mevcudiyeti ve işlemlerin daha kolay bir şekilde yapılabilmesi, organizasyonların rekabetçi iş yaşamında ayakta kalması ve müşterilerine yeni servis ve ürünler sağlayabilmesi için olmazsa olmaz unsurlar. Dolayısıyla organizasyonların iş süreçlerindeki ve yatırımlarındaki riskleri azaltacak, işlevselliği artıracak ve yapılan yatırımın en kısa zamanda geri dönmesini sağlayacak esnek, güvenli ve bütünleşik sistemlere ihtiyacı var. Bugünün koşullarında yarattığınız iş modelleri ve sizi diğerlerinden ayıran ürünler kadar, fırsatlara hızlı reaksiyon verebilmek de önemli rol oynuyor. Bu çevikliği sağlayabilmek için artık kurumlar ağ teknolojilerine yapılan yatırımın öneminin farkındalar. Ağ teknolojileri pazarında telekom ve finans sektörleri yine lokomotif konumda yer alırken, enerji ve kamu sektörlerindeki yatırımlarda ciddi artışlar oldu.”. 2006 yılında Türkiye ağ pazarının toplam port adedi bazında yüzde 46 oranında bir büyüme gösterdiğini açıklayan HP ProCurve Network Grubu Ülke Satış ve Pazarlama Müdürü Sami Arbak, pazarla ilgili şu bilgi ve görüşlerini bizimle paylaştı: “Büyümenin içeriğine teknoloji bazında baktığımızda; 10/100 portlarda yüzde 37, Gigabit portlarda yüzde 88, 10 Gigabit portlarda yaklaşık 12 kat bir büyüme görülüyor. Özellikle 10 Gbit portlarda 2005’in ikinci yarısından itibaren başlayan çok hızlı bir büyüme yaşandı. Bu durum temel olarak ihtiyaçlardan ve 10 Gbit portlarda ASP’deki (Average Selling Price–Ortalama Satış Fiyatı) düşüşten kaynaklanıyor. Kurumların merkezde 10 Gbit, uçlarda Gigabit portlara yatırımlarının 2006 yılında hızlandığını görüyoruz. Aynı şekilde Layer (katman) bazındaki büyümeler Layer 2’de yüzde 36, Layer 3’te yüzde 70, Layer 4-7’de yüzde 31 şeklinde gerçekleşti. 2007 yılında özellikle Gigabit portlarda ve yönetilebilir segmentte büyümenin devam edeceğini öngörüyoruz.”. Dünyada ve Türkiyede iletişim ağı altyapılarında ciddi bir artış gözlendiğini söyleyen Alcatel Lucent Satış Destek Müdürü Ersin Uyar, özellikle son kullanıcıların bilgiye her ortamda hızlı bir şekilde erişmeye çalışmak istemesini bu artışın ana unsurlarından biri olarak gösterdi. Uyar görüşlerini şöyle açıkladı. “Ağ teknolojileri pazarında 2007 yılı içerisinde kamu, telekom ve diğer sektörlerde yatırımların artması yolunda olumlu beklentilerin olduğu bilinmekte. Genel anlamda büyük ölçekli şirketler sözkonusu yatırımların yapılması konusunda daha planlı uzun vadeli ve kaliteli hizmet alacak şekilde davranıyorlar. 2006 yılına şöyle bir göz attığımızda, başta DSL olmak üzere genişbant erişim teknolojileri, kablosuz erişim teknolojileri ve alternatif telekom operatörleri tarafından sunulan VoIP temelli teknolojilerin ön plana çıktığını görüyoruz. DSL kullanıcı sayısının artması ile bireysel kullanımda kablosuz ağların arttığını da açıkça farkediyoruz. Alternatif ses pazarında, VoIP temelli yönlendiriciler, modemler, ağ geçitlerinin de sayısının arttığını söyleyebiliriz. 2006 yılı içerisinde VoIP temelli ADSL modemlerin artışı da hız kazandı. Mobil telefonların değişimine göz attığımızda ise çoklu ortam ve Wi-Fi destekli üretilen teknolojiler sonunda mobil operatörler ile GSM operatörlerinin yakınlaşmalarına da tanıklık etmiş olduk.”. Ağ teknolojileri pazarının özellikle son on yıl içinde sürekli büyüme eğiliminde olduğunu anımsatan Deponet Şirket Müdürü Yıldız Aydın, “Her yıl pazardaki büyüme bir önceki yıla göre daha fazla oluyor. Ağ teknolojilerindeki gelişmelerin, özellikle güvenlik, kablosuz ağ teknolojileri ve veri taşıma kapasitelerinin pazarı çok daha ileriye götüreceği inancındayım” dedi. Öncelikle kurumsal ağ hizmetlerinin tanımını iyi yapmak gerektiğini vurgulayan S&T Türkiye Genel Müdürü Mehmet Bilginsoy ise, bu hizmetlerin içine telekom hizmetleri de dahil edilirse pazarın çok büyük olduğunun ortaya çıkacağını anlattı. Bilginsoy, “Bu pazarda, kendimizi standart olarak bulunan hizmetleri yaparken daha niş alanlara odaklanarak müşterilerimize değer katan bir yaklaşım içinde tutuyoruz” dedi. Bimel Network Yöneticisi ve Şirket Ortağı Ender Kefoğlu, başta finans, telekomünikasyon ve kamu gibi sektörlerde yatırımlarda artış olduğunu açıkladı. Sektörde en büyük fırsat olarak ağ teknolojileri konusunda şirketlere kutu satışının yanısıra hizmet götürmeyi gösteren Kefoğlu, şunları söyledi: “Türkiye'de ağ teknolojilerinde yaşanan en büyük problem ise uzman şirketlerle çalışılamaması. Bunun yanı sıra fiyat odaklı yaklaşım, kalitenin ikinci plana atılması, şirketlerin uzmanlık alanına girmeyen konularda hizmette ısrar etmesi, elektrik tesisatını yapan şirketin ağ kablolamasını yapmasına göz yumulması ve kablolama işçilik maliyetlerinin bu sayede düşmesi diğer sorunlar.” USRobotics Türkiye Satış Müdürü Yosi Rafael’in verdiği bilgiye göre, ağ pazarı Türkiye’de 2006 yılında yüzde 20 büyüme kaydetti. Rafael, “Şirket olarak kablosuz ürünler pazarındaki payımız, 2005’teki gibi yine çok yüksek oldu. Kendi içimizde de bu oran yüzde 75'in üstünde diyebilirim” şeklinde konuştu. 2006 yılında ağ ve güvenlik pazarının büyüme oranını yüzde 15-20 arası olarak gösteren Netex Genel Müdürü Erhan Doğan, güvenlik pazarındaki büyümenin ise çok daha fazla olduğunu belirtti. Doğan, görüşlerini şöyle açıkladı: “Genişbantın yaygınlaşması, pazarın büyümesine önemli bir katkı sağladı. 2006 yılında küçük ve orta ölçekli işletmelerin ağ ve güvenlik yatırımlarında ciddi bir artış oldu. Kamu projelerinde ise beklenen canlılık ve hareketlilik yoktu. Mayıs ayındaki döviz kuru hareketliliği, AB ilişkilerindeki gerginlik ve siyasetteki tansiyonun yükselmesi, son çeyrekte alıştığımız hareketliliğin gerçekleşmemesine yol açtı. Türkiye’ye direkt yabancı sermaye girişi, temelde Türkiye’de var olan şirketlerin satın alınması veya bu şirketlere ortak olunması yoluyla gerçekleşiyor. Türkiye’ye giren uluslararası şirketler kısa bir süre sonra BT ve ağ altyapıları için yatırım yapıyorlar. Bu da ağ teknolojileri pazarının gelişmesine önemli katkı sağlıyor. Ağ teknolojileri pazarının önündeki en büyük potansiyel, halen daha istenen ölçüde liberalleşememesinden dolayı tatmin edici gelişim gösteremeyen ve önümüzdeki yıllarda göstermesi beklenen telekom servislerinin artışı. İlgili servislerin artışı ve rekabet ile maliyetlerinin azalması, gerek kurumsal gerekse KOBİ pazarının daha fazla yatırım yapabiliyor olmasını sağlayacak.”. 2006 yılının ağ teknolojileri konusunda belki çok uzun süredir konuşulan ancak “gerçekten olacakmı”sorusuna cevap alınan bazı teknojilerin sahne aldığı bir yıl olduğunu belirten Proline İş Geliştirme Direktörü Burak Bıçakhan, "Wi-Max, 3G, IpV6 gibi konular artık daha somut olarak pazarda yer alıyor. Pazarın bu ürün ve teknojilere refleksi hala durağan 2007 ve sonrası ağ teknolojilerinde hızlı ve ciddi manada bir büyüme gerçekleşmiş olacak. Her yıl öncekine göre daha verimli geçiyor genede dar hacim ve çeşitte olsa bile. İş dünyasında mobilitenin ve BT dünyasında da merkezileştirmenin öneminin artmasıyla kurumlar da ağ profillerini gözden geçirmek durumunda kalıyorlar. Bununla birlikte, özellikle uzak alan için servis sağlayıcı maliyetlerinin hala yüksek olması da pazardaki gelişimi yavaşlatan bir unsur olarak karşımıza çıkıyor" dedi. Sektörün son 1,5 yıldaki seyrini değerlendiren Cisco Teknoloji Çozümlerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Özay Uyanık, özellikle kurumsal IP iletişiminde servis sağlayıcı ağlarında önemli büyümeler yaşandığını anlattı. Güvenlik ve kablosuz iletişimin ise büyümenin arttığı ileri teknolojiler arasında yer aldığını kaydeden Uyanık, sözlerine şöyle devam etti: “Geçtiğimiz yıllarla karşılaştığımızda bu alanlardaki büyümenin yüzde 20-25 aralığında olduğunu görüyoruz. Bugün Cisco ağ kavramını sadece bir teknolojik platform olarak değil, insanların üzerinde iş ve yaşam deneyimleri inşa edebilecekleri bir temel olarak görüyor. Ağın tanımı da değişiyor. Bu değişimin altında yatan ise değişen ve Internetin gücünü kullanan son kullanıcı. Son kullanıcılar artık web siteleri, bloglar yaratarak, kendi içeriklerini oluşturarak, şirketlerin onlara ulaşmalarının ve onlarla iş yapmalarının biçimini belirliyor. Sektöre yön veren artık sadece büyük kurumlar ya da teknolojiyi yaratanlar değil. Çalışılan her ortamda, yolda, iletişim kurulan her noktada, evde, hastanede, sınıfta ya da bir kafede oturan herkes yani son kullanıcı, Internet ağlarından beklediklerini yeniden tanımlıyor, yenilikçilik bayrağını istekleriyle onlar taşıyor.”. Pazarın genel durumuyla ilgili görüşlerini açıklayan Turcom Teknoloji Pazarlama İletişimi Yöneticisi Ayça Çınarlı Kayış, telekom pazarı ile ağ teknolojileri pazarını birbirinden ayrılamaz bir bütün olarak gösterdi. Bu durumda da telekom sektöründe yaşanacak olumlu gelişmelerin ağ teknolojilerine de yansıdığını söyleyebileceklerini vurgulayan Kayış, “Kurumlar, BT çözümlerini artık kendilerine maliyet avantajı sağlayacak bir araç olarak görüyorlar. Aslında pazarı 2005 yılı sonunda telekom sektöründe yaşanan gelişmelerden itibaren değerlendirirsek pazara insan gücü ve yeni katma değeri yüksek hizmetler olarak pek çok yenilik geldi ve böylece 2006’da ağ teknolojileri alanında bir hareketlenme yaşandı ve bunun etkilerini halen görüyoruz. Teknolojilere baktığımızda Metro Ethernet, Wi-Max, VoIP, DSL ve IP bazlı ağ yatırımlarının arttığını ve daha da gelişeceğini düşünüyoruz. Ayrıca tüm sektörlerde artan satış/pazarlama faaliyetleri ile kurumlar, ağ teknolojilerine yapılan yatırımları 2006 yılında arttırdı. Pazarda telaffuz edilen rakamlara bakıldığında Türkiye’nin de içinde bulunduğu coğrafi bölgedeki ağ teknolojileri pazar büyüklüğünün 12–15 milyar dolar arasında olduğu tahmin ediliyor. Yine 2006 yılında Türkiye için büyüme hızının ise yüzde 15-20 dolayında olduğu belirtiliyor. Çeşitli araştırmalarda bu yıl için de beklenti telekomünikasyon alanında oluşacak ilerlemelere uygun şekilde pazarın büyümeye davam etmesi. Sonuçta son yıllarda yatırımları tamamlanan yeni teknolojilerin kullanımının kurumlar tarafından benimsenmesine paralel olarak bu yıl da DSL, IP ve ME teknolojilerine yatırımların devam edeceğini tahmin etmek zor değil” şeklinde görüşlerini dile getirdi. Özellikle KOBİ'lerin bilgi teknolojilerini temel iş ihtiyaçlarında ve iş yapış şekillerinde daha çok kullanmaya başlamasıyla daha geniş veri yollarına ve akıllı iletişim ağı altyapılarına olan talebi artırmasının bu şirketlerin ağ teknolojilerine daha çok yatırım yapmaya başlamalarını sağladığını söyleyen Datel Proje Mühendisi Altuğ Şenol, bunun 2006 yılındaki büyümenin esas mimarı olduğunu belirtti. Şenol, “2006 yılında açıkçası beklentiler karşılandı. 2006'da yaklaşık yüzde 20 büyüme ile 300 milyon doları zorlayan ağ teknolojileri pazarının 2007'de bu oranları rahatlıkla geçebileceğini tahmin ediyoruz. Burada dikkat edilmesi gereken husus, müşterilerin tam olarak ihtiyaçlarını karşılayacak teknik personele sahip proje şirketlerinin sayısının yetersiz olması. Bizim gibi proje üreten şirketlerin müşteri taleplerini karşılamanın dışında ileride doğabilecek ihtiyaçları da göz önüne alarak geleceğin ağ omurgasını kurması ve bunun gerekliliğine müşteriyi inandırması gerekmekte. Bu da gerek teknik gerekse de satış konusunda yetişmiş personele sahip olmayı zorunlu hale getiriyor. Pazarın büyüyen ihtiyaçlarını karşılayabilecek MCG/Datel Teknolojik Hizmetler benzeri şirketlerin sayılarının yetersiz olduğu düşüncesindeyiz” şeklinde konuştu. Ev yaşantımızda alışık olduğumuz elektrik, su, doğalgaz faturalarına bir fatura daha eklendiğini, bunun da Internet erişim faturası olduğunu söyleyen Asus Türkiye İş Geliştirme Müdürü Bora Aras, Internet kullanımındaki artış ile güvenlik konusunun daha önem kazanmaya başladığını belirtti. Aras, “2006 yılında pazar öngörülen büyümeyi göstererek ürün ve hizmetler dahil edildiğinde 400 milyon dolarlık bir rakama ulaştı. Ağ yatırımlarında kamu, finans ve telekom şirketleri önde gelen şirketler. KOBİ’ler ise ihtiyaçlar kaçınılmaz olduğunda yatırım yapmayı tercih ediyorlar. IP telefon kullanımının büyük işletmelerde hızlıca arttığını bu talebin KOBİ’lerde de oluşmaya başladığını görüyoruz.“dedi. EFB Elektronik Türkiye ve Komşu Ülkeler Koordinatörü Tuğrul Akarsu’ya göre ise, 2006 yılı ağ teknolojileri pazarı için olumlu geçti. Akarsu, yine de pazarda beklentilerin altında bir gelişme olduğu görüşünün hakim olduğunu ifade etti. Kurumsal ağ pazarında büyük potansiyel var 2006 yılında özellikle kurumsal pazarda bir büyüme yaşandığının altını çizen Nortel Netaş Kurumsal Çözümler Sistem Mühendisi Sinan Korkmaz, bunu tüm üreticiler bazında izleyebildiklerini belirtti. Korkmaz, “2007 yılında bu eğilimin devam edeceğini görüyoruz. Özellikle Türk Telekom tarafından sunulan yeni servislerin yaygınlaşması, ağ kapasitelerinin artırılmasına yönelik talepler ve ağlara bağlanan ünite sayısındaki artış, çoğu ağda yenilenme ve değişimi zorluyor. Mobilite ve güvenlik konseptlerinin ağırlık kazanması bu eğilimi artıran etkenlerin başında geliyor. Taşıyıcı pazarında henüz yaygın alternatiflerin oluşmaması kullanıcıları hala kısıtlar durumda olsa da, bu sene özellikle kurumsal ağ pazarında değişme ve yenilenme anlamında büyük bir potansiyel görüyoruz” dedi. Yeni teknolojiler yeni ihtiyaçları beraberinde getiriyor Ağ teknolojileri pazarının gün geçtikçe büyüdüğünü kaydeden Servus Network ve Güvenlik Çözümleri Müdürü Ziya Gökalp, yeni teknolojilerin kullanıma girmesinin yeni ihtiyaçları beraberinde getirdiğini ifade etti. Gökalp, “2006’da özellikle DSL teknolojilerinin kullanıma hızla girmesi ve bu anlamda yapılan altyapı yatırımları neticesinde ağ pazarına hızla yeni ürünler girdi. Öte yandan ses-veri bütünleştirmesi kurum ve kuruluşlar için vazgeçilmez hale geldi. 2006’da IP telefon projelerinde hızlanma gördük. Diğer bir önemli konu ise güvenlik. 802.1x uygulamaları erişim yetkilendirme eğilimi ile birlikte hız kazandı ve yatırım yapılmaya başlandı. Sistem bütünleştiricisi şirketler ise ses-video-veri ve güvenlik konularına ağırlık vererek ve bu anlamda eğitim ve sertifikasyon programlarını güçlendirerek pazarda yüzde 30 civarında bir artış sağladı diyebiliriz” dedi. Türkiye'de ağ pazarı için potansiyel hala çok fazla 3Com Türkiye Ülke Müdürü Nurper Rodoplu’ya göre, ağ teknolojileri pazarı bütünleşik ağ uygulamalarından sonra artan bir hızla büyümeye devam ediyor. Rodoplu, data, ses ve videonun aynı altyapı üzerinden iletilmeye başlanmasının, bunları destekleyen akıllı ve daha performanslı ağlara olan ihtiyacı arttırdığını dile getirdi. Rodoplu, “2006 yılında bu gelişmelerin ışığında oldukça hareketli ve bizi mutlu edecek şekilde geçti. Türkiye ağ pazarı için potansiyel hala çok fazla. Kurumsal seviyedeki müşterilerden gelen potansiyel dışında Türkiye de oldukça önemli bir KOBİ pazarı var ki , bu 2007’den itibaren işin şeklini oldukça değiştirecek bir fırsat. Üreticiler, sistem bütünleştiricileri, ISP’ler, hatta bu projeler için gerekli finansmanı sağlamaya talip bankalar bile bu konuda yeni pek çok karar almaya başladı. Benim gördüğüm en büyük sorun ise bu projeleri hayata geçirebilecek eğitimli eleman açığı” şeklinde konuştu. Dinamik pazarın potansiyeli sürekli artıyor 2006 yılının küresel bazda pazar için iyi geçtiğini düşünen Legrand Endüstriyel ve Topluma Açık Binalar Pazar Müdürü Murat Eti, Cat7 ve 10giga gibi ürünlere olan talebin artıyor olmasının bu pazarın gelişmeye çok açık ve sürekli büyüyen tarzda olduğunu bir kez daha kanıtladığını dile getirdi. Eti, “Çok dinamik olarak ilerleyen bu pazarın potansiyeli de gittikçe artmakta. Çünkü daha önceden yapısal kablolama kullanılmayan veya kullanılması düşünülmeyen yerlerde de yapısal kablolama kullanılmaya başlandı” dedi. e-muhtıra bile ağ teknolojilerinin hayatımıza ne denli girdiğinin göstergesi Günümüzde hızla gelişen teknolojinin günlük hayatımızda alışageldiğimiz birçok şeyi değiştirerek kolaylaştırdığını söyleyen Bürolink Genel Müdürü Osman Kınlı, başta Internetin getirdiği engin olanaklar, cep telefonu, dizüstü bilgisayarlar ve PDA cihazları ile gelen mobil kullanımın gerek kişisel hayatımız gerekse iş dünyamızda bize farkına varmadan yeni kullanım alanları sunduğunu belirtti. Kınlı, “Şirketlerimiz şubeleriyle veya iş ortaklarıyla artık aynı ortak bilgi kaynaklarını kullanarak iş akışlarını hem hızlandırmakta hem de kontrolünü daha güvenli hale getirmekte. Telekomun özelleşmesi, Internetin yaygınlaşması, ucuzlayan ve hızlanan hatlar sayesinde hem hergün yeni kullanım alanları ekleniyor hem de mevcutlar çok daha kolay ve verimli oluyor. Bankacılık işlemleri, sanal mağazalar, e-medya, e-pazarlama, e-devlet, hatta çok güncel konu olan e-muhtıra bile ağ teknolojilerinin günlük hayatımıza ne denli girdiğinin en basit göstergesi. Son birkaç yıl içinde kablolu ve kablosuz ağ teknolojileri artan bir şekilde pazarda yer edinmeye başladı. Sadece kurumsal ortamlarda değil açık alanlarda ve evlerde de kullanılır hale geldi. Önümüzdeki dönemde de artarak devam edecek olan bu yapı nedeniyle büyümeye açık bir pazar. Özellikle inşaat sektöründeki gelişmelere baktığımızda akıllı evlerde ağ teknolojisinin neredeyse vazgeçilmez bir bileşen haline geldiği görülmekte. Tabii bunun sağladığı çeşitli avantajlar var; hareket özgürlüğü, mobil Internet erişimi, daha fazla kapsama alanı, maksimum bilgi güvenliği gibi” şeklinde konuştu. Ağ pazarında güvenlik eğilimleri sürekli değişim içinde Güvenlik konusu, ağ teknolojilerindeki en dinamik konu. Artık sadece ağa dışarıdan gelebilecek saldırılara karşı önlem almak yeterli olmuyor. Aynı zamanda içeriden gelebilecek tehditler de dikkate alınmak zorunda. Dolayısıyla ağ güvenliğini sağlamak için kullanıcı profiline kadar kontrol sağlanması ve bu kontrolün kullanıcıların bağlandığı en uç noktada yapılması gerekiyor. Günümüzde kurumsal bilginin ticari ve entellektüel sermaye olarak görülmesinin özellikle kurum ve kuruluşlar için bilgi güvenliğini önemli kıldığını kaydeden Servus Network ve Güvenlik Çözümleri Müdürü Ziya Gökalp, şirketlerin fiziksel ve elektronik bilgi güvenliği içerikli projelere yatırım yaptığını dile getirdi. Gökalp, “Bu doğrultuda erişim yetkilendirme, kimlik tanıma, kimlik yönetimi, saldırı tespit ve önleme sistemlerine ihtiyaç hızla büyüyor. Öte yandan özellikle finans sektöründe tehdit ve risk analizleri ihtiyacı doğrultusunda dışarıdan güvenlik danışmanlığı alma potansiyeli gün geçtikçe büyüyor diyebiliriz” şeklinde konuştu. 3Com Türkiye Ülke Müdürü Nurper Rodoplu’ya göre, güvenlik pazarında IPS (Intrusion Prevension Systems) teknolojisine ihtiyaç ve buna bağlı olarak da talep hizla büyüyor. Rodoplu, şunları söyledi: “Hep bahsettiğimiz kendi kendini yöneten, güvenliğini sağlayan akıllı ağların en önemli yapıtaşlarından bir tanesi IPS cihazı. Artık saldırıların, olduktan sonra önlenmesi veya saldırı olurken gerekli önlemlerin alınması yeterli olmamaya başladı. Bundan sonra saldırı olmadan, saldırının nereden gelebileceğini ve şeklini belirleyebilen IPS’ler kullanılıyor olacak, tabii ki bir firewall ile birlikte.” USRobotics Türkiye Satış Müdürü Yosi Rafael, güvenlik eğilimlerini belirleyen esas nokta olarak korsanları gösterdi. Bunlara karşı üretilen çözümlerin de ağ pazarındaki güvenlik eğilimlerini şekillendirdiğini vurgulayan Rafael, “Korsanlar yeni ve melez teknikleri geliştirip daha büyük tehdit haline gelince, güvenlik çözümleri de aynı doğrultuda komplikeleşiyor” dedi. Meteksan Sistem Genel Müdür Yardımcısı Taner Bengi, geniş alan ağlarda son zamanlarda en çok talep edilen konulardan bazılarını “ofislerarası hat maliyetlerinin azaltılması ve bu doğrultuda G.SHDSL teknolojisinin seçimi, daha yüksek bantgenişliği imkanı sağlayan Metro Ethernet kullanımı, ayrıca yerel alanda da kullanıcıların denetimini sağlamak amacıyla 802.1x uygulamaları” olarak sıraladı. Bengi, “Bunun yanı sıra müşterilerimizin mevcut altyapılarının, artan ihtiyaçlarını karşılayamaması ile de çok karşılaşıyoruz. Bu gibi durumlarda, yerel alan altyapı ve geniş alan ağ iyileştirme projeleri de yapıyoruz. Güvenlik alanında ise pazarı ikiye ayırmakta fayda var. Birincisi KOBİ’ler. Bu tür şirketlerde, ya güvenlik anlamında hiç yatırım yapılmamış oluyor ya da çok ucuz bir yatırımla mevcut durum idare edilmeye çalışılıyor. Bu tür müşterilerimizde, güvenlik altyapısının revize edilip iyileştirilmesi ile ilgili kapsamlı güvenlik projeleri gündeme gelebiliyor. İkincisi ise kurumsal çaplı organizasyonlar. Bu tür şirketlerde, genellikle yeni teknolojiler ile ilgili projeler gündeme geliyor. Karmaşık bir BT altyapısına sahip bu yerlerde, söz konusu yapının büyüyüp geliştirilmesi ile proaktif bir şekilde yönetilmesi ihtiyacı doğabiliyor. Bu bağlamda, Kimlik ve Erişim Yönetimi (KEY), Güvenlik Olay Yönetimi/Merkezi Log Korelasyonu (SIM –Security Information Management) ve Elektronik İmza gibi projeler önümüze geliyor” dedi. Ağ pazarının geleceğini şekillendiren konulardan en önemlilerinden biri olarak güvenlik konusunu gösteren HP ProCurve Network Grubu Ülke Satış ve Pazarlama Müdürü Sami Arbak, bu alanda gelişmelerin artan ve farklılaşan ihtiyaçlar ile neredeyse her gün değiştiğini ve değişmeye devam edeceğini ifade etti. Arbak, konuyla ilgili şunları söyledi: “Güvenlik konusu, ağ teknolojilerindeki en dinamik konu. Bu alandaki eğilimler ve ihtiyaçlar yatırımı zorunlu hale getiriyor. Özellikle güvenlik konusunun artık birçok sektörde yasal bir zorunluluk haline gelmesi, şirketlerin ve BT yöneticilerinin üzerine önemli görevler yüklüyor. Örneğin HIPAA (Health Insurance Portability and Accountability Act), sağlık sektöründeki şirketler için tüm hastaların elektronik bilgilerinin kişiselliğinin ve gizliliğinin sağlanması için gerekli yasal düzenlemeleri içeriyor. Aynı zamanda bu yasa ile bu bilgilere erişecek kişilerin kontrolünün sorumluluğu da yine şirketlere veriliyor. Dolayısıyla sadece bu bilgileri güvenli bir ortamda saklamak yetmiyor, aynı zamanda bu bilgilere ulaşacak personelin yetkinliğinin de kontrolü gerekiyor. Sağlık sektörü gibi diğer sektörlerde de benzeri çalışmalar yapılıyor ve standartlar getiriliyor. Kısa zamanda birçok sektörde şirketlerin güvenlik politikaları artık müşterileri ve rakipleri tarafından da sorgulanır olmaya başlayacak ve bu şirketlerin ticari faaliyetlerini direkt etkileyen ana unsurlardan bir tanesi olacak. Bu anlamda ağ altyapısına ve şirketlerin ağ yönetiminden sorumlu birimlerine baktığımızda, ağ güvenliğinin ve yönetiminin en öncelikli konular olduğunu görüyoruz. Artık sadece ağa dışarıdan gelebilecek saldırılara karşı önlem almak yeterli olmuyor. Aynı zamanda içeriden gelebilecek tehditler de dikkate alınmak zorunda. Dolayısıyla ağ güvenliğini sağlamak için kullanıcı profiline kadar kontrol sağlanması ve bu kontrolün kullanıcıların bağlandığı en uç noktada yapılması gerekiyor. Profil tabanlı yönetim sistemleri ile sadece hangi kullanıcıların ağa erişimi olacağının kararını vermiş olmuyoruz, aynı zamanda kimin, hangi lokasyondan ve hangi zaman aralıklarında, hangi kaynaklara ne şekilde bağlanacağının da kararını verebiliyoruz. Bu da, ağ altyapısını proaktif bir biçimde kullanarak, güvenlik politikalarımızın en kritik noktalarından bir tanesini kontrol altına almamızı sağlıyor. Ancak bununla beraber istemci güvenliği (client security) ve uyumluluğu uygulamaları da gündemde olacak. Ağa bağlanan bir kullanıcının öncelikle o ağa bağlanma yetkisinin olup olmadığı, eğer var ise hangi servis seviyesinde hakları olacağı kontrol altına alınacak. Bununla beraber ağa bağlandığı anda bilgisayarındaki yazılımların güncellenip güncellenmediği, gerekli olan virüs yazılımlarının bilgisayarında olup olmadığı ve var ise versiyonlarının güncel olup olmadığı kontrol edilecek. Gerekirse önce bir karantina sunucusuna bağlanıp gerekli güncellemeler ve kontroller yapıldıktan sonra diğer sunuculara erişebilmesi sağlanacak.” Deponet Şirket Müdürü Yıldız Aydın’a göre, ağ teknolojilerinin kullanım alanı ve payı arttıkça, güvenlik ile ilgili soru işaretleri kullanıcılardan üreticilere kadar bu pazar ile ilgili kesimler arasında daha da büyük yer tutmaya başladı. Ağ teknolojilerinin temel işlevinin bilginin taşınması ve paylaşılması olduğunu göz ardı edemeyeceğimiz için güvenlik ile ilgili şüphelerin de görmezden gelinemeyeceğini kaydeden Aydın, “Bilginin önemi ve gizliliği ağ üzerinde güvenli bir taşımayı zorunlu kılıyor. Taşınan bigiye erişimi engelleyen güvenlik yazılımları, bu bilgiyi gizleyecek şifreleme yöntemleri, güvenlik bakımından kullanıcıların ve üreticilerin en başından beri vazgeçemediği ve sürekli geliştirdiği yöntemler arasında yer alıyor. Ağlarda güvenliğin sağlanması sürekli geliştirme gerekiyor. Dinamik bir süreç. Ağ güvenliğinin son aşamasının hiç bir zaman olmayacağına inanıyorum, açık kapıların bulunması bu kapıların kapatılması, erişimin engellenmesi sonra tekrar daha önce farkedilmemiş açık kapıların bulunması ve bunlarında kapatılmasını gerektiren kısır bir döngü. Güvenlik ile ilgili bu döngü her zaman devam edecek, bu döngüde açık kapıların, kapatılmak üzere açanlardan daha önce bulunması ağ güvenliği ile ilgili etkili bir eğilim olabilir” şeklinde konuştu. “Ağların yaygınlaşması, Internet’in etkin bir şekilde kullanılması, bilgi teknolojilerinin stratejilerini İnternet üzerine kurması, kurumların dünyanın her tarafından erişilebilir hale gelmesini sağladı ve güvenlik ihtiyaçlarının doğmasına yol açtı” diyen S&T Türkiye Genel Müdürü Mehmet Bilginsoy, hem içeriden, hem de dışarıdan gelen saldırılarda işin kesintiye uğramadan devam etmesi ve sağlanan faydaların devam ettirilebilmesi için, ayrıca her gün değişen koşullar karşısında, politikaların belirlenmesi ve önlemlerin alınması gerektiğini vurguladı. Güvenlik çözümlerinin ağ ürünleri ile uyum sürecinin, güvenlik ve ağ pazarında konuların iç içe geçmesine neden olacağını düşünen KoçSistem Saha Hizmetleri Grup Yöneticisi Ahmet Cançelik, görüşlerini şöyle açıkladı: “Bunun yanı sıra IPS, 802.1x, NAC çözümlerinin gelişmeye yeni başlıyor olması,şirketlerin bu konularda yatırım yapmasını her geçen gün daha da zorlaştırıyor. Bu gelişimin tamamlanması ve çözümlerin olgunlaşması sonrasında 2008 yılı ile beraber çoğu kurumsal şirket tarafından bu çözümlerin yavaş yavaş devreye alınacağını öngörüyoruz. Bunun yanı sıra, gelişen bilgi ve güvenlik teknolojileri sayesinde uzak alan bağlantılarında kurumsal şirketler bağlantılarını şifrelemeye başlayarak, ağ ve güvenlik sistemlerine bir üst koruma daha ekleyecek.” Bimel Network Yöneticisi ve Şirket Ortağı Ender Kefoğlu, güvenlik duvarı, IDS/IPS (Saldırı tespit ve önleme sistemleri), antispam, antivirüs ve içerik filtreleme, kimlik doğrulama, erişim yetkilendirme ve kurumsal güvenlik politikaları uygulamaları çözümlerinin hepsinin birarada sunulduğu "Hepsi Birarada" güvenlik çözümlerine eğilimin giderek arttığını açıkladı. Kefoğlu’na göre, bu sayede yönetimi tek bir yerden ve bütünleşik biçimde kolaylıkla yapılan, aynı zamanda takip edilmesi çok daha rahat bir güvenlik sistemina kavuşmak mümkün hale geliyor. Kablosuz, virüse karşı korunma ve ağ güvenlik çözümlerinin yanı sıra fiziki güvenlik için ağ bağlantılı kamera sistemleri de pazarın genişlemesinden faydalanan ürünler arasında sayılabilir. “Bugün güvenlik denildiğinde ilk akla gelen ürün ne yazık ki hala güvenlik duvarları. Oysa ki tehditlerin dozunu artırması ile birlikte güvenlik duvarları da gerekli ancak yetersiz bir hale geldi” diyen Proline İş Geliştirme Müdürü Burak Bıçakhan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu da son yıllarda atak-sızma tespit ve önleme sistemlerinin yaygınlaşmasını sağladı. Bununla birlikte anti-x çözümleri de artık ağ geçidi noktasında konumlandırılıyor. Genel olarak bakıldığında tüm bu çözümler dışarıdan gelecek olan tehditlerin engellenmesi ile ilgili. Halbuki baştan beri dikkat edilmeyen ve dolayısıyla da önlem alınmayan gerçek ise ağların içeride son derece korunaksız olduğu. Öyle ki kurum yerel ağına herhangi bir taşınabilir bilgisayarın dahil edilmesi halinde o bilgisayarın tüm kurum ağı için yarattığı potansiyel tehlike dışarıdaki tehlike potansiyelinden fazla bile olabilir. Özellikle büyük kurumların bu konuyu titizlikle değerlendirmesi gerektiği kanaatindeyim. Bu nedenle özellikle bu yıl ve gelecek yıl güvenlik pazarındaki eğilimin ağ erişim kontrolü (NAC) çözümlerine doğru gideceğini düşünüyorum.” Kablosuz ağlarda alınacak güvenlik tedbirlerinin aslında kablolu ağlarda alınan tedbirlere benzediğine değinen Bürolink Genel Müdürü Osman Kınlı, “Dikkat edilmesi gereken nokta ağın sınırlarının kesin ve net olarak belirlenememesi. Kablosuz ağlarda veri taşıyan sinyaller binanın duvarları ardına kamusal alana taşabiliyor. Kablosuz ağlara özel çeşitli güvenlik tedbirleri bulunuyor; bunlar SSID kullanımı, cihaz kimlik doğrulama mekanizmaları, MAC adresi filtreleme ve kablosuz ağlarda şifreleme teknolojisi WEP olarak sıralanabilir” dedi. Güvenlik çözümlerinin sadece büyük kurumsal müşteriler için değil, her büyüklükteki kurumlar için gerekli olduğunun pazar tarafından net olarak algılandığının altını çizen Netex Genel Müdürü Erhan Doğan, Cisco, Check Point, Juniper gibi markaların da bu ölçeklerde kurumsal pazarda kullanılan güvenlik servislerini barındıran ürünleri KOBİ ölçeğinden çıkarmış durumda olduklarını söyledi. Doğan, şöyle devam etti: “Bir başka unsur da mobilitenin yaygınlaşması ile sadece ağ geçidinde verilen güvenlik servislerinin yeterli olmayıp, uç noktada kullanılan dizüstü bilgisayar, PDA gibi cihazlar üzerinde de gelişmiş güvenlik uygulamalarının barındırılması gerekliliği. Önemli eğilimlerden biri de ağ geçitinde verilen güvenlik servislerinin mümkün olduğunca yüksek performanslı tek bir donanım platformu üzerinde verilmesi. Birleşik Tehdit Yönetimi (Unified Threat Management - UTM) olarak adlandırılan bu çözümde tek bir donanım üzerinde güvenlik duvarı, ağ geçidi antivirüsü, IPS/IDS, URL filtreleme, AntiSpam gibi servisler sunuluyor. Dana önce ise, her bir servis için ayrı platformların kurulması gerekiyordu.” Kurumsal ve Bireysel kullanıcılara hizmet eden ağ teknolojileri ve bunların yanında ağ güvenliğinin de öneminin oldukça arttığını kaydeden Alcatel Lucent Satış Destek Müdürü Ersin Uyar, özellikle orta boy işletmelerde daha önceleri sadece güvenlik duvarı olarak aktive edilen güvenlik fonksiyonuna ek olarak son dönemlerde taşınan bilgilerin ve ağın güvenliğine ek olarak IDS / IPS (Saldırı tespit ve önleme sistemi ), antispam, antivirüs, url filtreleme, kimlik doğrulama, erişimlerin yetkilendirilmesi gibi fonksiyonların güvenliği sağlamadaki öneminden ötürü tercih edildiğini ifade etti. Uyar, “Maalesef güvenlikte yüzde 100 güvende olacağız gibi birşey söylemek mümkün değil. Ancak riskleri minimuma indirebilmek söz konusu. Bu amaçla yapılması gereken uluslararası kabul görmüş ISO 27000, COBIT, ITL, SOX gibi standartları takip etmek. Her şirket özeldir; uygulamalarıyla, işleyişiyle diğerlerinden az veya çok farklıdır. Dolayısıyla her şirket bu çözümleri değerlendirmeli ve kendine uydurmalı. Zaten bu çözümlerin, modüler yapıda olmasının nedeni tasarım aşamasında esneklik sağlaması ve firmaların ihtiyaçları doğrultusunda kolaylıkla biçimlendirilebilmeleri için” dedi. Cisco Teknoloji Çözümlerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Özay Uyanık’ın konuyla ilgili düşünceleri ise şöyle: “Güvenlikte eğilimlere yakından bakarsak da şunu söyleyebiliriz. Şirketler tek bir işi adresleyebilecek güvenlik cihazlarını tek tek almaktansa, artık çok katmanlı ve derinlikli güvenlik çözümleri uygulamak istiyorlar. Bunun nedeni de bir savunma derinliği yaratma isteği. Bir güvenlik aşamanın kırılması ve geçilmesi halinde bile, diğer aşamalarla gerekli güvenliğin sağlanabiliyor olması, bu yönteme rağbet edilmesinin ne kadar mantıklı olduğunu gösteriyor. Ayrıca şirketleri yerel alan, geniş alan ve iç/dış ağ diye tanımlanan bölgeler dışında, güvenliklerini sağlamaları gereken bir sürü cihaz var artık. Kablosuz ağ teknolojileri, Bluetooth, PDA’lar, dizüstü bilgisayarları gibi. Bu yeni teknolojilerin sunulmasıyla atağa maruz kalma olasılığı artmış durumda. Örneğin şirketin sahada çalışan ve dizüstü bilgisayar kullanıp, her yerden Internete bağlanan çalışanlarının makineleri iyi korunmalı. Aksi durumda dışarıdan alabilecekleri virüs ve solucanları, geri döndükleri zaman kendi ağlarına yayabilirler. Bu amaçla bu tarz makinelerin saldırı tespit sistemlerini üstünde bulundurması ve imza güncellemesine gerek olmadan o makineyi politika ve davranış tabanlı koruması önem kazanıyor.” Önde gelen üreticilerin ses görüşmelerindeki güvenlik sorununu çözmek amacı ile yıllardan beri IP iletiminde kullanılan bazı teknolojileri IP telefon santrallerine uyguladıklarını anlatan Avaya Türkiye Gebel Müdürü Sinan Dumlu, bunlar arasında ilk akla gelen yöntemlerden birisinin IP bazlı ses paketlerinin iletim sırasında dinlenmesini engellemek için kriptolanması (3DES veya AES) olduğunu belirtti. Dumlu, “Burada kriptolanmanın hangi cihazlar arasında ve ne şartlar altında uygulandığı sorgulanmalı. Ideal durum tüm IP handsetler ve gatewayler arasında bu özelliğin desteklenmesi” dedi. Kurumların kendi bilgi güvenliği politikalarını oluşturmaları gerektiğinin altını çizen Asus Türkiye İş Geliştirme Müdürü Bora Aras, “Kurumun yapısına bağlı olarak gerekli teknolojilere yatırım yapmalıdır. Birçok kurum ve KOBİ’ler için tek başına bir güvenlik duvarı çözüm olamamakta. Şifrelenmiş virüsleri çözemeyebilir ya da antivirüs yazılım şirketi yeni güncellemesini çıkarmamış olabilir. IPS sistemlerinin amacı virüsü, atağı veya izinsiz herhangi bir bağlantıyı otomatik olarak durdurabilmesi. IPS sistemleri ağdan geçen tüm paketleri analiz edilerek, güvenlik duvarına gelmeden onun bir virüs ya da atak olup olmadığına karar veriyor. IPS yazılım ve donanımlarının kullanımı artıyor” dedi. Artan telekomünikasyon ve iş yapma biçimlerinin kağıt ortamından sanal ortama geçmesi ile bu yeni ortamda bilgi güvenliğinin sağlanmasının şart olduğunun altını çizen Turcom Teknoloji Pazarlama İletişimi Yöneticisi Ayça Çınarlı Kayış, görüşlerini şöyle açıkladı: “ Özellikle son yıllarda e-ticaret uygulamalarının yaygınlaşması ile birlikte şirketler, güvenlik politikalarını ciddi anlamda gözden geçirmekteler. Yakın zamana kadar bir güvenlik duvarı çözümüne dahi gereksiz ve lüks tüketim gözü ile bakan şirketlerin, güvenlik politikası çözümlerine yöneldiklerini görüyoruz. Böyle bir sistemin kurulması kadar, sistemin devamlılığını yük paylaşımlı bir mantıkta sağlayabilmek, yönetim ve raporlama altyapısını işler hale getirebilmek te hayati öneme sahip. IDS / IPS bütünleşik sistemler, kritik verilere ulaşmadan saldırıyı engelleyebilmekte. Güvenlik sistemleri sunucu ve ağ tabanlı olarak tasarlanabiliyor. Ağ tabanlı sistemlere bakarsak bu sistemler kurumun iş ağındaki tüm trafiği algılıyor, içeriğini sorgulayarak saldırı olup olmadığına karar veriyor. Bu atağın kaydını alarak kendisi veya tümleşik çalıştığı diğer güvenlik ekipmanı tarafından atağın geçişini engelliyor ve yapılan işlemleri bir rapor haline getirebiliyor. Atak veritabanı, IDS teriminin en önemli bileşeni olmakla birlikte sıklıkla güncellenmesi ağ tabanlı güvenlik sistemlerinin olmazsa olmazı. Böylece yeni geliştirilen her türlü saldırıya hazırlıklı olunuyor.” Ağ güvenlik eğilimlerinde temel bir değişim yaşanıyor Özellikle son bir yıldır ağ ve internet güvenlik trendinde çok temel bir değişim yaşandığını anlatan Symantec Türkiye Satış Müdürü Murat Tora, tehditlerin artık tamamen veri hırsızlığı ve veri sızıntısı sağlamak üzerine kurgulanmakta olup, finansal kazanç sağlamak üzere belirli hedef organizasyonlara yönelik hazırlanan zararlı kodlarda ciddi bir artış gözlendiğini belirtti. Tora, “Saldırganlar artık yüksek önem derecesine sahip açıklara direkt saldırmak yerine, web uygulamaları veya html tarayıcılar gibi üçüncü parti uygulamalardaki orta seviyeli açıkları tespit edip, bu açıkları daha sonra düzenleyecekleri gerçek hedefe yönelik saldırılar için bir kapı olarak kullanıyorlar. Symantec’in Internet’teki tehditleri izleyerek periyodik olarak yayınladığı Internet Güvenliği Tehdit Raporları’nı incelediğimizde son dönemde özellikle spam, bot networkler, phishing, trojan ve sıfır-gün tehditlerinde artışa işaret etmekte olduğunu görmekteyiz. Ancak bundan daha önemlisi saldırganlar geçmiş dönemlerde bu tehditleri ayrı ayrı kullanırken, artık yöntem değiştirerek silahlarını koordineli suç hareketlerini destekleyecek global ağlar oluşturmak üzere birleştirmekteler. Özetle bir yandan bilinen tehdit türleri hızla artarken diğer yandan farklı tehdit ve yöntemlerin birlikte çalışabilirliğindeki artış da son dönemde ciddi bir tehdit olarak karşımıza çıkıyor” şeklinde konuştu. Geçen yıl geniş ölçekli virüs saldırıları yaşanmadı Trend Micro Türkiye Ülke Müdürü Luc-Erol Alptuna’ya göre, 2006 yılı, önceki yıllarda yaşanan geniş ölçekli virüs saldırılarının yaşanmadığı bir yıl oldu. Onun yerine casus programların, Phishing yöntemiyle birlikte kullanıldığı, İnternet bankacılığı odaklı soygunların çokça yapıldığı bir yıl oldu. Alptuna, “Rootkitlerin de saldırı amaçlı olarak kullanılmaya başladığını gördük. Türkiye’de güvenlik pazarı geçen yıla göre yüzde 35 büyüme kaydetti. Güvenliğin artık çok bileşenli bir kavram olduğunu görüyoruz. Tek başına bir antivirüs ile güvenliğinizi sağlamanız mümkün olmayacak. Güvenlik duvarını, anti-casus programlarını, çöp e-posta ile mücadele yazılımlarını birleştiren komple paketlerin yaygınlaşmasını bekliyoruz. Rootkit ve Phishing türü saldırılara karşı kullanıcısının güvenliğini daha iyi sağlayabilen ürünlerin piyasaya sunulacağını öngörüyoruz. Bizim ürünlerimiz halihazırda bu konseptte geliştiriliyor. Ebeveyn Kontrolü ile anne babalar, çocuklarının hangi sitelere girebileceklerini, hangi sitelere erişimlerini kısıtlayacaklarını belirleyebiliyor. Sahtekarlık Savunma Kalkanı ise, kredi kartı ve banka hesap numarası gibi bilgileri çalmaya yönelik girişimlere karşı kullanıcıyı koruma altına alıyor. Kişisel Güvenlik Duvarı, dışarıdan gelen sanal saldırılara karşı kullanıcının bilgisayarını emniyet altına alırken, Casus Yazılım Kalkanı da reklam amaçlı programcıkları bilgisayardan uzak tutuyor” dedi. Ağ güvenliği yatırımları pazarının büyüme hızı bir miktar düşecek Son yıllarda güvenlik yatırımlarındaki pazar artışının ağ teknolojileri pazarındaki büyümenin de önüne geçtiğini gözlemlediklerini kaydeden Datel Proje Mühendisi Altuğ Şenol, “Özellikle küçük ve orta ölçekli şirketlerin de tüm iş akışlarını ağlar üzerinden yönlendirmeye başlaması ile saldırı tespit ve önleme, gateway antivirüs, antispam, url filtreleme gibi uygulamalar çok daha yaygın bir şekilde kullanılmaya başlandı. Bizim öngörümüz, bu yıldan itibaren ağ güvenliği yatırımları pazarı ile ağ teknolojileri pazarı arasında büyüme konusunda bir paralellik oluşacağı ve ağ güvenliği yatırımları pazarının büyüme hızının bir miktar düşeceği yönünde” şeklinde konuştu. KOBİ’ler ağ pazarındaki potansiyeli ve fırsatları yeterince kullan(a)mıyor KOBİ’ler ülke ekonomisinde çok önemli ve kritik bir öneme sahipler. Pazarda KOBİ’lere yönelik çözümlerin sayısı günden güne artarken, diğer yandan KOBİ’lerin de bu teknolojilere ilgisi artıyor. Fakat bu ilgi ve bilinç oranının halen istenilen ve de olması gereken seviyeye gelemediği yorumları yapılıyor. KOBİ’lerin ağ pazarında potansiyellerini yeterince kullanmadıklarını düşünen HP ProCurve Network Grubu Ülke Satış ve Pazarlama Müdürü Sami Arbak, pazarda kalıcı olmak isteyen işletmelerin ağ pazarındaki yatırımlarını da artıracaklarına inandıklarını söyledi. Arbak, konuyla ilgili şunları söyledi: “Zira, gelişen teknolojilerin kullanılmaya başlaması, yeni pazarlara ulaşma çabasındaki KOBİ’lerin de önemli yatırımlar yapacaklarını düşündürüyor. Özellikle üniversitelerimizin iletişim ağı konusundaki yatırım ve çalışmaları hem içerik, hem de yeni teknolojilerin öğrencilere ulaştırılması açısından çok ileri seviyede. Bu yatırımlar, öğrencilerin bilgiye ulaşması anlamında ve akademik çalışmaların ve bilginin daha kolay paylaşılması anlamında gurur verici. Özellikle KOBİ’lerin bilişim ağı yatırımlarında üniversitelerimizdeki ilgili bölümlerin ortak çalışmalarının bir sinerji doğuracağına inanıyorum.” Nortel Netaş Kurumsal Çözümler Sistem Mühendisi Sinan Korkmaz, KOBİ'lerin Türk ekonomisinde önemli bir yere sahip olduğunu, ancak ağ pazarında KOBİ'lere yönelik özel çözümlerin son derece az, mevcut çözümlerin de ihtiyaçların sadece bir kısmına cevap verir durumda olduğunu ifade etti. KOBİ'lere yönelik çözümlerin bütünü kavrayan bir yaklaşıma sahip olması gerektiğinin altını çizen Korkmaz, sözlerine şöyle devam etti: “Ses, veri, güvenlik, raporlama, kolay kurulum ve izleme, kullanılan işletim sistemi ve e-posta sistemleri ile bütünleştirme gibi özelliklerin bazıları eksik bırakıldığında çözüm, yatırım gücü zaten yüksek olmayan KOBİ müşterisine cazip gelmekten çıkıyor. Giderek daha çok üreticinin KOBİ sektörüne yönelik faaliyetlere ağırlık verdiğini görüyoruz. Fakat bunların çok büyük bir kısmı sadece belirli alanlara hitap ediyorlar. Nortel olarak 2006 yılında duyurduğumuz ve bu yıl genişletmeyi planladığımız KOBİ portföyü ile amacımız ses, veri, güvenlik, vpn, çağrı merkezi, e-posta sistemi ile tam uyumluluk, Kablosuz-LAN, Ethernet anahtarlama gibi tüm ihtiyaçların tek bir platformda karşılandığı, ekonomik çözümler geliştirmek.” Alcatel Lucent Satış Destek Müdürü Ersin Uyar’a göre, KOBİ’ler Türkiye’de çok sayıda olmaları ve az kişiyle verimlilik sağlamayı, aynı zamanda fazla miktardaki iş olanaklarıyla önemli bir rol oynamakta. ADSL’in yaygınlaşması ile KOBİ’lerin e- donuşüm çercevesinde yatırımlarında artışlar olduğunu kaydeden Uyar, Internet üzerinde uzak bölgeleri veya bu bölgelerin merkez ile haberleşmesinde kullanılan sanal ağların KOBİ’lerin ağ teknolojilerinde ciddi yatırımlar yapmalarına neden olduğunu dile getirdi. Uyar, “Oluşturulan sanal ağlar, aynı zamanda güvenlik tanımını da ön plana taşımış oldu. Bu tür sanal ağ kuran KOBİ’lerin güvenlik için, url filtreleme, vpn , güvenlik ağı başlıkları altında yatırımlar yapmasına neden oldu. KOBİ’ler için az kaynakla çok ve verimli iş yapılmasında teknolojinin önemli bir etkisi olduğu açıkca görülüyor. KOBİ’ler için tasarlanmış ağ çözümleri içerisinde, KOBİ’lerin piyasalarda uzun süreli kalıcı olabilmeleri için teknolojinin kendi ihtiyaçlarını karşılayacağı kadarını kullanma gerekliliğinin farkına varmaları, maliyet tasarrufları, müşterilere iyi ve hızlı cevap vermek için ağ teknolojilerindeki gelişmeler KOBİ’ler açısından oldukça önem arz ediyor” dedi. USRobotics Türkiye Satış Müdürü Yosi Rafael’e göre, pazarın esasen büyük kısmını oluşturan KOBİ’ler, üreticiler açısından çok önemli bir segmenti teşkil ediyor. KOBİ’lerin ihtiyaçlarına hitap eden çözümler birbiri ardı sıra piyasaya sunulduğunu kaydeden Rafael, KOBİ’lere hitap eden çözümlerde özellikle kullanım kolaylığına dikkat edildiğini ve bilgi işlem uzmanlığı gerektirmeden kurulup işletilecek çözümler olmasına yoğunlaşıldığını vurguladı. “Bütün sektörlerde KOBİ’ler önemli bir yere sahip, büyük ölçekli şirketlere giden yolda KOBİ'ler içinde değişime adapte olabilen ve doğru stratejileri doğru zamanda uygulayabilenler, ayakta kalabiliyor ve yola devam ediyorlar” diyen Deponet Şirket Müdürü Yıldız Aydın, bilgi ve ağ teknolojilerinin bütünleştirilmesinin, operasyon ve organizasyonda etkili kullanımının KOBİ'ler için de iş yükünün azaltılması ve işlerin daha kısa zamanda daha etkili yapılmasına olanak sağladığını, ağ teknolojileri pazarında KOBİ’ lere yönelik kampanyaların ve pazarlama aktivitelerinin artmasının pazarda KOBİ’lerin artan önemini kanıtlar nitelikte olduğunun altını çizdi. KOBİ’lerin kullandığı ağ teknolojilerinin ağırlıklı olarak DSL teknolojilerini içerdiği bilgisini veren Servus Network ve Güvenlik Çözümleri Müdürü Ziya Gökalp, bu bağlamda KOBİ tarafında ağırlıklı olarak yapılan yatırımların ADSL portuna sahip Firewall+IDS+IPS+Antivirus+URL Filter+Antispam uygulamalarını içinde barındıran kutu çözümler olduğunu dile getirdi. Internet öncesi dönemde bilişim teknolojilerinden fazlaca yararlanmayan KOBİ’lerin Internet ile birlikte teknolojinin hızına ayak uydurmaya başladıklarını söyleyen Trend Micro Türkiye Ülke Müdürü Luc-Erol Alptuna ise şunları söyledi: “Yapılan bir araştırmada, Internet’in son 24 ayda çalışma şekillerini değiştirdiği KOBİ’lerin oranının yüzde 40’ları bulduğu görüldü. Ne var ki IDC’nin 2006’da yaptığı bir başka araştırma, KOBİ’lerin yüzde 70’inin Web güvenliği yazılım ve hizmetlerinden yoksun olarak faaliyet gösterdiklerini ortaya koyuyor. KOBİ’lerin kadrolarında güvenlik uzmanları ya da BT elemanları bulunmuyor. Hatta birçoğu web tehdidinin anlamını dahi bilmiyor. KOBİ’ler, bilgi güvenliği işini kendileri adına bir uzmanın yapmasını, kendilerine bu konuda destek vermesini, güvenlik politikaları oluşturup bunların yönetimini üstlenmesini istiyor.” KOBİ’lerin ihtiyaçlarının çoğunlukla LAN ve Internet erişim çözümleri olduğunu kaydeden Proline İş Geliştirme Müdürü Burak Bıçakhan, pazarın bu çözümleri sağlayan kısmında ise rekabetin oldukça sert geçtiğini açıkladı. Bıçakhan, “KOBİ’lerde özellikle Internet erişimi ve güvenlik için, çok amaçlı kutular daha kullanışlı bir hal alıyor. Böylece tüm güvenlik işlevlerini ve Internet erişimlerini tek bir kutu ile sağlayarak yatırım maliyetinde avantaj ve yönetimde de kolaylık sağlanabiliyor. Ethernet anahtarı için ise pazarın küçük oyuncuları cazip fiyatları ile kendilerine yer ararken büyük oyuncular da KOBİ’lere özel ürünlerini daha makul fiyatlarla duyurarak marka avantajını ön plana çıkarmaya çalışıyorlar. KOBİ’lere özel IP Telefon ya da VoIP çözümleri de sıkça yenilenen halleriyle karşımıza çıkıyor. Sonuç olarak pazarın tüm oyuncuları KOBİ’lerde kendine yer arıyor. Ancak KOBİ’lerin BT personeline yatırım yapma olanaklarının az olması ile birlikte ilk yatırım bütçelerinin de geniş olmaması, KOBİ’lere destek ve danışmanlık hizmeti veren şirketlerin önemini artıran bir sonuç olarak karşımıza çıkıyor” dedi. “KOBİ’ler geçtiğimiz yıllarda yüksek hızda internet erişimini düşük maliyetli olarak edinmek için yatırımlar yapıyorlardı. Ancak son zamanlarda KOBİ’lerin güvenlik çözümleri tarafında yatırımlarını arttırdıklarını görüyoruz” diyen Asus Türkiye İ
Tüm haberlere geri dön...