BThaber- VERİ MERKEZLERİ ve SUNUCULAR

Tüm haberlere geri dön...

Haber Kaynağı: BThaber, 27 Ekim - 2 Kasım 2008, Sayı: 693, BThaber

Veri merkezlerinde kabuk değişimi

Barındırdıkları bilgilerle günümüzün en değerli silahı olan bilgiyi depolayan veri merkezleri, artık şirketlerin can damarı. İş sürekliliğinin de destekleyicisi olan merkezler farklılaşan ihtiyaçlar sonucu yaşanan gelişimle kabuk değiştiriyor. Sunuculardaki kullanım dengesizliği nedeniyle bazı uygulamalarda performans sorunu yaşayan, bazı sunucuların atıl kapasiteyle çalışmaya devam ettiği, yönetimin zorlaştığı, sistemi çalıştırmak ve soğutmak için gereken enerji harcamalarının arttığı veri merkezleri, artık tüm bu olumsuzlukları bertaraf ediyor. Sanallaştırma ve konsolidasyonu biraraya getiren “Yeni nesil veri merkezleri”, verimlilik artışı sağlayan, operasyonel maliyetleri düşüren, enerji kullanımı açısından çevre dostu ortamlar yaratıyor. Araştırmaların her yıl yaklaşık yüzde 100 oranında artan enerji ihtiyacının 2005-2025 yılları arasında yüzde 1600 artacağını gösterdiği veri merkezleri için sanallaştırmanın kullanıldığı “Yeni nesil veri merkezler” önemli bir açılım sağlıyor.

Veri merkezleri, çevreci BT, sanallaştırma ve konsolidasyona odaklandı

Şirketlerin hayati bilgilerine kesintisiz ulaşım sağlanması açısından büyük önem taşıyan veri merkezleri, son yıllarda büyük bir değişim süreci geçiriyor. Veri paylaşımının artmasıyla merkezler giderek daha karmaşık bir hal alırken genişlemelerini de sürdürüyor. Bu değişim ve gereksinimle birlikte de artan enerji tüketimi ve yönetimi karmaşıklaşan sistemler ise değişimin tetikleyicisi olarak sektörü çevreci ve konsolide edilmiş veri merkezleri ile tanıştırıyor. Veri merkezlerinin, sürekli ve artan bir şekilde büyüme gösteren uygulama ve veriler dolayısıyla kapasitesini hızla artırmaya devam ettiğini belirten NetApp Sistem Mühendisi Burak Koç da, artan enerji maliyetlerinin kurumları ve çevreyi doğrudan etkilemesi dolayısı ile çevreci bilişim (GREEN IT) kavramının, eldeki kaynakları daha etkin kullanma yöntemlerini beraberinde getirdiğini ifade etti. Servus Ürün Müdürü Sinan Özcan’a göre de çevreci veri merkezlerine yönelimin dışında sanallaştırma ve konsolidasyon kavramları öne çıkan diğer konular. Özcan’a göre de yeni nesil veri merkezleri artık bu üç özellik çerçevesinde şekilleniyor.

Yeni nesil veri merkezleri gelişiyor

HP Türkiye Kurumsal Sunucu ve Veri Depolama Grup Müdürü Levend İskit’e göre de artık yeni nesil veri merkezlerinden söz ediliyor. Yeni nesil veri merkezlerinin (next generation data center-NGDC), 7/24 çalışan, sanallaşmış, küreselleşmiş, enerji kullanımı açısından verimli, tam olarak otomatikleşmiş ve uzaktan yönetilebilen ortamlar olarak tanımlanabileceğini dile getiren İskit, “NGDC daha yoğun ve yüksek kapasite ile çalışmak ve soğutmak için gereken gücün yarısını kullanması sayesinde hem daha güçlü hem de enerji açısından verimli. Bu özelliği ile veri merkezi büyümelerindeki enerji ve soğutma kısıtlamalarını kaldırmak ve maliyetleri azaltmak açısından daha çevreci teknolojinin temeli oluşturuluyor” diye konuştu. NGDC’nin iş ihtiyaçlarının değişimine paralel bir biçimde otomatik olarak ölçeklenebildiği için dinamik ve esnek bir yapıya sahip olduğunu belirten İskit, “Açık standartlar tabanlı teknolojiyle gereken bütün güvenlik ve uyumluluk ihtiyaçlarını sürekli olarak karşıladığı, yönettiği ve belgelediği için son derece güvenli ve açıktır. Çok az insan müdahalesi ile ve fiziksel olarak ortamda bulunulması gerekmeden kendini sürekli izleyecek ve onaracak şekilde tam olarak otomatik ve uzaktan yönetilebilen bir ortamdır. Paylaşılan hizmetler ya da hizmet odaklı mimarilere (SOA) dayalı olarak kişiselleştirilmiş hizmetlere her zaman ve her yerden erişimi sağlayacak teknolojiyi işin hizmetine sunar.

Planlanmış ya da planlanmamış çalışmama sürelerini azaltarak ya da ortadan kaldırarak, bütün iş süreçlerinde uygun düzeyde veri koruma, iş sürekliliği ve felaket kurtarma sağlar; kısacası, her zaman çalışır durumdadır. Yeni nesil veri merkezlerini oluşturabilmek için sanallaştırma, konsolidasyon ve veri merkezi dönüşümüne yönelik teknoloji çözümleri ve hizmetleri ile çevik altyapılar oluşturmak gerekiyor. Bu teknolojilerin kullanımı sayesinde daha kolay yönetilebilir, ölçeklenebilir, enerji kullanımı ve elde edilen iş sonuçları açısından verimli ve tasarruf sağlayan, çevreci yeni nesil veri merkezlerinin oluşturulması olanaklı oluyor” dedi.

Sanallaştırma yaygınlaşıyor

Prolink Veri Depolama Birimi Sistem Mühendisi Kemal Abanozoğlu’na göre de, sanallaştırmanın hızla artması veri merkezlerindeki değişimde en önemli bileşenlerden biri. Sanallaştırma ile veri merkezlerinde sunucu konsolidasyonu sayesinde yer ve enerjide oldukça ciddi tasarruflar sağlanabildiğini dile getiren Abanozoğlu, “Sunucu sanalaştırmasının yanı sıra veri depolama sanallaştırması da veri merkezlerinde verimlilik sağlayan önemli etkenlerden biri olmaya başlıyor” değerlendirmesinde bulundu. Sun Microsystems Türkiye SPARC Sistemler Müdürü Deniz Önay ise veri merkezleri konusunda yer, ısınma ve soğutma, yönetim maliyetleri de veri merkezi yöneticilerinin karşılaştıkları en önemli sorunlar olarak karşımıza çıkıyor. Önay’a göre sanallaştırma teknolojileri de bunların sonucu olarak sanallaştırma veri merkezlerinde günümüzdeki en önemli eğilimlerin başında geliyor.

Akıllı ağlar, veri merkezlerinin de verimlilik işleyişini destekliyor

Cisco Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Özay Uyanık, tüm dünyada birçok şirketin teknolojik altyapısı ağlar üzerine kurulu olduğunu belirterek yeni eğilim olarak “akıllı ağlar”a ve bu yapıların veri merkezleri üzerine dikkat çekti. Otomasyona olanak sağlayan ve verimliliği artıran akıllı ağ teknolojisinin, yönetilebilir veri merkezi ile şirketlere operasyonel etkinlik sağladığını vurgulayan Uyanık, “Türkiye’de de son dönemlerde dünyadaki eğilimleri takip eder şekilde konsolidasyon çalışmaları görmekteyiz. Kurumlar, veri merkezlerindeki depolama ağlarında kullandıkları ürünleri konsolide ederek kapasitelerini artırmaya başladılar. Bunun yanı sıra yine birçok büyük ve orta ölçekli şirket, kendi yedek veri merkezlerini oluşturmaya ya da hizmet olarak bunu müşterilerine sunan merkezleri kullanmaya başladılar.

Kurumlar iş sürekliliğini sağlamak amacıyla verinin her zaman ve her yerden erişilebilir olmasını istiyorlar. Bu nedenle veri yedekleme işi birincil veri merkezlerinden yedek veri merkezlerine taşınmaya başladı. Dolayısıyla şirketler, yedek veri merkezlerinde de küçük de olsa bir depolama ağı oluşturmaya ve yedeklenecek bilgileri birincil veri merkezinden yedek veri merkezindeki depolama ağlarına kopyalamaya başladı. Bu da yine depolama pazarındaki depolama ürünlerindeki büyümesini artıran nedenlerden biri olmuştur” diye konuştu. İş sürekliliği, güvenlik ve sanallaştırmanın da konsolidasyon çalışmalarını bütünleyici kavramlar olarak ortaya çıktığını belirten Uyanık, “Konsolide olan ve kapasitesi artan veri merkezinde kaynakların verimli kullanılması için sanallaştırma, veri merkezindeki hemen her kaynakta karşımıza çıkıyor” dedi.

Veri merkezlerinde değişim pek çok noktada şekilleniyor

British Telecom Veri Merkezleri Strateji Başkanı Harkareet Singh’a göre veri merkezlerindeki değişim pek çok noktadan yola çıkarak açıklanabilir. Singh bu noktaları ise madde madde şöyle açıkladı: “

  • Pek çok kuruluşun oluşturmak istediği yasal alanlarındaki mevcut güç ve soğutma önemli ölçüde küçülüyor -son birkaç yıl içinde, tüm dünyada ticari büyümeyi desteklemek için gereken kaliteli veri merkezine olan talep oldukça artmıştır- arz her zaman talebi yakalamaya çalışmaktadır. l Sanallaştırma ve grid hesaplama her gün biraz daha populer hale geliyor.
  • Tüm dünyada enerji fiyatları artarken tüm kuruluşların gündeminde verimlilik ve “çevrecilik” var – bu bazen maliyetlerde düşüş bazen de sürdürülebilirlik açısından ele alınıyor. l BT ekipmanı güç gereksinimleri ve yoğunlukta artış gösteriyor. Yasal veri merkezleri, mevcut tesislerde güç ve soğutma kısıtlamalarına neden olan yüksek yoğunluk blade’lerini desteklemek için tasarlanmamışlardır.
  • Sunucu ve bellek sanallaştırma, çok çekirdekli işlemciler, yeni ortam ve iyileştirilmiş sunucu yönetim araçları birkaç yıl içinde hızlı bir şekilde gelişecek.
  • Veri merkezleri, sermaye yoğun bir iş olduğu ve kuruluşlar temel yetkinliklerine daha fazla odaklandıkları için, veri merkezi hizmetleri ve profesyonel hizmetlerin dışkaynak kullanımı yoluyla sağlanması devam edecek.
  • Bazı ortak hizmetler KOBİ ve kurum segmentleri (örn. e-posta, arşivleme, IM) tarafından benimsenmeye başladığı için SaaS kabul görmeye başladı – bu pazarda, müşteriler toplam hizmet seviyesinde satın aldıkları için veri merkezi tesisleri daha az önemli oluyor.”

Eğilim, portal, CRM, güvenlik gibi uygulamaları merkezlere taşımak yönünde

Teknotel Genel Müdürü Alper Selçuk’a göre eskiden kesintisiz ve performanslı erişim vaat eden veri merkezleri, ağırlıklı olarak kurumların e-posta ve web sunucularının barındırıldığı noktalar olarak değerlendiriliyordu. Ancak gelişen eğilim ise uygulamaların süreklilik riskini azaltmak ve bu bakış açısı ile exchange, portal, CRM, güvenlik vb. uygulamaları da veri merkezlerine taşımak yönünde. “Kurumlar; günümüzde sunucularını merkezlerinde barındırarak, işgücü, elektrik, güvenlik, alan, altyapı, internet gibi ihtiyaçlara kaynak ayırmak yerine; profesyonel dış kaynak kullanımını tercih ediyorlar” diye konuşan Selçuk, bu doğrultuda veri merkezi; müşterinin BT Merkezi; kurumun merkez dahil tüm noktalarının ise şube olarak konumlandığını belirtti. Veri merkezlerinden beklenmesi gerekenin sadece profesyonel olarak işletilen güvenli bir altyapı değil, aynı zamanda bant genişliği, esnek kapasite ihtiyaçlarına cevap verebilme, karasal ve bağımsız yedekli bağlantılar olması gerektiğini dile getiren Selçuk, “Özellikle uluslararası şirketler için barındırma hizmeti alacakları veri merkezinin, küresel anlaşmaları kapsamında tercih ettikleri taşıyıcı/taşıyıcılara bağlantısı bulunması önemli. Yurtdışındaki veri merkezlerine doğrudan bağlantılar ve Exchange Point yapısında veri merkezi operasyonunda sunucu konumlandırmak uluslararası şirketlerin tercihi” diye konuştu.

Çevreci veri merkezleri, uygulamaları farklılaştırıyor

Global İletişim Teknoloji ve Operasyon Koordinatörü İlyas Turgut, veri merkezlerinde yeni eğilimin çevreci yaklaşım çerçevesinde elektrik tüketiminin azaltılması yönünde olduğunu belirtti. Günümüzde bir veri merkezinin operasyonel giderlerine bakıldığında gider kırılımının yüzde 55’inin elektrik tüketimi, yüzde 35 gibi bir kısmının bant genişliği, yüzde 10’luk kısmının ise bakım ve diğer giderler olduğunun gözlemlendiğine dikkat çeken Turgut, “Bu açıdan bakıldığında maliyetleri azaltmak yönünden çevreci veri merkezi (green datacenter) kavramı altında, düşük enerji tüketimli sunucular veya sanal sunucu kullanımı, enerji kaybını önleyici çözümler ve alternatif soğutma modelleri önem kazanmaya başlamıştır. Veri merkezini cazip hale getirebilmek, telekom şirketlerini ve kurumları o veri merkezine çekebilmek için, veri merkezi içinde internet exchange noktasına sahip olmak şu anda Avrupa’da yoğun olarak gündemde olan bir eğilimdir. Ancak Türkiye’de nötralizasyon konusundaki sorunlar nedeniyle bu konuda belli seviyeleri aşmak çok da mümkün olmamıştır” diye konuştu.

Sanallaştırma ve konsolidasyon artık veri merkezlerinin merkezinde

Datamarket Sistem Destek Yöneticisi Rıza Çay’a göre hızla gelişen teknolojiler veri merkezlerinde yaşanan verimlilik ve enerji tasarrufu ihtiyaçlarına çözümü de beraberinde getiriyor. Çay, bu doğrultuda da veri merkezleri için şu anda en yaygın kullanılan teknolojilerin sanallaştırma ve konsolidasyon olduğunu belirtti. Önceleri her bir yazılım sunucusu için; ihtiyacı olsada olmasada dedike edilen, yer kaplayan, güç harcayan, ısı yayan ve yönetilmesi gereken fiziksel sunucuların kullanıldığını belirten Çay, “Veri merkezleri yeni teknoloji ürünü sanallaştırma yazılımlarıyla, daha verimli çalışarak birden fazla yazılım sunucusunu barındırır hale geldi. Bu teknolojiler aynı zamanda, yazılım sunucularının çok daha kolay genişleyebilmesini, kaynak kullanımlarının dinamik olarak ayarlanabilmesini ve de en önemlisi fiziksel sunuculara bağlılığın ortadan kaldırılarak transparan bir şekilde taşınabilirliğini de mümkün hale getirdi” değerlendirmesinde bulundu.

Verimli enerji kullanımı öne çıkıyor

Bimel Sunucu Sistemleri Pazarlama Müdürü Murat Üstüntaş’a göre de, enerji tüketiminin en fazla olduğu yerlerden biri olan veri merkezleri, bu nedenle de verimli enerji kullanımının en fazla önem kazandığı alanlardan biri. Veri merkezlerinde yönetim maliyetleri ve soğutma maliyetlerinin de giderek arttığını ifade eden Üstüntaş, “Bilgiye erişimden vazgeçemeyeceğimiz bu ortamda, özellikle daha az enerji tüketimine yönelik sistemlerin geliştirilmesi ve veri merkezlerine bu sistemlerin bütünleştirilmesi, gelecekte maliyetleri düşürmek ve daha çevreci çözümler edinmek açısından şirket ve BT yöneticilerini zorluyor. Veri merkezleri de daha karmaşık bir hal alıyor. Bu değişim enerji tüketimi, yönetim karmaşıklığı ve maliyetlerini artırıyor” açıklamasında bulundu.

Verimli veri merkezleri için ipuçları

Gartner’ın veri merkezleri ile ilgili yaptığı bir araştırma ilginç sonuçlar ortaya koyuyor. Verimli veri merkezleri için ipuçları da verilen çalışmada küresel ısınmanın BT sektörünün önemli gündem maddelerinden biri olduğu hatırlatılırken, çevreci ürünlerin yalnızca enerji sarfiyatı ile değerlendirilemeyeceğine dikkat çekiliyor. Atık yönetimi, teknoloji altyapısı, kapasite yönetimi, destek hizmetleri ve enerji kaynaklarının da dikkatle ele alınması gerektiği belirtilen çalışmada veri merkezlerinin statik yapılardan çok yaşayan organizmalara doğru bir dönüşüm sürecinde olduklarına vurgu yapılırken insan kalbi ile veri merkezleri arasında benzerlikler kuruluyor. “İnsan maraton koşarken, kalbi en üst düzey kapasite ile çalışır. Ancak yavaşlamak ve normal tempoya dönmek hayati gerekliliktir. Veri merkezleri de zaman zaman tam kapasite ile çalıştıkları gibi, dinlenmeye ve bakıma ihtiyaç duyar” deniliyor. Araştırmayı gerçekleştiren Gartner’ın Başkan Yardımcısı Rakesh Kumar’ da verimli çalışabilen bir veri merkezinin sırrını beş başlıkta topluyor;

  1. Veri merkezinizin konumunu dikkatlice seçin.
  2. Soğutucu ve havalandırma sistemlerinin düzgün çalıştığından emin olun.
  3. Alternatif enerji kaynaklarını deneyin.
  4. Gözlem araçlarını kullanın.
  5. Güç problemi yaşayan ekipman olup olmadığını sürekli denetleyin.

Veri merkezlerinin az enerji harcayan sistemler arayışında olduğunu belirten Proline Sunucu ve Veri Depolama Çözümleri Uzmanı Ali Bacanak, bu konudaki stratejinin ise enerji etkin ekipman, enerji etkin veri merkezi, enerji etkin soğutma ve sunucu kullanımı maddelerinden oluştuğunu vurguladı. Bacanak sözlerini şöyle sürdürdü: “Voltaj düzenleyicilerinin kullanımı olası enerji kayıplarını en aza indirir. Kullanılmayan ses ve grafik göstergeler gibi gerekmeyen parçaları sunuculardan kaldırılırsa, ortalama bir sunucu parkının ancak yarısı kadar bir enerji kaybı yaşanır. Soğutma konusunda; yetkililer, klima sistemlerinde kullanılan ‘Freon’ maddesi yerine, bir şelaleden suyun akması şeklindeki yöntemi kullanmanın hem çok daha etkin, hem de daha çevreci olduğunu ve gelecekte de benzer yöntemlerin tercih edilmesinin beklendiğini ifade ediyorlar. Veri merkezlerinin nerede konuşlandırıldığının da kısmi faydalar sağladığını söyleyebiliriz, buna örnek olarak, Japonya’daki veri merkezi operasyonlarında soğuk yeraltı maden ocaklarını tercih edilmesini gösterebiliriz. Şirketlerin gelecekteki ihtiyaçlarını öngörerek, verimerkezlerini konuşlandırdıkları binalara da yatırım yapmaları gerekmektedir. Veri merkezlerindeki bir diğer eğilim ise bilişim dünyasının vazgeçilmez unsurlarından biri haline gelen ve ağırlığını gün geçtikçe dahada hissettiren sanallaştırma teknolojisi.”

Sunucular da çevreci evrimi yaşıyor

Veri merkezlerine yerleştirilen yeni nesil sunucular, artık aynı ve hatta daha küçük alanlar içerisinde daha performanslı ve daha az enerji tüketen çözümler üretiyor. Birden fazla iletim sisteminin çalışmasına olanak sağlayan sunucu mimarileri ve sanallaştırma ile artık daha az enerji tüketimine ayak uydurabilen depolama çözümleri ile karşılaşılıyor. British Telecom Veri Merkezleri Strateji Başkanı Harkareet Singh ise sunucuların çok çekirdekli işlemciler gibi yapılarla hesaplama gücünü artırdığını, boyut olarak da küçüldüğünü bu nedenle de enerji tüketimlerinin arttığına dikkat çekti. Artan enerji fiyatları nedeniyle sunucularda enerji tüketimi konusunun çok daha fazla öne çıktığını belirten Singh, “Bazı sunucu üreticileri artık kendi sunucularından gerçek zamanlı performans metrikleri çıkışı sağlıyor. Bu şekilde güç tüketimi, CPU kullanımı standart olarak alınıyor” dedi.

Teknotel Genel Müdürü Alper Selçuk’a göre sunucular, ebat ve işlevsellik anlamında da çok belirgin bir değişim içindeler. ATX’den Rack Mount’a doğru gerçekleşen dönüşüm, son zamanlarda yerini blade sunuculara bırakmış durumda. Blade sunucuların, tek şase üzerinde farklı kartların konumlandırılması ile esnek bir yapı sunduğunu belirten Selçuk, “Ortak kaynak kullanan bu sistemler, maliyet anlamında hem kurumlara, hem de veri merkezlerine büyük avantajlar sağlıyor. İhtiyaç duydukları alanın, elektrik ve iklimlendirme ihtiyaçlarının diğer sunucu tiplerine göre az olması, blade sunucuların önemli artıları” diye konuştu.

Yeni fenomen; “Sanallaştırma”

Sanallaştırma, günümüz BT sektörünün popüler konularından biri ve belki de enerji tüketimi konusunda sağladığı avantajla en çok veri merkezleri için önem kazanıyor. “Sanallaştırma”nın yıllardır değişik seviyelerde uygulandığını söylemek mümkün. İlk olarak 1960 yılı ortalarına doğru IBM’in CP-40 olarak adlandırılan sistemi ile sanal makine kavramının gündeme geldiği görülüyor. Sunucu sanallaştırması, birden çok fiziksel sunucunun yapacağı işi tek bir sunucu ile yapabilmeyi sağlıyor. Sanallaştırmanın, kurumlara operasyonel süreçlerinde önemli ölçüde esneklik kazandırdığını dikkat çeken Cisco Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Özay Uyanık ise “Sanallaştırma teknolojisi ile artık kurumlar kendi iş süreçlerine göre tanımlı sunucular kullanıyor ve bu sayede her yeni iş süreci de anında ilgili sunucuda tanımlanabiliyor. Bununla birlikte sunucuları, depolama alanlarını, şube altyapısını ve fiziki tesisleri birleştirip sanallaştırarak, maliyetleri düşürmek de mümkün” diye konuştu. Sanallaştırmanın sağladığı sunucu kaynaklarından en fazla şekilde yararlanma avantajının hem maliyetler hem de çevre için önemli bir rol oynadığını belirten NetApp Sistem Mühendisi Burak Koç ise “Ancak bunun veri merkezlerine tam olarak yansıyabilmesi için sunucular gibi veri depolama sistemlerinin de sanallaştırılması gerekmekte. Sanallaştırılmış veri depolama sistemleri daha az kapasiteyi daha verimli kullandırarak kurumlara enerji maliyetlerinde büyük katkılar sağlamakta” dedi.

Sanallaştırmada iki nokta önemli

HP Türkiye Kurumsal Sunucu ve Veri Depolama Grup Müdürü Levend İskit, sunucu platformlarının teknolojik güncellemelerle performansını artırmaya devam ettiğini belirterek, “Artan sunucu sayıları ile artık sunucu yönetimi ve sanallaştırmanın bu alandaki en önemli ve hızlı gelişen alan olarak göze çarpıyor. Sanallaştırmada ve sistem yönetiminde de 2 teknoloji dikkat çekiyor. Birincisi blade teknolojileri, ikincisi de üst uç sunucularda üç büyük işletim sistemini (Microsoft, Linux, Unix) destekleyen Itanium işlemcili sanallaştırma platformları. Özellikle blade teknolojisi dağınık ve eski tip veri merkezlerindeki sorunları çözmede çok etkili oluyor” dedi.

Depolama ve yedekleme çözümleri, sanallaştırma teknolojilerini destekliyor

Bimel Sunucu Sistemleri Pazarlama Müdürü Murat Üstüntaş’a göre yeni dönem, çok çekirdekli ve çok işlemcili sunucu mimarileri ve enerji optimizasyonu çerçevesinde şekilleniyor. Sanallaştırma yapılmış sunucularda, performansa bağlı güç tüketimi çok daha az olduğunu belirten Üstüntaş, blade sunucuların özellikle sanallaştırma teknolojilerinde tercih edildiğini söyledi. Yeni nesil sunuculara yapılacak yatırımlar, gelecekteki ortam soğutma ve havalandırma da kullanılan enerji tüketimi ve yönetim maliyetlerini düşürdüğü için 1 ila 2 yıl içerisinde, kendi maliyetlerini karşılayacaklar” diye konuştu.

Veri merkezlerinde çok sayıda ve atıl olarak kullanılan sunucuların sanallaştırma teknolojisi ile konsolidasyonu sağlanarak (tek fiziksel sunucu üzerinde birden fazla işletim sisteminin çalıştırılması) ile hem yönetim kolaylığı hem de enerji ve yer tasarrufu sağlandığını belirten Prolink Veri Depolama Birimi Sistem Mühendisi Kemal Abanozoğlu, bu nedenle sanallaştırmanın önem kazandığını belirtti. Veri depolama alanındaki sanallaştırmanın temel amacının yönetim kolaylığı sağlamak olduğunu belirten Abanozoğlu, “Bu birden fazla sayıdaki fiziksel disklerin, disk bloklarının veya dosya sistemlerinin tek bir havuzda birleştirilip bu havuzu veri merkezinde sunuculara paylaştırılması ile sağlanır. Karmaşık fiziksel veri depolama ekipmanlarının ve bunların spesifik gereksinimlerini depolama sanallaştırması yönetimsel olarak kolaylaştırmasını sağlamakta” diye konuştu.

Sunucular daha fazla performans ve daha az enerji tüketimi yolunda Oytek Çözüm Danışmanı Erkan Alkan’a göre artık daha az enerji ile beraber daha fazla performans almayı ve daha fazla iş yapmayı sağlayan sunucu teknolojileri öne çıkacak. Bu doğrultuda önümüzdeki dönemde “Blade” olarak adlandırılan; enerji ve yer/mekan tasarrufu sağlayan teknolojilerin hayatımızda ve veri merkezlerinde daha fazla kullanılacağını belirten Alkan, “Diğer yandan sunucularda artan CPU Core teknolojileri; performans avantajı sağlarken; enerji kullanımı konusunda ne yazık ki bazı dezavantajlar getirmekte. Ancak hem CPU hem de sunucu üreticileri bunun farkına varmış durumdalar ve bu yönde yapılan düşük voltajlı CPU ve sunucu teknolojileri çok daha fazla ön plana çıkmakta” dedi.

Sanallaştırmada farklı yöntemler kullanılıyor

Veri merkezlerinde sunucu ve depolama taraflarında sanallaştırma teknolojileri kullanıldığını belirten Servus Ürün Müdürü Sinan Özcan, sektördeki çeşitli üreticilerin bu konuda farklı yöntemleri benimsemiş durumda olduğunu belirtiyor. Depolama tarafındaki sanallaştırma SAN fabrikada yada depolama sisteminde denetleyici bazlı yapılabildiğini ifade eden Özcan, “Sektördeki çeşitli üreticiler bu konuda farklı yöntemleri benimsemiş durumdalar. HDS tarafından kullanılan sanallaştırma yönteminde her türlü disk ünitesi Hitachi’nin üst seviye depolama biriminin arkasına harici disk ünitesi olarak bağlanmakta, sunucular sadece HDS sistemine bağlanarak buradaki dahili ve harici kapasiteyi tek havuz mantığı ile kullanabilmekte” dedi

Sanallaştırma, kolay işletilebilir, düşük maliyetli yapılar kuruyor

İşlemci kapasitelerinin dengesiz kullanımı, geleneksel sunucu kullanımının getirdiği yüksek maliyetler, donanım bağımlı sunucu sistemleri, işletim sistemi yedekleme problemleri gibi nedenlerle gündeme gelen sanallaştırma, pek çok avantajı da beraberinde getiriyor. Başta enerji tüketiminin azaltılması olmak üzere sunucuların iş kritiğine göre konsolide edilmesi, sunucu barındırma maliyetlerinin düşürülmesi ve merkezi yönetim kolaylıkları sağlayan sanallaştırma sektör temsilcilerine göre de pek çok farklı başlıkta avantaj sağlıyor. Proline Sunucu ve Veri Depolama Çözümleri Uzmanı Müjdat Kızılay göre de sanallaştırma, ekipman ve bilgi işlem kaynaklarının çok daha hızlı tedarikini, daha iyi chargeback sistemlerini ve daha güçlü felaket kurtarma yeteneklerini mümkün kılıyor. Daha az problem ve çözüme daha yakın olan esnek bir altyapı oluşturuyor. Veri merkezi birleştirmenin sanallaştırmanın potansiyelini açığa çıkartmaya doğru kritik bir adım olduğunu belirten Kızılay, “Eskiden, herbir iş birimi için bir sunucu kutusunun tahsis edildiği süreç (satın alma, tedarik ve donanımların ayarlanması dahil) haftalar, hatta aylar alıyordu. Şimdi ise, sayısı sürekli artan sanal sunucularla, tek bir günde yapılabiliyor” dedi.

İşletim sistemi üzerindeki hatalar, saniyeler içinde düzeltilebiliyor

Veri merkezlerinde, heterojen işletim sistemlerinin kullanılmasının, yönetimlerini de zorlaştırdığını belirten Bimel Sunucu Sistemleri Pazarlama Müdürü Murat Üstüntaş, sanallaştırma teknolojilerinin bu yönetimi daha basit, hızlı ve güvenli bir hale getirdiğine dikkat çekti. Üstüntaş, “Bir işletim sistemi üzerindeki hataları saniyeler içerisinde sanallaştırma teknolojilerini kullanarak geri dönmek artık mümkün” dedi. SNC Bilgisayar Teknik Pazarlama ve Proje Yöneticisi Oktay Egi ise güç tüketiminin azalışına dikkat çekti. Egi, veri merkezlerinde azalan sunucu sayısının yönetimi kolaylaştırdığını ve güç ve soğutma giderlerini azalttığını vurguladı.

Kapasite dengesizliği ortadan kalkıyor

HP Türkiye Kurumsal Sunucu ve Veri Depolama Grup Müdürü Levend İskit’e göre mevcut veri merkezlerinde bazı sunucuların kullanımı çok yüksek, bazılarının ise çok düşük. Bunun sonucu olarak, bazı uygulamalarda performans sorunu yaşanırken, bazı sunucular ise atıl kapasiteye sahip oluyor. Sanallaştırmanın bu dengesizliği ortadan kaldırdığını ifade eden İskit, “Kaynakların bir havuz olarak görülmesine, bu kaynakların dinamik ve gerçek zamanlı paylaştırılmasına ve bu sayede kaynak kullanımında etkinliğin iki katına çıkarılmasına olanak tanıyor” diye konuştu.

Sanallaştırma ile her yeni iş süreci ilgili sunucuda tanımlanabiliyor

Sanallaştırmanın kurumlara operasyonel süreçlerinde çok büyük oranda esneklik sağladığını belirten Cisco Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Özay Uyanık, sanallaştırma ile her yeni iş sürecinin anında ilgili sunucuda tanımlanabildiğini ifade etti. Sanallaştırmanın kurumlara kendi iş süreçlerine göre tanımlı sunucular kullanma olasılığı verdiğini vurgulayan Uyanık, “Bununla birlikte sunucuları, depolama alanlarını, şube altyapısını ve fiziki tesisleri birleştirip sanallaştırarak, maliyetleri düşürmek de mümkün” değerlendirmesinde bulundu.

Sanallaştırma atıl performans sorununa çözüm getiriyor

Akora Teknoloji Pazarlama Müdürü, Oktay Öncel, belli sayının üzerinde kullanıcı ve sunucu ihtiyacı olan ortamlar için fiziki sunuculardan farklı sayıda sanal sunucular yaratarak fiziki sunucuların kaynaklarını ihtiyaca en uygun şekilde optimize etmenin sunucu sanallaştırma teknolojisinin temelini oluşturduğunu belirtti. “Özellikle farklı sunucu ihtiyaçları olan ve günün farklı zamanlarında değişiklik gösteren kurumlar, güçlü sunucuları olup bir kısmı atıl kalanlar yeni yatırım yapmamak ve enerji tasarrufu sağlamak için sanallaştırmayı tercih ediyorlar” diye konuşan Öncel, sanallaştırmanın arızalara karşı da bir korunma metodu sunduğunu dile getirdi. Sunucu gruplarında oluşması muhtemel atıl alan ve atıl performans sorununa en doğru çözüm günümüzde sunucu ve depolama sanallaştırma teknolojileri ile sağlandığını da vurguladı.

Çok önemli noktalarda etkin çözüm sağlıyor

Sun Microsystems Türkiye SPARC Sistemler Müdürü Deniz Önay’a göre de sanallaştırma sadece sunucular için geçerli olmanın dışında depolama üniteleri ve masaüstünde de kullanılan bir teknoloji. Sağlamış olduğu faydalar ise yönetilecek sunucu sayısının da azalmasıyla ortaya çıkan yönetim kolaylığı, kaynakların etkin kullanımıyla verimliliğin maksimize edilmesi, donanım adetlerinin azalmasıyla donanım maliyetlerinin düşürülmesi ve güç, soğutma ve yer ihtiyaçlarının minimize edilmesi ve operasyonel maliyetlerin azaltılması olarak sıralanıyor. Diğer yandan günümüzde baktığımız zaman, “Network is the Computer-Ağ bilgisayardır” kavramının bir kavramdan öte bir gerçek haline geldiğini görüyoruz. Böyle bir ortamda veri merkezlerinin iş sürekliliği üzerindeki etkileri çok önemli. Veri merkezleri kesintisiz ve talepleri en hızlı karşılayacak şekilde yapılandırılmalı” dedi.

Veri yedekleme ve geri yükleme basitleşiyor

Teknotel Genel Müdürü Alper Selçuk ise sanallaştırma ile sağlanan birden fazla sunucuyu tek sunucuya toplamanın enerji maliyeti ve gerekli ortamın küçülmesi anlamına geldiğini belirterek “Diğer bir avantaj ise; sanallaştırma sayesinde veri yedekleme ve geri yükleme işinin basitleşmesi. Sanallaştırma sayesinde kurumlar, tek bir seferde bir bilgisayar içindeki sanal katmanların her birinin yedeğini alabiliyor ve böylece BT altyapılarının yönetimini de kolaylaştırmış oluyorlar. Sanallaştırma sayesinde veri merkezleri; her bir işletim sistemi için ayrı sunucular konumlandırmak zorunda kalmıyor. Web ve e-posta hosting servisleri için sanallaştırmanın ortak kaynak kullanımına olanak vermesi veri merkezleri için önemli bir gelişme. Diğer yandan sanallaştırma sayesinde, kurumlar örneğin exchange ve PBX uygulamalarını tek bir sunucu üzerine taşıyabiliyor” dedi.

İş sürekliğinin dizginleri veri merkezlerinde

Uzmanlara göre veri merkezleri, şirketlerin günlük yürüyen iş ve operasyonlarının devamlılığının sağlanması açısından büyük önem taşıyor. Sürekliliğinin sadece günlük operasyonlarda değil; bir felaket anında da devamlılığın sağlanmasının da bir o kadar önemli olduğunun altını çizen Oytek Çözüm Danışmanı Erkan Alkan, güvenlik tarafından bakıldığında ağ, yazılım ve fiziksel güvenlikten oluşan üç başlık ile karşılaşıldığını belirtti.

Teknotel Genel Müdürü Alper Selçuk’a göre de güvenlik ve devamlılık için oluşturulması gereken koşullar; optimum operasyonel standartlar, elektrik ve iklimlendirme ve güvenlik başlıkları altında toplanıyor. Operasyonel standartların içinde elektrik ve mekanik sistemler olduğu gibi yangın ve su baskınına karşı önlemler bulunduğunu ifade eden Selçuk, “Veri merkezinin sensörler sayesinde gerekli alarmları otomatik olarak üretmesi ve 7/24 teknik ekip tarafından izlenmesi bu standartların arasında olmazsa olmazlar” dedi. İş sürekliliğinin sağlanması için veri merkezlerinin sağlam, çevik, otomatik altyapılara oturması gerektiğine dikkat çeken HP Türkiye Kurumsal Sunucu ve Veri Depolama Grup Müdürü Levend İskit ise otomatik olarak kendini izlemeyen, sorunların giderilmesi için proaktif önlemler alınmasına olanak tanımayan, yönetimi ve bakımı zor veri merkezleri iş sürekliliği açısından yetersiz yapılar ortaya çıkarıyor. “İş sürekliliği sağlanmış bir veri merkezi ile arıza süresinin ya da kesintilerinin işe etkisi azaltılır” diye konuştu. Veri merkezlerinde devamlılık ve güvenlik boyutu farklılaşıyor

NetApp Sistem Mühendisi Burak Koç, iş sürekliliği açısından önem taşıyan veri merkezlerinde güvenlik konusunun günümüzde farklı bir boyut kazandığını belirtti. Veri güvenliğinin sadece dış etkenlere karşı korumanın ötesine geçtiğini ifade eden Koç, “Güvenlik süreçlerinin içerisinde bulunan kötü niyetli erişimler de önemini artırmıştır. Artık verileri, sadece ağ güvenlik teknolojileri ile korumanın ötesinde, verileri veri merkezi içerisinde durdukları yerlerde de güvenli bir şekilde yönetebilmek ön plana çıkmaktadır. Veriler, yaşam döngüleri içerisinde, farklı fiziksel ortamlara taşınmaktadır.” dedi.

Veri merkezleri pek çok görev üstleniyor

Veri merkezlerinin, pek çok bilginin çevrimiçi paylaşılabilmesini sağlayan hesaplama yeteneği sağladığını belirten British Telecom Veri Merkezleri Strateji Başkanı Harkareet Singh, veri merkezleri ile ilgili olarak farklı saptamalar da bulundu. Singh, veri merkezlerinin konumuyla ilgili saptamalarını şöyle aktardı: “Veri merkezleri oldukça fazla güç tükettikleri ve bu nedenle büyük ölçüde carbon footprint bıraktıkları için işin sürdürülebilirliğini desteklemede büyük bir fırsat sunarlar. Veri merkezleri günün her dakikası enerji tüketirler ve bu nedenle çok küçük bir iyileştirme bile yapsanız, bunun yıl içindeki çarpan etkisi çok büyük olduğu için önemli bir fark yaratmış olursunuz.”


Tüm haberlere geri dön...
Ankara Merkez
Tel: (312) 434-2245 Faks: (312) 431 19 53
İstanbul (Anadolu)
Tel: (216) 384-5061 Faks: (216) 384 50 26
İstanbul (Avrupa)
Tel: (212) 347-7540 Faks: (212) 347 75 44
İzmir
Tel: (232) 489-0755 Faks: (232) 425 21 49
Bursa
Tel: (224) 274-0055 Faks: (224) 273 00 26
2024© Bimel Elektronik Mamulleri Pazarlama A.Ş. internet sitesinin yayın hakları, tüm görsel malzeme ve bilgilerin elektronik ortamlar dahil kullanım hakkı sadece Bimel Elektronik Mamulleri Pazarlama A.Ş.'ne aittir. İzinsiz kullanmak, kopyalamak ve alıntı yapmak yasal kovuşturma hakkı doğurur.